SETA > Yorum |

Ekonomide 2011 Yılı Perspektifi

Türkiye, 2001 krizinden sonra gerçekleÅŸtirdiÄŸi reformlar sayesinde, küresel krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri olmuÅŸtur.

Ülke ekonomisi düzelerek diÄŸer ülkelerle rekabet edebilir hale gelmiÅŸ ve kötü durumda olan mali durum saÄŸlamlaÅŸmıştır. Türkiye Ä°statistik Kurumu'nun (TÜÄ°K) verilerine göre ilk çeyrekte yüzde 11.7, ikinci çeyrekte yüzde 10.3 ve üçüncü çeyrekte yüzde 5.5 oranında bir büyüme gerçekleÅŸmiÅŸtir. Türkiye 2010'un ilk çeyreÄŸinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi yüzde 11.7'lik büyüme ile G-20 ülkeleri arasında Çin'den sonra en hızlı büyüyen ikinci ekonomi olmuÅŸtur. Yılın ilk dokuz aylık dönemi itibariyle Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla'da (GSYÄ°H) geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 8.9 oranında bir artış gerçekleÅŸmiÅŸtir. 

Orta Vadeli Program'da yüzde 6.8 olarak hedeflenen büyüme rakamının 2010'da aşılması beklenmektedir. Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri arasında 16'ncı ve AB ülkeleri arasında ise 7'nci sırada bulunmaktadır. GerçekleÅŸen ekonomik büyüme rakamları ve tarihteki en düÅŸük faiz oranlarına raÄŸmen, son dönemde iÅŸsizlik oranında ancak kısmi bir düÅŸüÅŸ yaÅŸanmıştır. Fakat iÅŸsizlik oranlarının Avrupa bölgesindeki diÄŸer ülkeler kadar olmasa bile yüksek düzeylerde seyretmesi, ekonomideki iyileÅŸmelerin istihdama yansıması konusunda halen problemlerin olduÄŸunu göstermektedir. Ayrıca, ÖTV artışları ile enerji fiyatlarındaki dalgalanmalardan dolayı enflasyonda da iniÅŸli, çıkışlı bir dönem yaÅŸanmasına raÄŸmen, Türkiye'de 2010 yılı itibarıyla yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 6.4 olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. 

Eksen kayması mı dış ticaret çeÅŸitlendirmesi mi? 

Cari açığın önemli kalemlerinden biri olan ithalat- ihracat farkının deÄŸerli TL nedeniyle ithalat lehine geliÅŸmesi, ithalattan kaynaklanan cari açık ve dış borç ödemeleri için gerekli olan finansmanın ihracattan elde edilen gelirlerden karşılanması zorunluluÄŸunu getirmiÅŸtir. Bu nedenle dış ticarette ülke çeÅŸitlendirmesi çok önemli ve yerinde bir karar olmuÅŸtur.Türkiye'de ÅŸu anda dış politikada eksen kayması deÄŸil, tam aksine olması gereken dış ticaret çeÅŸitlendirmesi ve yörünge geliÅŸmesi yaÅŸanmaktadır. Ä°hracatın yaklaşık yüzde 50'sini yaptığımız AB ülkelerindeki dış talep daralmasını dış ticaret çeÅŸitlendirmesi ile telafi etme çabaları doÄŸru bir karar olmuÅŸtur. Küresel ekonomik krizin baÅŸladığı dönemde, Türkiye'nin krizin ülke ekonomisine vereceÄŸi tahribatı iyi analiz edip, dış ticarete yön vermesi, ticaret için komÅŸu ülkelere, uzak doÄŸuya ve OrtadoÄŸu'ya yönelmesi aslında, ülkenin yeni imkânlar ve pazarlar geliÅŸtirme yeteneÄŸini göstermektedir. Bunun sonucu olarak, 2010'da 111.7 milyar dolar ihracat hedeflenirken, bu rakam aşılmış ve 113.6 milyar dolarlık rakama ulaşılmıştır. Küresel ekonomik kriz süresince ekonomik açıdan olaÄŸanüstü bir performans sergilenmiÅŸ ve tüm ülkeleri kıskandıran bir baÅŸarı hikâyesi yazılmıştır. Ülkedeki deÄŸerli TL'ye raÄŸmen ihracat konusunda seferberlik birçok ÅŸehre sıçramıştır. 2000'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan ÅŸehir sayısı 4 iken 2010'da bu rakam 14'e çıkmıştır. 

2011 beklentileri... 

2010'da makro ekonomik göstergelerdeki iyileÅŸmelerin yanı sıra halkı birebir ilgilendiren istihdam ve gelir dağılımı konularında da iyileÅŸmeler beklenmektedir. Esas olarak, ihracata dayalı büyüme temel alındığı için, ekonomik büyüme, istihdam ve buna baÄŸlı olarak cari açıktaki artış da ihracat performansına baÄŸlı olacaktır. Bu yüzden, 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefine ilerlerken, 2011 için hedeflenen 127 milyar doların üstüne çıkmak gerekir. Ä°hracatın ağırlıklı olarak yapıldığı AB ülkelerindeki talep daralması, küresel ekonomik kriz, meydana gelen geliÅŸmeler ve kırılganlıklar dikkate alındığında, Türkiye'nin ihracatı için uzun dönemli bir risk görülmektedir. Bu yüzden, Türkiye bu sürede, yeni pazarlar bulmak ve iÅŸbirliÄŸi geliÅŸtirmeye ısrarla devam etmelidir. Ayrıca, ÅŸunu unutmamak gerekir ki ekonomik büyüme olduÄŸu halde, bu ekonomik büyüme istihdama tam olarak yansımıyorsa bundan sorumlu olan ekonomik büyüme deÄŸil, istihdamı etkileyen diÄŸer faktörlerdir. Bu faktörler; olmayan bütüncül istihdam stratejisi, deÄŸiÅŸen iÅŸgücü piyasası koÅŸullarına uyumsuzluk, piyasa katılıkları, yüksek vergiler ve eÄŸitim-istihdam arasındaki uyumsuzluktur. Ayrıca, vergi gelirlerini artırmak, bütçe dengesini mevcut koÅŸullarda devam ettirmek ve kayıt dışılığı önlemek için kapsamlı ve adil bir vergi reformu ÅŸarttır.

22.01.2011--SABAH/Perspektif