SETA > Yorum |
Kosova'daki Kitlesel Göçün Dinamikleri

Kosova'daki Kitlesel Göçün Dinamikleri

Kosovalıların AB ülkelerine akın etmesinin sebepleri arasında ekonomik sorunlar ilk sırada. Kosova'da işsizlik oranı yüzde 40'ı aştı. Kosovalıların ülkelerinin geleceğinden umutsuzluğa kapılmalarına yol açan bir diğer unsur da siyasal istikrarsızlık.

Kosova 17 Åžubat 2008'de bağımsızlığını ilan ettiÄŸinde, baÅŸkent PriÅŸtine meydanlarında Kosovalılar coÅŸkulu kutlamalar yapmış ve bağımsızlık ile birlikte parlak bir geleceÄŸin inÅŸa edileceÄŸine inanmışlardı. GerçeÄŸe dönüÅŸen bağımsızlık rüyası, Kosova'daki tüm kurumların ve halkın motivasyonunu arttırmış; özellikle ekonomik anlamda ülkenin daha iyi bir seviye yakalayacağına dair optimist bir hava oluÅŸturmuÅŸtu. Ancak bağımsızlığın 7. yılında büyük sorunlarla karşı karşıya kalan Kosova halkının bağımsızlık heyecanı, yerini umutlarını tamamen ülke dışına yönelten bir arayışa bıraktı.

Ülke siyasetinde yaÅŸanan derin krizler, devlet kurumlarının iÅŸlemez hale gelmesi ve zaten dar boÄŸazda olan ekonominin mezkûr sorunlarla birlikte daha büyük bir krize girmesi, Kosovalı ortalama vatandaşın kaygılarının artmasına ve Avrupa'ya doÄŸru kitlesel ÅŸekilde, üstelik yasadışı yollarla göç etmesine neden oldu. Ülkelerini terk eden Kosovalılara dair telaffuz edilen rakamlar ise çok çarpıcı boyutlarda. Kosova medyasına göre, sadece son iki ayda 50 bin kiÅŸi Avrupa ülkelerine göç etmiÅŸ. AÄŸustos 2014'ten beri Avrupa'ya göç edenlerin toplamı 100 bine ulaÅŸmış. Ki 100 bin rakamı, Kosova nüfusunun yüzde 5'ine tekabül ediyor.

Kosova'daki toplumsal depresyonun neticesinde dramatik bir göç dalgasının zuhur etmesi, Kosova hükümetini harekete geçirdiÄŸi gibi bölge ülkelerini de tedbir almaya sevk etti. Kosovalıların Avrupa'ya göç ederken kullandıkları güzergâhtaki geçiÅŸ ülkesi Sırbistan, Avrupa BirliÄŸi (AB) sınırlarının giriÅŸ kapısı konumundaki Macaristan ve baÅŸta Almanya olmak üzere tüm Birlik ülkeleri alarma geçti. Konunun BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Sekreteri Ban ki-Moon'un dahi gündemine gelmesi, Kosova'daki bu geliÅŸmenin hızlıca uluslararasılaÅŸmasını saÄŸladı. Böylece Kosovalıların Avrupa'ya kitlesel göçü, hem Kosova hükümetinin hem de ilgili ülkelerin ciddiyetle üzerinde düÅŸündüÄŸü ve çözüm yolu arayışına girdiÄŸi bir meseleye dönüÅŸtü.

Söz konusu ülkeler ve uluslararası kurumlar, göçü önlemek ve göçün nedenlerine çözüm bulunmasını isteyerek gözlerini Kosovalı karar alıcılara çevirdi. Ciddi bir iÅŸsizlik sorunuyla yüzleÅŸirken ortaya çıkan göç dalgasıyla ülkenin uluslararası imajının zedelenmesi sebebiyle panikleyen Kosovalı yetkililer, süreci yönetmekte zorlanıyorlar. Åžimdilik Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile AB ülkelerine sığınma talebinde bulunanların Kosova'ya geri dönmeleri sürecinde iÅŸbirliÄŸi yapmak ve 40-50 milyon dolarlık özel fonlar ile istihdam alanları oluÅŸturmak gibi önlemler dışında henüz kayda deÄŸer bir çözüm geliÅŸtiremediler.

Kosovalılar neden ülkelerini terk ediyor?

Kosovalıların bir felaketten kaçıyormuÅŸçasına AB ülkelerine hem de yasadışı yollarla akın etmesinin sebepleri mercek altına alındığında, ÅŸüphesiz akla öncelikle ekonomik sorunlar geliyor. Avrupa'nın en fakir ülkelerinden biri olan Kosova'da gayri resmi rakamlara göre iÅŸsizlik oranı yüzde 40'ı aÅŸtı. Sadece bu bile toplumsal huzurun bozulması için tek başına yeterli bir neden olabilir. Kosovalıların ülkelerinin geleceÄŸine dair umutsuzluÄŸa kapılmalarına yol açan sebeplerden bir diÄŸeri de yaÅŸanan siyasal istikrarsızlık ve onun doÄŸurduÄŸu sonuçlar.

Haziran 2014'te Kosova'da yapılan parlamento seçimlerinin ardından uzun süre hükümet kurulamaması, ciddi bir siyasi istikrarsızlık sorunu oluÅŸturdu. Bu durum, piyasaları negatif yönde etkiledi ve ülkedeki çoÄŸu devlet kurumunu kilitledi. Kosova Ticaret Odası BaÅŸkanı Safet Gërxhaliu'nun, '2014'ün ikinci yarısında yaÅŸanan siyasi krizin 2014 yılının ekonomik olarak baÅŸarısız bir yıl olmasını saÄŸlayan en önemli faktör olduÄŸu ve bu negatif ortamdan en fazla özel sektörün etkilendiÄŸi' ÅŸeklindeki deÄŸerlendirmesi, ülkedeki ekonomik krizin boyutlarına iÅŸaret ediyor.

Öte yandan Kosova'daki istikrarsızlık ortamı yabancı yatırımcıları da ürkütünce, 2014 yılında Kosova'ya gelen DoÄŸrudan Yabancı Yatırım (FDI) oranları 2013'e göre yüzde 37 azaldı. Türkiye ve Kosova Merkez Bankaları verilerine göre, Kosova'da inÅŸaat, altyapı, bankacılık, tekstil, enerji, saÄŸlık ve diÄŸer alanlarda ciddi yatırımları bulunan Türkiye'nin de 2013 ile karşılaÅŸtırıldığında 2014'ün ilk üç çeyreÄŸindeki yatırım oranlarında yüzde 80 üzerinde düÅŸüÅŸ saptandı. Kosova ekonomisindeki sarsıntıda, dünyadaki ekonomik krizin ve uluslararası toplumun Kosova'ya ilgisini azaltmasının etkisi de hesaba katılmalı. Lakin Kosova'da toplumu ve yatırımcıları kaygılandıran asıl meselenin siyasi istikrarsızlık olduÄŸu unutulmamalı.

AB'ye vize muafiyeti olmayan tek Balkan ülkesi konumundaki Kosova'nın yönünü Batı'ya çevirmesine raÄŸmen Batılı kurumlarca dışlandığını düÅŸünmesi ve diÄŸer Balkan ülkelerine nazaran Avro-Atlantik kurumlara entegrasyonda epey geriden gelmesi, Kosovalıların hevesini kıran bir baÅŸka etken. Kosova'nın uluslararası kurumlara entegrasyonunun çok ağır ilerlemesi ve henüz BM'ye üye olamaması da Kosova toplumunda güvensizlik yaratıyor. AB arabuluculuÄŸunda yürütülen ve Kosova'nın kaderini önemli ölçüde etkileyecek olan PriÅŸtina-Belgrad diyalog sürecinin de kaplumbaÄŸa hızıyla ilerlemesi, Kosovalıları bezdiren bir baÅŸka unsur olarak karşımıza çıkıyor.

Kosova hükümetinin iç ve dış politikada pozisyon belirlerken uluslararası aktörlerin baskılarına maruz kalması, toplumsal özgüveni sarsan önemli bir faktör. Nitekim Ocak 2015'te Kosova'da meydana gelen protesto gösterileri, bununla alakalıydı. Hükümetin, Kosova sınırları içerisinde yer alan ve statüsü tartışmalı olan Trepça Maden Ocağı'nın kamulaÅŸtırılacağına yönelik açıklama yapması ve ardından uluslararası baskılar üzerine geri adım atması, Kosova'da toplumsal öfkenin birikmesine yol açmıştı. Kosovalı kayıpların annelerine "vahÅŸi" diyerek hakaret eden Kosovalı Sırp Bakanı Aleksandar Jablanoviç'e hükümetin yeterince sert tepki göstermediÄŸi fikrinin yaygınlaÅŸması da buna eklenince, Kosova halkı sokaÄŸa dökülmüÅŸtü. Dolayısıyla Kosovalılarda iç ve dış meselelerde tam bağımsız hareket edemedikleri düÅŸüncesinin hâkim olması, halkın geleceÄŸe kötümser bakmasının bir baÅŸka sosyo-psikolojik nedeni ÅŸeklinde okunabilir.

Göçün nedenlerini ortadan kaldırmanın yolları

Kosovalıların gelecek kaygılarını azaltmak ve sarsılan toplumsal özgüveni geri kazanmanın kolay olmayacağı aÅŸikâr. Kosovalı siyasetçiler, mevcut toplumsal krizi sonlandırmak için öncelikle seçim sonuçlarının açıklanmasına raÄŸmen 6 ay hükümet kuramamanın ülkeye ve vatandaÅŸa maliyetini hesaba katıp bundan büyük dersler çıkarmalıdırlar. Sonraki adım ise hükümetin kriz odaklı yeni istihdam alanları yerine ekonomiye uzun vadeli nefes aldıracak yatırım alanları oluÅŸturmasıdır. Hükümet ayrıca siyasi istikrar konusunda güvence vermeli ve yabancı yatırımların önünü tıkayan tüm yapısal sorunları çözmelidir.

Uluslararası toplum da Kosova'ya daha fazla destek vermeli ve Kosova'daki ekonomik kriz insani krize dönüÅŸmeden ülkenin kalkınmasına daha fazla katkı sunmalıdır. Özellikle BM bir an önce Kosova'yı üyeliÄŸine kabul etmeli ve Kosova'nın uluslararası kurumlara uyumunu hızlandırmalıdır. AB ise PriÅŸtine-Belgrad diyalog sürecine hız kazandırıp bunu Kosova'nın ilerlemesini frenleyen bir unsur olmaktan çıkarmalıdır.

Kosova'nın kaderi ile yakından ilgilenen, gerek kalkınma alanında gerekse de devletleÅŸme sürecinde ciddi destekler sunan Türkiye'ye düÅŸen, Kosova'da kalıcı istihdam alanları yaratacak üretim sektörlerinde yeni yatırımları teÅŸvik etmek. Böylece ikili iliÅŸkilerinde sürekli pozitif gündeme sahip olan Türkiye ile Kosova'nın ekonomik iÅŸbirliÄŸi uzun vadeye taşınabilir. Kosova hem bölge pazarına hitap edecek bir üretim merkezi hem de AB pazarına girmek isteyen Türk markalarına ucuz iÅŸ gücü imkânı sunduÄŸu gözden kaçmamalıdır.

[Al Jazeera, 17 Åžubat 2015]