Ekonomide 2013 Perspektifi

Ekonomide 2013 Perspektifi

Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması ve "Orta Gelir Tuzağı"ndan çıkışın hızlandırılması için ekonomide makas değişikliğine ihtiyaç vardır.

2012 yılı, Euro Bölgesi ülkelerinin borç krizinin neden olduÄŸu küresel ekonomideki daralma ile ekonomik büyüme beklentilerinin aÅŸağı yönlü revize edildiÄŸi bir yıl oldu. Türkiye ekonomisinde, 2012 yılında ekonomik büyümede yapılan frene raÄŸmen, büyüme trendinin devam ettiÄŸi görüldü ve 2009 yılının son çeyreÄŸinden itibaren yani son 12 çeyrek dönem boyunca kesintisiz büyüme devam etti.

2012 yılı ekonomik büyümenin yüksek cari açığa önlem olarak yavaÅŸlatılması nedeniyle, 2013 yılında ekonomik büyümenin dengeli hızlandırılması için faiz oranlarında düÅŸüÅŸ trendinin devam edeceÄŸi öngörülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde ihracatın yanı sıra iç talebin de ekonomik büyümeye katkı yapması beklenmektedir. Bu yüzden, iç talepte canlılıkla beraber ekonomik büyümenin devam edeceÄŸi ve 2013 yılında Türkiye ekonomisi için Orta Vadeli Program'da hedeflenen yüzde 4 rakamının üzerinde bir büyümenin gerçekleÅŸeceÄŸi öngörülmektedir.

DiÄŸer yandan, 2012 yılında uygulanan sıkı para politikası sayesinde, enflasyon oranı yüzde 6,16 ile 1970'li yıllardan sonraki tarihin en düÅŸük seviyesine gelmiÅŸtir. Enflasyondaki bu düÅŸüÅŸ trendinin 2013 yılında da devam etmesi beklenmektedir.

Ä°HRACATTA YENÄ° PAZARLAR

2012 yılı ilk üç çeyrekte Türkiye ekonomisinde ihracat, büyümenin kaynağı haline gelmiÅŸtir. Türkiye, jeopolitik konum olarak gerek hız gerekse küçük miktarlardaki taleplere diÄŸer ülkelere nispeten daha kolay cevap verebilmesi nedeniyle, bu dönem de ihracatını artırmıştır. 2012 yılında gerçekleÅŸen 151,8 milyar dolar miktarındaki ihracat yeni bir rekor olmuÅŸtur. Bölgesel olarak incelendiÄŸinde, AB yine ihracatın en fazla gerçekleÅŸtiÄŸi bölge olarak öne çıkmıştır. AB'ye gerçekleÅŸen ihracatın 2012 yılında toplam ihracat içindeki payı yüzde 46'dan yüzde 38,2'ye yani yüzde 7 gerilemesine raÄŸmen, OrtadoÄŸu'ya gerçekleÅŸen ihracatta yüzde 12 ve Afrika'ya gerçekleÅŸen ihracatta yüzde 27 artış saÄŸlanması neticesinde, 2012 yılında toplam ihracatta geçen yıla göre yüzde 12,57 artış meydana gelmiÅŸtir.

Türkiye'nin küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerini bertaraf etmek için, Afrika, Kuzey Afrika ve OrtadoÄŸu ülkelerine yönelmesi, aslında, Türkiye'nin yeni imkânlar ve pazarlar geliÅŸtirme yeteneÄŸi olduÄŸunun bir ispatı olmuÅŸtur. Ayrıca, Türkiye'nin küresel ekonomik kriz dolayısıyla AB dışında elde ettiÄŸi bu pazarları AB ülkelerinin toparlanması halinde bile ihmal etmemesi hatta daha da geniÅŸletmesi gerekir.

Son dönemlerde, küresel ekonominin daha ılımlı seyretmesi, 2013 yılının daha olumlu koÅŸulları barındırması ve Avrupa ekonomilerindeki toparlanma emarelerinin ortaya çıkması nedeniyle ihracatın 2013 yılında daha da artacağı öngörülmektedir.

KREDÄ° NOT ARTIRIMI

DiÄŸer yandan, Fitch derecelendirme kuruluÅŸunun ülke kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi faizlerde önemli düÅŸüÅŸlere neden olmuÅŸtur. DiÄŸer derecelendirme kuruluÅŸları tarafından gerçekleÅŸtirilecek olası not artırımı ile orta ve uzun vadeli uluslararası sermayenin ülkeye giriÅŸi daha da hızlanacaktır. Ayrıca, Yeni TeÅŸvik Sistemi, Mütekabiliyet Yasası ve kentsel dönüÅŸüm yabancı yatırımcıların ülkeye gelmesini motive edecektir. Bu da baÅŸta üretim ve istihdam olmak üzere ekonomide temel ekonomik göstergelerde önemli iyileÅŸmelere katkı saÄŸlayacaktır.

Ancak, kredi derecelendirme kuruluÅŸu tarafından Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviye yükselmesi ile olası sermaye giriÅŸleri TL'nin deÄŸerlenmesine neden olabilir. Bu dönemde ekonomik büyümenin lokomotifi olan ihracatta devam eden artış trendin sürdürülmesi, kontrol altına alınan cari açığın tekrar yükselmemesi ve 2012 yılında elde edilen kazanımların kaybolmaması için, sürecin iyi yönetilmesi gerekir.

Sonuç olarak,cari açığı azaltmak için ekonomik büyümeden feragat etmek uzun vadede kalıcı bir çözüm olmayacaktır. Türkiye gibi 2023 hedefleri olan bir ülke için ekonomik büyümenin vazgeçilmez olması nedeniyle, cari açığı azaltıcı yapısal tedbirlerin alınması zorunlu hale gelmiÅŸtir. Bunun yanı sıra ekonomide büyümenin istikrarlı olması ve geliÅŸmekte olan ülkelerin de yaÅŸadığı en önemli sorunlardan biri olan "Orta Gelir Tuzağı"ndan hızlıca çıkmak için ekonomide makas deÄŸiÅŸikliÄŸine ihtiyaç vardır. Bunun için, yurtiçi üretimde katma deÄŸeri yüksek ürünlerin üretimine öncelik verilmesi, ekonomik büyümeyi kısıtlayan tasarrufun artırılması ve rekabet gücü yüksek sektörlere odaklanılması gibi temel sorunlar için tedbirlerin hızlandırılması önem arz etmektedir.

Sabah Perspektif, (05.01.2013)