Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyılını doldurduğu bir dönemde Türk dış politikasının yüz yıllık serüvenini tartışmak elbette kolay değildir. Hele bu tartışmayı tek bir konferansta başarmak imkansızdır. 1923’den 2023’e Türk dış politikası kritik dönüşümlerden geçmiştir. Cumhuriyetin kuruluşu, İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, Soğuk Savaş Sonrası şeklinde kabaca bir zamansal ve tarihsel tasnif yapmak mümkün olsa da yüzyıllık dış politikadaki dönüşümü ancak kapsamlı bir tartışma ve külliyat ile anlamak mümkün olabilir. Hele ki yüzyıllık dış politikanın zeminini oluşturan tarihsel birikim ve sürekli değişim gösteren jeopolitik dinamikler dikkate alındığında Türk dış politikasını yüzyıllık bir eksene oturtmak daha da zorlaşabilir. Ancak tek bir noktanın önemli olduğunu söyleyebiliriz: Türk dış politikasının yüzyılını şekillendiren gelişmeleri anlamak için uluslararası, bölgesel ve sosyo-politik dinamiklerdeki değişimi anlamak bir zorunluluktur. Ne sadece iç dinamiklere ya da bölgesel değişimlere odaklanarak ne de sadece küresel gelişmelere odaklanarak Türk dış politikasının dünü, bugünü ve yarını anlaşılabilir. İhtiyacımız olan farklı düzeyleri bir arada ele alan kapsayıcı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım son yirmi yılda yaşanan değişim ve dönüşümü dikkate alarak Türkiye’nin jeopolitik portföyündeki çeşitlenmeyi de hesaba katmak zorundadır.
Cumhuriyetimizin yeni bir yüzyıla girdiği bu dönemde biz de geçmişi, bugünü ve geleceği bir arada konuşarak bu tartışmaya küçük bir katkı sunmak istedik. Küresel sistemin kapsamlı bir dönüşümden geçtiği bu zaman diliminde Türkiye’nin yarınına ışık tutabilmek ancak geçmişin ve bugünün doğru anlaşılmasıyla mümkün olabilir.
Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.
https://www.setav.org/ibrahim-kalin-turkiye-ekseni-kendi-ozguveni-ve-milli-durusu-olan-bir-yapiya-sahip/
https://www.setav.org/podcast-turk-dis-politikasinin-yuzyili/.