SETA > Yorum |
Mülteci Depremi ve Soros Ziyareti

Mülteci Depremi ve Soros Ziyareti

Denizde gerçekleşen ölümlere, kışın kapıdan bakmasıyla birlikte artık donma riskinin de eklenmiş olması, Avrupa'ya mülteci akınının çok acil çözüm gerektirdiğini en açık şekilde gözler önüne seriyor.

GeçtiÄŸimiz Cumartesi günü George Soros, Ä°stanbul'da ekonomi yazarlarıyla dar kapsamlı bir sohbet toplantısı gerçekleÅŸtirdi. Toplantının konusu ise, mülteci krizi idi. Soros, Avrupa'nın bu doÄŸrultuda atması gereken adımlara dair düÅŸüncelerini bizlerle paylaşırken, AB ve Türkiye arasında bir iÅŸbirliÄŸi yapılması gerektiÄŸine dikkat çekti.

Denizde gerçekleÅŸen ölümlere, kışın kapıdan bakmasıyla birlikte artık donma riskinin de eklenmiÅŸ olması, Avrupa'ya mülteci akınının çok acil çözüm gerektirdiÄŸini en açık ÅŸekilde gözler önüne seriyor. Oysa birçok Avrupa ülkesi, bu sorumluluÄŸun altına girmekten hala kaçıyor. Türkiye'nin gösterdiÄŸi 2,5 milyonluk cömertliÄŸin kaçta kaçını, koca bir Avrupa gösteremiyor. Öte yandan, Almanya baÅŸta olmak üzere AB'nin “deÄŸerlerini!” hatırlamasını ve bu soruna bir çözüm bulmasını dile getiren çaÄŸrılar da, pek karşılık bulmuyor.

Dolayısıyla, son haftalarda AB'nin mülteci krizi nedeniyle çatırdaması gibi söylemler de çoÄŸaldı. Bu endiÅŸelerle Ekim sonunda bir araya gelen Avrupalı liderler, ancak bazı hafif önlemlerde el sıkışabilirken, hızlı ve kesin çözümlere ulaÅŸmanın imkânsızlığını da sergilemiÅŸ oldu. Ä°ÅŸte Avrupa'ya inen ve halen bir çare bulunamayan mülteci felci, ÅŸimdi bölgesel bütünlüÄŸü bozacak endiÅŸelerle derinleÅŸiyor.

SOROS PLANI

Ä°ÅŸte Soros da, bu ciddi sorunla ilgili olarak 6 maddelik bir plan tasarlamış. Özetle anlatacak olursam; öneri, politik bir krize dönüÅŸen meselenin, AB'nin ortak bir iltica politikası benimsememesinden kaynaklandığını vurgularken, bölgenin yılda en az 1 milyon sığınmacıyı kabul etmesi gerektiÄŸini söylüyor. Bu noktada, yükün adil bir ÅŸekilde dağıtılması ve finansmanın saÄŸlanması en kritik hususlar.

Önerinin bir diÄŸer öne çıkan maddesi ise, AB'nin öncülük edeceÄŸi bir hareketle, Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi dev mülteci kitlelerine ev sahipliÄŸi yapan ülkelere parasal yardım saÄŸlanması. Bu ise, mülteci başına yılda 5.000 Euro ile toplamda 20 milyar Euro'luk bir meblaÄŸ anlamına geliyor. Bugüne kadar bu miktarın kenarından dahi geçildiÄŸi söylenemez.

AB'nin ortak bir “Sığınma ve Göç Ajansı” kurması gerektiÄŸini de belirten Soros, yılda asgari 1 milyon göçmeni sindirmek için bölgede ön çalışmaların yapılması gerektiÄŸini ekliyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle, mevcut durumla bile baÅŸ edemeyen Avrupa, içine girmiÅŸ olduÄŸu panikten çıkarılmalı ve bu iÅŸe yavaÅŸ yavaÅŸ alıştırılmalı. Ayrıca göçmenler için de, güvenli ulaşım kanalları sunulmalı.

OLDUKLARI YERDE KALSINLAR

Öte yandan toplantıda Soros, tüm bunların yapılması için, sığınma arayışında olanların oldukları yerlerde kalmaları gerektiÄŸini ifade etti. Bu yaklaşımın daha az kayba yol açacağını savunan Soros, Avrupa'daki mevcut karmaÅŸa haline de bu ÅŸekilde son verilebileceÄŸine iÅŸaret etti.

Bu noktada, kendisine Avrupa'ya kapıları açma önerisi anlamında katıldığımı ancak bazı tereddütlerim olduÄŸunu belirttim. Gerek eÅŸitlikçilik gerekse panik anlamında “oransal olarak” çok daha ciddi sıkıntıları Türkiye'nin yıllardır üstlendiÄŸini hatırlattığım Soros'tan, göçmenlerin yerlerinde uzun süre kalmaya devam etmesinin yaratacağı toplumsal etkileri deÄŸerlendirmesini rica ettim. Bu konuda kendisinden net bir cevap alamadım ancak toplantının ev sahiplerinden Ä°shak Alaton, bu endiÅŸemin mühim olduÄŸunu belirterek özellikle Suriyeli çocuklara eÄŸitim anlamında destek verilip toplumda yaÅŸanan huzursuzluÄŸun indirgenmesi gerektiÄŸini ifade etti.

SÜRDÜRÜLEBÄ°LÄ°R DEĞİL

Soros Planı, Avrupa'nın mevcut yaklaşımından öte öneriler sunuyor. Malumunuz, bölge, insaniyet namına henüz kendine gelemedi. Bununla birlikte, dünyanın 1 numaralı göçmen kucaklayıcısı Türkiye'ye de, Avrupa için geçerli olan saiklerle adaletli bir ÅŸekilde yaklaşılması ve bunun finansal yardımın çok daha ötesine geçmesi gerektiÄŸi görüÅŸümde ısrarcıyım. Sebebi ise, sayısı giderek katlanacak göçmen yükünün paylaşılmasında gecikilmesinin, hassas dengelerin hüküm sürdüÄŸü güney baÅŸta olmak üzere, Türkiye için farklı toplumsal dinamitleri fitilleyebilecek olması.

Elbette; daha önceki yazılarımda da belirttiÄŸim gibi, Türkiye olarak bugüne kadar insani duygularla büyük bir cömertlik sergiledik ve zaten baÅŸka türlüsü bize uymazdı. Ancak ÅŸu da bir gerçek ki; dünya bu yükümüzü önemli ölçüde hafifletmezse, durum sürdürülebilir olamaz.

Soros'un önerisine pek sıcak bakmayan Avrupa bu iÅŸin bir ayağıyken, tüm Batı dünyası elini taşın altına koymazsa olmaz. Öte yandan burun dibi uzaklığındaki Ä°srail ve Körfez ülkeleri de, hem keselerini hem de kapılarını açsalar hiç fena olmaz. Zira dünyanın ayıbı olan bu maÄŸduriyet akını kolay kolay durmayacak ve adil bir bölgesel/küresel dağılım yapılmazsa, Türkiye için endiÅŸelerim artacak. Açıkçası Cumartesi günkü toplantı, bu fikrimin yoÄŸunlaÅŸması için bir vesile oldu.

[Yeni Şafak, 10 Kasım 2015]