SETA > Yorum |
Dönme Dolaba Binmek

“Dönme Dolaba Binmek”

Kürt milliyetçilerinin fırsat dediği şey, Türkiye toplumu nezdinde hâkim güçler tarafından Ortadoğu'da yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmaya çalışıldığı şeklinde görülüyor.

Fırsatlara duyulan hırs siyasetçinin gözlerini kör eder. Hülyanın peÅŸinde koÅŸarken elindekinin kıymetini bilemez. Çözüm süreci sırasında elde ettikleri "meÅŸruiyeti" OrtadoÄŸu'daki mevcut kaosun getirdiÄŸi "fırsatlar" karşısında hoyratça harcayan Kürt milliyetçilerinin tavrı bu körlüÄŸe en canlı örnek.

Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemi ile bu tavrın daha da keskinleÅŸeceÄŸi anlaşılıyor. Meclis'te HDP dışındaki partilerin dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde birleÅŸmesi Kürt milliyetçilerini gittikçe daha marjinal bir söyleme sürüklüyor.

"Türkiyeli" olmakla telif edilemeyecek sert cümleler PKK terörünü meÅŸrulaÅŸtırarak "topyekûn direniÅŸe çaÄŸrı" formatında sarf ediliyor. Ancak bu durum Kürt milliyetçilerinin bölgedeki "tarihi fırsatı" kaçırmamak adına Türkiye'nin genelinden kendilerini yabancılaÅŸtırdıkları bir süreci beraberinde getiriyor.

Artık ellerinde AK Parti karşıtlığı gibi kullanışlı bir sermaye yok. Dahası, DAÄ°Åž'le mücadele de eskisi kadar iç siyasette karşılık bulmuyor.

***

Çok deÄŸil, 10 ay önce, yani 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde AK Parti iktidarından ülkeyi "kurtaran ve geleceÄŸin popüler lideri" olarak selamlanan HDP eÅŸ genel baÅŸkanı DemirtaÅŸ söz konusu yabancılaÅŸmanın derin yansımalarını taşıyan konuÅŸmalar yapıyor.

Özgür Gündem gazetesine verdiÄŸi röportajda Meclis'teki diÄŸer üç partinin "Kürt karşıtlığı üzerinde birleÅŸtiklerini" ileri sürdü. DiÄŸer partileri "Kürt karşıtlığında birleÅŸmekle" suçlamak karşısındaki cepheyi büyüten, toptancı bir tavır alış.

Dahası DemirtaÅŸ, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda parlamentoda temsil hakkı kalmadığından "Kürt halkının" "kendi kaderini tayin hakkına" yöneleceÄŸini ileri sürüyor.

Bu cümle bir süredir HDP'lilerin askeri operasyonlar devam ettikçe "halkların bir arada yaÅŸamayı artık istemeyeceÄŸi" yönündeki tehdidinin uzantısı.

Neyse ki Türkiye toplumu Kürt milliyetçilerinin bu sorumsuz sözlerine karşı bir ötekileÅŸtirme ile "biz de Kürtleri istemiyoruz" demeyecek kadar saÄŸduyulu. 1990'ların aksine Kürt kimliÄŸini tanıyan bir siyasada bu tür "kendini bilinçli olarak ötekileÅŸtirme" eylemi büyük kopuÅŸları beraberinde getirebilir. Tehdit edilen "kopuÅŸun" küçük parçadan ziyade büyük parçada gerçekleÅŸmesi asıl tehlikedir.

***

DemirtaÅŸ bugün "Kürtlerin OrtadoÄŸu'da yakaladığı tarihi fırsatı" dönme dolaba binmeye benzetiyor: "AKP'nin bütün çabası Kürtleri o dönme dolaba bindirmemek. Çünkü o dönme dolap 100 yılda, 50 yılda bir gelir... Kürtler OrtadoÄŸu dizayn edilirken yine iradesiz, öncüsüz kalsınlar ve önümüzdeki 100 yılda da bu egemen devletler sömürmeye devam etsinler diye çabalıyor."

Ä°ÅŸte bu cümleler Kürt milliyetçilerinin kendi kaderlerini Türkiye'nin geleceÄŸi ile birlikte görmedikleri yönündeki düÅŸünceleri güçlendiriyor.

"Ne yapıp edip o dönme dolaba binmek" hissi öylesine yoÄŸun ki bu metaforun farklı olabileceÄŸi gözlerden kaçıyor. Kürt milliyetçilerinin fırsat dediÄŸi ÅŸey, Türkiye toplumu nezdinde hâkim güçler tarafından OrtadoÄŸu'da yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmaya çalışıldığı ÅŸeklinde görülüyor. Bu algının metaforu da "dönme dolap" deÄŸil. Belki de daha doÄŸru bir benzetme rayları Türkiye dışına döÅŸenen "ayrılık trenidir."

Öyle görünüyor ki Kürt milliyetçileri bir "dönme dolaba" deÄŸil, "kayığa" binmiÅŸ durumdalar. Ä°çteki müttefiklerini kaybettiler, yakın tarih de dışarıdakilere güvenilemeyeceÄŸini öÄŸretecek ibretlerle dolu.

[Sabah, 26 Nisan 2016]