SETA > Yorum |
Biz Mersin'e Giderken Dünya Tersine Gider mi

Biz Mersin'e Giderken Dünya Tersine Gider mi?

Dünya Nükleer Örgütü (WNA) Ekim 2014 verilerine göre, şu an dünyada 31 ülke elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleerden faydalanıyor. Bu totalde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sayısı neredeyse denk.

Son yılların en tartışmalı konularından biri, malumunuz, nükleer santraller. Bu bağlamda, ülke olarak alınan karar doğrultusunda hazırlıkların yoğunlaştığı bir dönemden geçerken, kamuoyunda maksatlı veya maksatsız yapılan nükleer yorumlarını sorgulayarak, doğru bilgi akışını yoğunlaştırmamız önem taşıyor.

Türkiye nükleerli bir geleceğe hazırlanırken yapılacak en temel çalışmalardan birinin, bu olduğunu düşünüyorum.

O halde, bu köşenin de çorbada bir tuzu bulunsun düşüncesiyle, bugün konuya bir giriş yapalım ve öncelikli olarak küresel eğilimi anlamaya çalışalım.

NÜKLEER ŞAMPİYONU ABD

Dünya Nükleer Örgütü (WNA) Ekim 2014 verilerine göre, şu an dünyada 31 ülke elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleerden faydalanıyor. Bu totalde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sayısı neredeyse denk.

Kullanım yoğunluğu ise, ülkeden ülkeye farklılık sergiliyor. Fransa, elektriğinin %73’ünü nükleerden elde ederken, Belçika ve Slovakya %52 ile onu izliyor. Macaristan da, %51 ile yakın takipte. %40 seviyesinin hemen üzerinde Ukrayna ve İsveç, alt yakınlarında ise Çek Cumhuriyeti ve İsviçre yer alıyor.

Slovenya ve Finlandiya, elektriğinin üçte birini nükleere borçluyken, Bulgaristan, Ermenistan ve G. Kore’de pay %30 dolaylarında... ABD ve Romanya’da %20 düzeyine yaklaşan oran, İngiltere’de ise %18.

Ayrıca, nükleerden elektrik kapasitesinde ilk 5’te oynayan ABD, Fransa, Rusya, G. Kore ve Çin, global üretimin %68’ine sahip...

BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE GİDER Mİ?

Rağbetin verilere yansıdığı bu noktada akla gelen soru ise, bundan sonra eğilimin ne yönde olacağı. Nitekim 2011’de Japonya’da gerçekleşen Fukushima kazasından sonra dünya kamuoyunda nükleer tartışmaları, malum, yeniden alev aldı. Bu nedenle, küresel trendi anlamak, geleceği görmek açısından önem taşıyor.

Bu çerçevede ülkelere ilişkin bilgileri incelediğimizde ise, kopan kıyametin şimdilik dar kapsamlı bir etki yarattığını anlıyoruz. Şöyle açıklayayım:

Mevcut durumda dünyada toplam 436 reaktör varken, gerek bu reaktörlere sahip gerekse Türkiye gibi sıfır deneyimi olan birçok ülke, geleceğe yönelik nükleer planlar yapmakla meşgul.

Söz konusu planların en yakın vadesinde, yapımı devam eden 71 reaktör var. Bunların %60’ı, Çin, Rusya ve Hindistan’da inşa ediliyor. Ayrıca ABD ve G. Kore de, bu grupta öne çıkan ülkelerden... Bu, 1. madde.

ÇİN VE RUSYA’DA PLAN ÇOK

Gelelim 2. maddeye: Ufukta, onay ya da fon bekleyişinde olan ve 8 ila 10 yıl arasında devreye girmesi beklenen 174 reaktör planı var.

Bu rakamın yaklaşık yarısı Çin ve Rusya’dan gelirken, Hindistan, Japonya, G. Kore ve Polonya da, reaktör planı sayılarıyla dikkat çekiyor. ABD, İngiltere ve Vietnam da, “devam” diyenler arasında...

Veriler, özellikle Çin ve Hindistan’ın, kullanım oranlarında atılım yapacağına işaret ediyor. Enerji ihtiyaçları malum...

3. ve son maddede ise, daha uzağa odaklanıyoruz ve 15 yıla varabilecek bir süreç öngören 301 reaktör önerisiyle karşılaşıyoruz. Bu sayının detaylarında, nükleersiz yaşayan bazı ülkelerin de atağa geçeceği mesajı var. Endonezya, Malezya, Vietnam ve Kazakistan gibi... Daha da ilginci, S. Arabistan ve BAE gibi fosil zenginleri, bu grupta adeta parlıyor.

JAPONYA VE ALMANYA SOĞUDU

Şimdi bir de, nükleerden soğuyanlara göz atalım. Son olay yeri Japonya, denetimlerin de tetiklediği kapatma süreçleri sonucunda, üretimd