BM'den sonra dünyanın en büyük uluslararası organizasyonu olan Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Ä°Ä°T'nin, kuruluÅŸunun üzerinden yaklaşık yarım asır geçmesine raÄŸmen, hala daha küresel siyasi ve ekonomi arenada güçlü bir etkisinin olmaması, Ä°slam toplumu adına büyük bir eksiklik.
Ä°Ä°T'nin üye ülkelerinin çoÄŸu ekonomik açıdan güçsüz olarak nitelendiriliyor. Oysa, bu ülkeler içerisinde zengin enerji kaynaklarına sahip olanlar var. Dünyanın petrol ve doÄŸal gaz rezervlerinin yüzde 60'ı Ä°Ä°T üyesi olan ülkelerde. Ancak bu zenginliÄŸin teÅŸkilatın tamamına yansımadığı görülüyor. Ä°Ä°T'nin enerjiye sahip ülkelerden üyesi olduÄŸu gibi, birçok üye ülkesi de enerjiye eriÅŸimde sorun yaşıyor. Yani, Ä°Ä°T enerji arz ve talep edenlerin birleÅŸtiÄŸi bir enerji piyasası gibi. Bu piyasanın etkin çalışmadığı ise ortada.
DiÄŸer bir tezatlık ise, zengin enerji rezervleri olan ülkelerin gelirlerinin, yani sermayelerinin Ä°Ä°T ülkelerinde tutmamaları. Sermaye sahibi ülkeler, Ä°Ä°T platformunun geliÅŸmesi ve güçlenmesi için sermayelerini bu topluluktaki ülkelerde deÄŸerlendirmek yerine, diÄŸer ülkeleri tercih ediyorlar. Burada, Ä°Ä°T üye ülkelerinin her birinin kendi ajandasındaki menfaatine göre hareket ettiÄŸini söylemek yanlış olmaz.
Belki de Ä°Ä°T'nin Avrupa BirliÄŸi gibi bir entegrasyona dönüÅŸememesinin sebebi, üye ülkelerin ortak bir ajandasının olmaması. AB ülkeleri, öncelik olarak AB oluÅŸumunu öncelerken, ne yazık ki Ä°Ä°T üyeleri bu yaklaşımdan oldukça uzak. Bu ülkelerin kendi aralarındaki ekonomik ve ticari iliÅŸkileri zayıfken diÄŸer ülkelerle farklı bir görüntünün çizilmesi, bu tespiti destekliyor.
Ä°slam ülkeleri arasında kurulacak veya güçlendirilecek ekonomik aÄŸla, Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı'nın etki alanı geniÅŸleyecekken ve etki düzeyi artacakken, ekonomik potansiyellerini Ä°Ä°T üyesi olmayan ülkelere aktarıyorlar. Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı'nın Müslüman ülke ve toplumların ortak sesi olmasını engelleyen temel faktör de bu bence.
Ä°Ä°T üyesi olan veya olacak ülkelerin Ä°Ä°T ÅŸemsiyesi altında kalarak ortak ve güçlü bir profil oluÅŸturmak yerine tercih edilen, Ä°slam Kalkınma Bankası'nın sunduÄŸu finansman fırsatlarını kullanmak. Bu da Ä°Ä°T'nin entegrasyon yapısına kavuÅŸmasını önlüyor.
Ä°TT, ÖÄžRENÄ°LMÄ°Åž ÇARESÄ°ZLİĞİNÄ° TÜRKÄ°YE LÄ°DERLİĞİNDE ÇÖZEBÄ°LÄ°R
Ä°Ä°T ne yapar, misyonu ve amacı nedir, Ä°slam ülkeleri ve Müslüman toplumu için nasıl bir gelecek tasavvur ediyor?
Aslında tüm bu soruların sorulması, Ä°Ä°T'nin yapısının ve hapsolduÄŸu kısır döngünün sorgulanmaya baÅŸlandığının habercisi.
57 üyesi bulunan, birleÅŸtirici gücün Ä°slam olduÄŸu bu teÅŸkilatın ekonomik ve siyasi arenada ne yazık ki etki düzeyi düÅŸük. Ancak tüm bu sorunların çözümü için bir fırsat var önümüzde. 13. Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Zirvesi Ä°stanbul'da ve dönem baÅŸkanlığı 2 yıl için Türkiye'nin olacak.
Türkiye'nin liderliÄŸinde Ä°Ä°T'den beklentiler yüksek. Çünkü son 14 yılda ekonomide gerçekleÅŸen dönüÅŸümle Türkiye örneÄŸi, önemli bir sembol. Ayrıca, Suriye meselesinde Türkiye'nin ciddi bir sorumluluk alması ve Ä°Ä°T üyelerinin devre dışı kalması da, Türkiye örneÄŸini güçlü kılıyor diÄŸer ülkeler nezdinde.
Türkiye'den beklenen, Ä°Ä°T dönem baÅŸkanlığında teÅŸkilatın sorunlarına yönelik çözüm geliÅŸtirmede öncülük ederken, Ä°slam coÄŸrafyasının sesinin güçlü çıkmasını saÄŸlaması. Mevcut sorunlar için “Çözüm ne olabilir?” sorusundan önce, Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı'nın yarım yüzyıla yaklaÅŸan geçmiÅŸinde neden bir entegrasyona dönüÅŸemediÄŸinin cevabı aranmalı.
Küresel ekonomik güç dengesinin deÄŸiÅŸtiÄŸi, uluslararası kurumların sorgulandığı bu dönemde, Ä°Ä°T yeni bir motivasyonla küresel ekonomide prestijini yükseltmek zorundadır. Bunun için, birçok kurum ve kuruluÅŸları bünyesinde barındıran Ä°Ä°T'nin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. “Ä°Ä°T-2025: Eylem Programı” belgesinin zirve sonunda açıklanarak, gelecek 10 yıl için bir yol haritasının çizilmesi, deÄŸiÅŸimin iÅŸareti.
Ä°stanbul'da Ä°Ä°T Zirvesi öncesinde DışiÅŸleri Bakanlığı SAM tarafından organize edilen “Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Üyeleri Arasında Ekonomik ve Kültürel Ä°liÅŸkilerin GeliÅŸtirilmesi, Fırsatlar ve Zorluklar” konferansında da öne çıkan bu konuların somutlaÅŸtırılması, Ä°slam toplumunun batı ülkeleri karşısındaki pozisyonunu güçlendirecektir.
Ä°Ä°T üye ülkeleri farklılıklarını bir kenara bırakarak, ortak payda olan Ä°slam'ın merkezinde birleÅŸmeleri ve ortak bir ajandayla hareket etmelidirler. Ancak bu ÅŸekilde Ä°Ä°T, kendisinden beklenen vizyonu ortaya koymuÅŸ olur.
[Yeni Åžafak,14 Nisan 2016]