Son iki hafta içinde Ukrayna savaşında iki önemli gelişmeye tanık olduk. İlk olarak Ukrayna ordusu kuzey doğu bölgesinde konuşlanmış Rusya unsurlarına karşı başlattığı geniş ölçekli operasyondadan sonra hızla Rus mevzilerine girmeyi başardı. Ukrayna ordusu Harkov bölgesinde Ruslara karşı sürpriz sayılabilecek bir operasyon düzenledi ve yaklaşık 3700 km2'lik Ukrayna toprağını geri alarak morali giderek bozulan Rus ordusuna ağır kayıplar verdirdi ve yüzlerce Rus askerini esir aldı. İkinci önemli gelişme ise, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Rus ordusunun kısmı seferberlik ilan edilmesini emreden 21 Eylül tarihli konuşması oldu. Putin'in konuşmasını, Savunma Bakanı Şoygu'nun 300 bine kadar yedeğin askere alınacağı ve Rus sözleşmeli askeri personelinin terhislerinin durdurulmasına ilişkin açıklamaları izledi.
Rusların, Ukrayna ordusunun artık arka bölgelerine ve lojistiklerine yönelik oluşturduğu tehdide yanıt vermeden (yani Ukrayna ordusunun bulunduğu mevkilerde baskılamadan) savaşı sürdürmesi zor olacak. Daha da önemlisi, eğer Ukrayna ordusu doğu sektöründe ilerlemeye devam eder ve Luhansk'ın derinliklerine inmeye yönelirse o zaman Ruslar için durum daha da içinden çıkılamaz bir hal alacak. Bu ithimali imkansız kılmak için Rusların güçlerini doğuya yönlendirmesi ve muhtemelen de kısa vadede güney cephesinden asker çekmesi bir zorunluk olarak ortaya çıkacak. Nihayetinde bu durum, Rusların doğu ve güneydeki Rus askeri kabiliyetini etkili bir şekilde kullanmasını engelleyeceği gibi, Ukrayna için de başka bir fırsat ortaya çıkaracak; yani daha kapsamlı bir askeri karşı saldırı.
Tam da bu noktada Putin'in kısmı seferberlik kararını almasının bir tercih değil zorunluluk olduğu anlaşılıyor. Zira Rus askeri kurmaylarının 24 Şubat'tan bugüne yürüttüğü askeri stratejiyi en az üç kez değiştirmek zorunda kalması bu zorunluluğu açıklıyor. Bununla birlikte, Putin'in kısmı seferberliğe neden ihtiyaç duyduğunu açıklayan birçok sebep var. Bu sebeplerden ilki Rusların sahada çok ağır kayıplar vermiş olması ve ilk planın aksine işgalin oldukça yavaş ilerlemesi. Rus Savuna Bakanlığı'nın açıklamalarına bakılırsa Rusların savaştaki kaybı 5 bin civarında. Ancak sadece basit bir araştırma yapıldığında bile bu rakamın gerçeği yansıtmadığı anlaşılabiliyor. Rus askeri uzmanlardan oluşan blog yazarları bile bu rakamın oldukça eksik olduğunu söylüyor. Savaşın yedinci ayı tamamlanırken tahminen 30 bin civarında asker hayatını kaybetti. Bununla birlikte savaşamayacak ölçüde yaralı olan asker sayısının da benzer bir rakam olma ihtimali oldukça yüksek. Bu rakama savaştan firar eden ve esir düşen askerlerin sayıları da eklendiğinde Rusların operasyonun başında sevk ettiği unsurların yaklaşık %30-40'nı kaybettiği ortaya çıkıyor. Rusların kayıpları sadece savaşan askerlerle de sınırlı değil. Savaş uçakları, saldırı helikopterleri, tanklar, zırhlı araçlar ve ikmal sağlayan araçlardan oluşan 6.200'den fazla araç da ya imha edilmiş ya da terk edilmiş durumda. Mevcut askerlerin neredeyse etkin bir rotasyon imkanı elde edemeden sahada 8 aydır savaşıyor olması da Rus kurmayı ve askerleri üzerinde ağır bir psikoloji oluşturmuş durumda.
Dolayısıyla sahada yapısal sorunlar yaşayan Rus ordusu, aynı zamanda muharebe motivasyonu azalmış, savaşın amacından emin olmayan ve oluşabilecek kayıplardan kaçınmaya daha fazla hevesli olan askerlerin hayatta kalma mücadelesiyle karşı karşıya.
Putin'in siyasi olarak bu savaşı yönetme konusunda da elinin giderek zayıfladığı anlaşılıyor. 4 Şubat'ta Çin Devlet Başkanı ile görüşmesinde "müdahale kısmi olacak ve hızlıca bitecek" ifadesinin gerisinde kalan Putin'in ŞİÖ zirvesinde hem Çin'in hem de Hindistan'ın eleştirilerine muhatap olması durumun siyaseten sadece içerde değil dışarıda da iyi olmadığının göstergesi. Kısmı seferberlik kararıyla içerde yaşanan rahatsızlık ve kıpırdanma Rus milliyetçilerinin bile savaşın gerçek amacından uzaklaşıldığı ve savaşın kaybediliyor olduğu şeklinde homurdanmalarına sebep oluyor. Öte yandan toplumun savaşmaya hiç de istekli olmadığı görülüyor. Savaş kendi topraklarından olmasa bile savaşın ekonomik ve toplumsal etkileri Rus halkını da giderek yormuş durumda.
Peki kısmi seferberlik kararı, Rusların sahada askeri olarak ilerlemesini imkan tanıyarak arzu edilen sonuçlara ulaşmasını sağlayabilecek mi? Bu sorunun cevabını şimdi vermek oldukça güç. Zira kısmi seferberlik savaşı kazanmak için değil de kaybetmemek ve uzatmak için atılan bir adım gibi görünüyor. Hem seferberliğin hızlı ve sorunsuz bir şekilde hayata geçirilerek etkin sonuç alınmasına dönük sorunlar var hem de Rus ordusunun seferberlik plan ve doktrinlerinin ciddi handikapları söz konusu. Bu konuda arzu edenler Amerikan düşünce kuruluşu RAND'ın "Russia's Limit of Advance: Analysis of Russian Ground Force Deployment Capabilities and Limitations" (2020), başlıklı kapsamlı raporu inceleyebilirler. Rapor açıkça Rus kara kuvvetlerinin ayrıntılı bir savaş düzeni ve Rusya'nın askeri güçlerini yakın coğrafyada konuşlandırma ve küresel olarak güç yansıtma yeteğinin sınırlı olduğunu ortaya koyuyor.
Kısmi seferberlik, yapısal sorunların ötesinde askerlerin psikolojik ve savaşma moralini hem cephede olup da rotasyon bekleyenler hem de cepheye sevk edilecekler açısında daha da ağırlaştırma riski taşıyor. Özellikle sözleşmeli askerlerin sözleşmelerinin bitiş tarihlerinin süresiz olarak uzatılması onları savaşmaya zorlayan bir karar olarak görülebileceği gibi cepheye sevk edilecek askerlerde de büyük bir endişe kaynağı olabilir. Ortaya çıkan görüntüler bunu kanıtlar nitelikte. Yeni ve daha az yetenekli askerlerin cepheye sevk edilmesinin Rusya'nın komuta yapısında da kapanması zor bir açığın oluşmasına neden olma ihtimali oldukça yüksek. Şu ana kadar verilen görüntülerde Rus askeri taburları Rus yanlısı Çeçenler, yerel milisler, ulusal muhafızlar (Rosgravdya), düzenli ordu birimleri ve Wagner grubuna ait paramiliter unsurlar dahil olmak üzere birçok farklı örgütten oluşturuluyor. Üstelik bugüne kadar savaş genel olarak uzak bölgelerden gelen daha yoksul tabana sahip Rus olmayanlar tarafından yürütüldü. Eğer Putin seferberliğin (iddia edildiği gibi sayı 300 binden daha fazla olursa) kapsamını genişletirse bu komuta yapısı için yönetmesi zor bir soruna da dönüşebilir. Üstelik bu sayıdaki gücü donatmak da başka bir sorun olarak ortaya çıkacak gibi görünüyor. Ambargoların Rus savunma sanayisinin kritik unurlarına ulaşmasını iyice zorlaştırması bu sorunu daha da derinleştirebilir.
Kısmi seferberlik savaşı kazandırmaktan uzak ise o zaman Putin'in amacı aceleleyle planlanan aşamalı referandumlar (Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporijya) aracılığıyla Rus askerlerini bu tartışmaları Ukrayna bölgelerine teknik olarak yerleşterebilecek bir zemin oluşturmak olabilir. Böylece hem zaman kazanmış olacak hem de, konuşmasında da belirttiği üzere, bu bölgeleri Rusya'nın toprak bütünlüğünün bir parçası olarak görerek Ukrayna'ya yeni bir oldu bittiyi dayatmaya çalışacaktır. Zira Putin ve kurmaylarının Rus nükleer silahlarını Rusya'nın toprak bütünlüğüne karşı yapılacak bir hamle olursa kullanacağı yönündeki tehditleri bu durumu açıklar nitelikte.
Bütün bunlar dikkate alındığında, kısmi seferberliğin Rusya için açık bir zafer getirmesi pek mümkün görünmüyor. Üstelik Batı'nın giderek kabaran iştahı Ukrayna'nın askeri olarak daha fazla desteklenmesini beraberinde getirebilir ki bu savaşın her durumda uzaması ve daha kanlı olması anlamına gelir.
[Sabah, 24 Eylül 2020].