Sudan'da Ömer El Beşir'e karşı bir birkaç gündür ayak seslerini duyduğumuz askeri darbe gerçekleşti.
Yaklaşık dört aydır süren halk protestolarının nereye evrileceği tartışılırken ordu kışlasından çıktı ve 1989'dan beri iktidarda olan Ömer El Beşir'i koltuğundan indirdi.
Sudan darbe sicili kabarık bir ülke.
1956'daki bağımsızlığından beri ülkede birçok darbe yaşandı. 1958, 1964, 1969, 1971 ve 1989 yıllarında gerçekleşen askeri darbeler en önemlileri.
Aslında ülkede siyasi bir çeşitlilik söz mevcut. Liberaller, Komünist Parti, Sufiler, İhvan çizgisine yakın İslamcı olan Turabi'nin liderlik ettiği Milli İslami Cephe gibi fraksiyonlar başlıca siyasi görüşleri temsil ediyor.
Ancak bu çeşitlilik iktidar değişimini seçimlerle temin edecek bir sisteme tahvil edilemedi.
Bu tablodan da iktidarın askeri darbelerle değiştiğini anlamak mümkün.
1983'ten sonra kıtlığın eşlik ettiği altı yıllık bir iç savaş sonunda El Beşir askeri darbe sonrasında iktidara geldi.
Otuz yıldır hem ülke içinde hem de uluslararası arenada manevra yaparak ayakta kalmayı başardı.
Ülke içinde aşiretlere güç dağıtarak kendisine karşı bir ayaklanma çıkmasını önledi.
Dahası 1994 Darfur katliamı örneğinde olduğu gibi bazı aşiretleri milis güç olarak kullandı.
Bu olaydan sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi tarfından "insanlığa karşı suç, savaş suçu ve soykırım suçu" gibi gerekçelerle hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Bu karara istinaden 2015 yılında Afrika Birliği Zirvesi için gittiği Güney Afrika'da yerel bir mahkemenin kararı ile bir süre rehin kalsa da zirveye katıldıktan sonra ülkesine geri döndü.
2000'li yıllarda eski dostu ve destekçisi İslami Hareket lideri Turabi'yi hapse attırdı ve yine bu yıllarda ABD ile barışmanın yollarını aradı.
Bin Ladin'i Sudan'dan çıkarması bunun için ilk adım oldu.
Bu tarihten sonra ABD ve Batılı siyasetçiler kendisini söylemse düzeyde hedef alsa da ilişkilerinin kötü olduğu söylenemez.
2011 yılında Güney Sudan'ın bağımsızlığı noktasında ses çıkarmaması bu ilişkilere dair önemli bir ipucu sayılır.
Son yıllarda ise Suud ve BAE ile iyi geçinmenin yollarını aradı. Yemen operasyonuna asker gönderdi.
Öte yandan Çin ile ekonomik, Rusya ile güvenlik sektörü üzerinden ilişkilerini geliştirdi. Aralık 2018'deki gösteriler tam da uluslararası siyasette rahatladığına dair yorumların yapıldığı bir dönemde başladı.
Aslında kendisine karşı yürütülen muhalefet son yıllarda daha örgütlü bir hale gelmişti.
Ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı bir dönemde Sendikalar birliğinin çağrısı ile gösteriler başladı. 2014'te kendisine karşı kurulan Sudan Çağrısı Platformu ile Ulusal Değişim Cephesi de gösterilere destek verdi.
Bu geniş koalisyona karşı El Beşir çeşitli tavizler verse de iktidardan ayrılmayı reddetti.
Mesela 2020 sonrasında da Cumhurbaşkanlığında kalmasını mümkün kılacak yasayı geri çekerken, olağan üstü hal ilan etti.
Ordunun sadakatini sağlamak için de darbenin baş aktörü olan Savunma Bakanı Avad bin Avf'ı yardımcısı olarak atadı.
Ancak bu önlemleri sonuç vermedi.
Protestolar başladıktan sonra ordunun tavrı ise dikkate değer.
Polis ve istihbaratın şiddet kullanmasına karşı ordunun göstercileri koruduğuna dair haberler gelmekteydi. Fakat öte yandan son bir haftaya kadar El Beşir'e karşı açık bir tutum da takınmadı.
Son bir haftada göstericilerin orduya yönelik çağrıları ve bazı subayların göstericilerin arasına inmesi ise 25 Ocak 2011'deki Tahrir meydanınını hatırlattı.
Ordunun bu tavrı da, "önemli açıklamaların yapılacağı" duyurusundan sonra gelen darbe de halk tarafından olumlu karşılandı.
Ancak ordunun darbe sonrasında ilan ettiği yol haritası göstericileri memnun etmedi.
Muhalefet geçiş sürecinin sivillere teslim edilmesini beklerken ordu insiyatifi üstlendi.
Anayasanın askıya alınmış olması, üç aylık olağanüstü hal ve iki yıllık geçiş sürecinin ordu kontrolünde yürütülecek olması en dikkat çekici maddeler.
Buna karşın muhalefet ise bu durumda El Beşir'in iktidardan indirilmiş olmasınn bir anlamı olmadığını ve sürecin bir an önce sivillere devredilmesi gerektiğini talep ediyor.
Bunun için de gösterilere devam edeceklerini duyurdular.
Hasılı Sudan için zor süreç şimdi başlıyor.
[Fikriyat, 12 Nisan 2019].