SETA > 5 Soru |
5 SORU Arnavutluk Seçimleri

5 SORU: Arnavutluk Seçimleri

Seçimlerin kesin sonucu henüz açıklanmamış olmakla beraber Demokrat Parti (PD) liderliğindeki “İş, Refah ve Bütünleşme İttifakı”na çıkan oyların yüzde 40 civarında kalmış olması ülkede iki dönemdir devam eden Demokrat Parti iktidarının sona ereceği anlamına geliyor.

23 Haziran Pazar günü Arnavutluk halkı genel seçimler için sandık başına gitti. Åžu ana kadar oyların yüzde 82’sinin sayıldığı seçimlerde Sosyalist Parti’nin (PS) başı çektiÄŸi “Avrupalı Bir Arnavutluk Ä°çin” adlı seçim koalisyonu yüzde 60 oyla önde gidiyor. Seçimlerin kesin sonucu henüz açıklanmamış olmakla beraber Demokrat Parti (PD) liderliÄŸindeki “Ä°ÅŸ, Refah ve BütünleÅŸme Ä°ttifakı”na çıkan oyların yüzde 40 civarında kalmış olması ülkede iki dönemdir devam eden Demokrat Parti iktidarının sona ereceÄŸi anlamına geliyor.

1. Seçimlerin ana aktörleri kimlerdi? Bu aktörlerin siyasi pozisyonları nedir?

Seçimlere toplam 66 parti katılsa da seçim yarışı iki büyük partinin liderliÄŸindeki iki ana blok arasında geçti. Demokratlar’ın liderliÄŸindeki blok 25, Sosyalistler’in liderliÄŸindeki geniÅŸ tabanlı seçim koalisyonu ise tam 37 partiden oluÅŸtu. Bu iki blok dışında seçimlerde dört küçük parti ve üç bağımsız aday yarıştı.

Ülkede çok partili hayata geçildiÄŸi 1991 yılından beri Demokratlar ile Sosyalistler arasında kıyasıya bir rekabet var. Partilerin oy oranları son dönemlerde birbirine çok yakın olduÄŸundan ülke siyaseten iki kutba ayrılmış durumda. Merkez-saÄŸ çizgideki Demokrat Parti, Enver Hoca çizgisindeki Ä°ÅŸçi Partisi’ne karşı kurulan ilk muhalefet partisi olduÄŸundan bir bakıma ülkedeki demokratik deÄŸiÅŸimi simgeliyor. Sali BeriÅŸa baÅŸkanlığındaki bu parti 2005 yılından beri iktidardaydı. Daha önce cumhurbaÅŸkanlığı görevinde de bulunmuÅŸ tecrübeli bir siyasetçi olan BeriÅŸa, popülist politikaları ve zaman zaman baÅŸvurduÄŸu milliyetçi söylemlerle ülke içinde olduÄŸu kadar çevre ülkelerdeki Arnavutlar arasında popülaritesi yüksek bir lider profili çizdi. LiderliÄŸini eski Tiran Belediye BaÅŸkanı Edi Rama’nın yaptığı Sosyalist Parti ise Ä°ÅŸçi Partisi’nin devamı olmakla beraber sosyal demokrat bir görüÅŸ benimsiyor. BaÅŸarılı bir belediye baÅŸkanlığı dönemi geçirmesi ve siyasi geçmiÅŸine iliÅŸkin BeriÅŸa’ya nazaran daha az ÅŸayia bulunması Rama’nın imajını olumlu etkiledi.

Bunların dışında bahsedilmesi gereken bir diÄŸer parti, kilit parti konumundaki Entegrasyon Ä°çin Sosyalist Hareket (LSI). Ä°lir Meta baÅŸkanlığındaki bu parti 2004 yılında Sosyalist Parti’den kopmuÅŸ ve Demokrat Parti ile koalisyona girmiÅŸti. Partinin geçtiÄŸimiz Nisan ayında koalisyonu bozarak Sosyalist Parti ile ittifaka girmesi seçimlerin sonucunu belirledi.

Eski hükümetin dış politika vizyonuna paralel olarak yeni hükümetin dış politikadaki önceliÄŸi, ülke için stratejik hedef addedilen AB üyeliÄŸi olacak.

2. Seçimler nasıl bir atmosferde gerçekleÅŸti?

Arnavutluk’ta seçimler 1991’den beri hep gergin, tartışmalı, hatta kavgalı geçti. Bundan önceki seçimleri takip eden uluslararası gözlemciler özellikle partilerin tam anlamıyla hukuka baÄŸlı ve sorumlu hareket etmediklerinin altını çizmekteydiler. Son seçimlerin öncesinde de ortada oyların satın alınacağı, yurt dışında yaÅŸayanlar adına sahte oy kullanılacağı, sayım ve tasnifte usulsüzlük yapılacağı gibi ÅŸayialar vardı. Ayrıca iki büyük partinin geçen seçimlerde aldıkları oy oranlarının birbirine çok yakın olması dolayısıyla aralarındaki rekabet had safhadaydı. Özellikle Sosyalist Parti, iktidardaki Demokrat Parti’ye yönelik rüÅŸvet ve yolsuzluk gibi ağır suçlamalarda bulundu.

Seçimler yaklaÅŸtıkça tansiyon daha da arttı. GeçtiÄŸimiz Nisan ayında iktidar ortağı LSI’nin seçimlerde muhalefetin yanında yer alacağını ilan etmesi üzerine BaÅŸbakan BeriÅŸa bu partinin Merkez Seçim Kurulu’ndaki üyesini azletti. Bunun üzerine muhalefet lideri Rama da partisinin kuruldaki temsilcilerini çekti ve böylece kurulda muhalefetin bir üyesi kalmadı. Ülkenin çeÅŸitli yerlerinde iki partinin yandaÅŸları arasında bazısı yaralanmalarla sonuçlanan kavgalar meydana geldi.

Gerek artan gerginliklerden dolayı, gerekse AB’nin Arnavutluk’tan öncelikle talep ettiÄŸi reformlardan birinin seçimlerin uluslararası standartlarda yürütülmesi olduÄŸundan uluslararası kamuoyu seçimlere özel ilgi gösterdi. Seçimleri takip için ülkeye 500 kadar yabancı gözlemci geldi. Partilerin birbirlerine güvenmemeleri yüzünden sandık baÅŸlarında ayrıca 8000 kadar Arnavut gözlemci hazır bulundu.

Seçimler bu ÅŸartlar altında yapılmaktayken Laçi kentinde Demokrat Parti adayıyla silahlı çatışmaya giren bir muhalefet temsilcisi hayatını kaybetti. Ayrıca çeÅŸitli ÅŸehirlerde seçmenlere zarf içinde para dağıtan birtakım kiÅŸiler yakalandı. Bunlara raÄŸmen son seçimler öncekilere nazaran çok daha olaysız geçti. Nitekim AGÄ°K gözlemci heyeti, seçimlerden sonra yaptığı ilk açıklamada ülkede seçimlerin adil yürütülmesi konusunda az da olsa ilerleme kaydedildiÄŸini belirtti. AGÄ°K’in nihai raporu olumlu olduÄŸu takdirde ülkenin kısa süre zarfında (hatta belki de bu yıl) AB adaylık statüsünü alması bekleniyor.

3. Seçim sonuçları ülkenin iç siyasetinde nelere yol açabilir?

Ä°ki blok arasındaki siyasi mücadele oldukça çetin geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen partilerin seçim program ve vaatleri arasında çok büyük farklar bulunmuyor. Seçimler öncesinde her iki parti de istihdamın artırılması, ekonomik kalkınma, yolsuzluk ve organize suçla mücadele, mali reformların devam ettirilmesi ve vergilerin gözden geçirilmesi gibi ortak vaatlerde bulundu. Dolayısıyla iktidarın el deÄŸiÅŸtirmesinin ülkede köklü bir deÄŸiÅŸim meydana getirmesi beklenmiyor. Bununla beraber sosyal adalete daha fazla vurgu yapan, kalkınmada dengeli bir yol izleyeceÄŸini, tarım ve turizmi destekleyeceÄŸini ve çevrenin korunmasına dikkat edeceÄŸini taahhüt eden Sosyalist Parti’nin ekonomi politikalarını buna göre ÅŸekillendirmesi, bilhassa vergi ve özelleÅŸtirme konularında yeni düzenlemeler getirmesi muhtemel.

Yine de toplumdaki siyasi kutuplaÅŸmanın devam edecek olmasından dolayı seçimleri kimin kazandığından ziyade kaybeden tarafın maÄŸlubiyeti ne kadar kabulleneceÄŸi önem taşıyor. Nitekim 2009 genel seçimlerini çok az bir farkla kaybeden Sosyalist Parti maÄŸlubiyeti kabullenmemiÅŸ, bir taraftan seçimlerde usulsüzlük yapıldığı konusunda iktidarı suçlarken diÄŸer taraftan hükümete karşı protesto ve boykot eylemlerine giriÅŸmiÅŸti. Son seçimlerde de oylar sayıldığı esnada Demokrat Parti’nin kendini uzun süre galip görmeye devam etmesinden 8 yıllık iktidarın ardından gelen bu maÄŸlubiyeti ağır karşılayacağı anlaşılıyor. Ä°ki parti arasındaki söz düellosu ve gerilimin seçimlerin ardından da aynen devam edeceÄŸini ve muhalefette kalan Demokratlar’ın yeni iktidara yönelik eylemlere giriÅŸeceÄŸini tahmin etmek zor deÄŸil. Bu ÅŸartlar altında hükümeti devralacak olan Sosyalistler’in ülkede iktidarı ne ölçüde eline alabileceÄŸi merak konusu.

4. Seçim sonuçları uluslararası toplumda nasıl karşılanır?

Arnavutluk ile stratejik ortaklığı bulunan ABD son yıllarda BeriÅŸa hükümetini eleÅŸtiren bir tutum sergilemekteydi. Hükümet karşıtı gösterilere müdahalenin sertleÅŸmesi ABD’li yetkililerce BeriÅŸa’nın otoriterleÅŸtiÄŸi yönünde yorumlanırken ABD DışiÅŸleri Bakanlığı’nın 2012 raporunda ülkede bürokrasi ve yargıda rüÅŸvet ve yolsuzluÄŸun fazlasıyla yaygın olduÄŸu kaydedilmiÅŸti. Yine de Sosyalist Parti’ye nazaran ABD ile daha köklü iliÅŸkileri olan Demokratlar’ın seçim kampanyasına eski Beyaz Saray Personel Åžefi John Podesta destek verdi. Fakat ne olursa olsun, ABD’nin bölgedeki en yakın müttefiklerinden Arnavutluk ile ortaklığını devam ettirmek isteyeceÄŸini ve Sosyalist Parti ile iliÅŸkilerini de bu sebeple kuvvetlendireceÄŸini öngörmek zor deÄŸil.

AB’nin yeni hükümete bakışı, Sosyalistler’in ülkedeki yapısal ve demokratik reformları ne ölçüde gerçekleÅŸtireceÄŸine baÄŸlı olacak. Zira Demokrat Parti öteden beri ısrarlı biçimde kullandığı AB retoriÄŸine raÄŸmen bu reformları hayata geçirmekte baÅŸarısız olmuÅŸtu.

Balkanlar’a gelince, eski BaÅŸbakan BeriÅŸa’nın milliyetçi söylemleri baÅŸta Sırbistan olmak üzere komÅŸu ülkelerde rahatsızlıklara sebep olmakta, konuÅŸmalarında tüm bölge Arnavutlarının baÅŸbakanı olduÄŸu imajını çizmeye çalışması, Arnavutların bir gün birleÅŸeceÄŸini açıkça beyan etmesi ve Kosovalılara Arnavutluk pasaportu verilmesi gibi konuları gündeme getirmesi tepkiyle karşılanmaktaydı. Bu bakımdan Sosyalist Parti’nin iktidara gelmesi, çevre ülkelerde yaÅŸayan milliyetçi Arnavutlar hariç bölgesel aktörlerce sıcak karşılanacaktır.

5. Ä°ktidarın el deÄŸiÅŸtirmesi Arnavutluk’un dış politikasını nasıl etkileyebilir?

Ä°ki büyük partinin dış politika anlayışları arasında önemli bir fark bulunmuyor. Nitekim seçim propagandalarında dış politikaya fazla yer vermediler. Dolayısıyla Sosyalist Parti’nin iktidara gelmesinin dış politikada büyük bir deÄŸiÅŸikliÄŸe yol açması beklenmiyor. En fazla söylemlerde ve yöntemlerde ufak nüanslarla karşılaşılabilir.

Eski hükümetin dış politika vizyonuna paralel olarak yeni hükümetin dış politikadaki önceliÄŸi, ülke için stratejik hedef addedilen AB üyeliÄŸi olacak. Edi Rama’nın baÅŸta Tony Blair olmak üzere Avrupa’daki sol görüÅŸlü politikacılarla yakın iliÅŸkilerini kullanarak Arnavutluk’un bugüne deÄŸin iki kez reddedilmiÅŸ AB adaylığı için destek bulmaya çalışacağı öngörülüyor.

Sosyalist Parti’nin iktidara geliÅŸinin ABD ile olan iliÅŸkilere olumsuz bir etki yapması beklenmiyor. Rama’nın seçimlerden önce Facebook ve Twitter hesaplarında Obama’ya dair samimi sözler sarf etmesi ABD ile yakın iliÅŸkileri devam ettirmek istediÄŸini iÅŸaret ediyor.

Milliyetçilik bakımından BeriÅŸa’ya göre daha ılımlı bir duruÅŸ benimseyen Rama’nın Kosova konusunda daha az müdahil bir tavır sergilemesi bekleniyor.

Son olarak Türkiye-Arnavutluk iliÅŸkilerine deÄŸinecek olursak, birbirini stratejik ortak olarak gören ve özellikle ticari iliÅŸkileri son yıllarda hızla geliÅŸen iki ülke arasındaki iÅŸbirliÄŸinin bundan sonra da devam edeceÄŸi rahatlıkla söylenebilir. Seçimlerden yaklaşık bir ay önce Türkiye’ye gelen ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ı ziyaret eden Edi Rama, Türkiye’deki son yıllarda yaÅŸanan geliÅŸime yönelik hayranlığını gizlememiÅŸ, Arnavutluk’un iÅŸsizlik ve yolsuzlukla mücadele, iktisadi kalkınma, saÄŸlık ve eÄŸitim reformu gibi konularda Türkiye’nin takipçisi olacağını beyan etmiÅŸti. Dolayısıyla liderler arasında BeriÅŸa ile ErdoÄŸan arasındaki kadar samimi bir diyalog kurulamasa dahi yeni baÅŸbakanın Türkiye ile sıkı iliÅŸkilerin devam ettirilmesine dair niyeti açık.

[SöyleÅŸi: Sadık Åžanlı]