Ortadoğu’da modern döneme dair tartışmaların en önemli konularından biri ordunun siyasetle olan ilişkisidir. Elbette ki Ortadoğu coğrafyasındaki ülkelerden her birinin kendine has özellikleri olsa da ordunun ülke siyasetinde sahip olduğu merkezi konum ortak bir özelliktir. Modernleşme tecrübesinde ordunun oynadığı merkezi rol, petrol ve doğal gaz gibi yer altı kaynaklarından elde edilen gelirlerin önemli bir kısmının savunma harcamalarına ayrılması, siyasi yönetim mekanizmasının ordu üzerinden şekillenmesine rağmen tam anlamıyla askeri bir rejim kurulmaması, ordunun bu merkezi rolüne ve dolayısıyla ordu-siyaset ilişkisinin bölgesel düzeydeki ortak zeminine işaret etmektedir.
Bu kitap Ortadoğu ülkelerinde birbirleri ile iç içe geçen ordu-siyaset ilişkisine odaklanmaktadır. İnceleme konusu olarak seçilmiş her bir ülkede bu ilişki üç başlık altında incelenmiştir: ordunun kurumsallaşması ve siyasetle olan tarihsel ilişkisi, Arap İsyanları karşısında takındığı pozisyon ve bugünkü durumu.
Tarihsel perspektif ordunun her bir ülkede sahip olduğu kurucu rolü, ayrıcalıklı konumu, uluslararası bağlantıları, rejimle bütünleşme süreçlerini incelemekte ve Arap İsyanları sürecinde takındığı tavra dair önemli ipuçları sunmaktadır.
İç savaşın yaşandığı birçok ülkede ise geleneksel anlamda bir ulusal ordudan bahsetmek oldukça zordur. Dolayısıyla orduların yeniden yapılandırılması, her bir ülkenin siyasal açıdan yeniden inşa edilmesinin en önemli süreçlerinden birini oluşturacaktır. Kısacası bu kitap Ortadoğu’da ordu-siyaset ilişkisinin tarihsel bir incelemesini sunmakla yetinmemekte, aynı zamanda bölgenin yakın geleceğine dair bir perspektif de ortaya koymaktadır..