2013’te Türk dış politikası ortaya çıkan yeni krizler ve OrtadoÄŸu’daki çatışmalara raÄŸmen genel olarak önceki yıl takip edilen çizgide seyretmeye devam etti. AK Parti döneminde OrtadoÄŸu’da aktif bir dış politika izleyen Türkiye için OrtadoÄŸu gündemi 2013 yılında da yine öncelikliydi. OrtadoÄŸu’daki düzensizlik ve karışıklıklar Türkiye’nin güvenliÄŸine ve bölgeyle sosyal ve ekonomik iliÅŸkilerine olumsuz yansıyabilecek bir noktaya gelmiÅŸ olsa da Türkiye ilkeler üzerinden bir duruÅŸ benimseyerek otoriter düzenler yerine serbest seçimlere dayalı yönetimlere destek vermeye devam etti. Uluslararası toplumu da bu yönde hareket etmeye teÅŸvik eden Türkiye‘nin Suriye ve Mısır konularında çözüme yönelik çaÄŸrıları, saÄŸlam ve yekpare bir uluslararası iradenin ortaya çıkmaması yüzünden sonuçsuz kaldı.

Türkiye’nin ABD ile iliÅŸkileri de yine OrtadoÄŸu’daki geliÅŸmeler üzerinden ÅŸekille¬nirken iki ülkenin Mısır ve Suriye konularında detaylarda da olsa farklı tutumlar geliÅŸtirmeleri iliÅŸkilerde gerilemenin yaÅŸandığına dair yorumlar yapılmasına neden oldu. Türkiye-AB iliÅŸkileri ise 2013 yılını yeni bir sayfa açmış olarak tamamladı. Türkiye’nin üyelik müzakerelerinde yıllar sonra nihayet yeni bir faslın açılması ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının AB içinde vizesiz dolaşımını hedefleyen vize serbestliÄŸi sürecinin baÅŸlatılması Türkiye-AB iliÅŸkilerinin geleceÄŸi için olumlu sinyaller verdi.

Bunların yanı sıra 2013’te Afrika’daki etkinliklerin artarak devam etmesi, savunma alanında Çin ile iÅŸbirliÄŸine e giriÅŸilmesi Rusya ve Avrasya ile yeni iÅŸbirliÄŸi alanlarının gündeme gelmesi ve Myanmar’daki sorunlarla ilgilenilmesi Türk dış politikasının çok yönlülük arayışını gösteren birkaç baÅŸlık olarak kayda geçti. Bu sayede Türkiye, ikili ve çok taraflı iliÅŸkiler yoluyla gerek bölgesel gerekse küresel siyasete aktif katılımını sürdürdü.