Kürt anaları ve babaları isyan ediyor.
Kime isyan ediyorlar?
En değerli varlıklarını, evlatlarını çalan PKK’ya.
Peki neden HDP’nin kapısındalar?
Çünkü çocuklarının PKK’ya kaçırılmasında HDP’nin parmağının olduğunu çok iyi biliyorlar.
Hacire Ana’nın PKK’ya isyanı sonrasında oğluna kavuşması diğer Kürt anne babalara da cesaret verdi. İsyanın büyümesinden korkan PKK, Hacire Ana’nın oğlunu ona geri göndermek zorunda kaldı.
Ama geç kaldılar.
Canlarından çok sevdikleri evlatlarını kurtarabilmek için bir ışık gören diğer anne babalar da soluğu HDP Diyardakır İl Başkanlığı’nda aldılar.Kaybedecekleri bir şey yok. Çünkü evlatlarından başka neleri çalınabilir ki?
“Tehditlerden korkmuyoruz. Canımdan başka daha neyimi alabilirler ki?” diyorlar.
“Ben oğlumu istiyorum. Bir çocuğumu daha PKK’ya kurban vermeyeceğim” diyorlar.
Çocuklarını kurtarmakta kararlılar.
HDP’nin işi zor.
Evladını kurtarmak isteyen bir anne babanın önünde kim durabilir ki?
Şimdi artık evladının kandırılıp dağa çıkmasını sorun etmeyen aileler bulup onların çocuklarını kandırıp dağa çıkarmak zorundalar.
Var mıdır böyle aileler?
Bu sorunun çözülmesi konusunda atılan onca adıma rağmen hâlâ evlatlarını kandırıp dağa çıkarıp ölümüne sebep olanlara karşı çıkmayacak aileler var mıdır?
Kürt aileler artık HDP’nin kirli siyasetini görüyor.
Her defasında ona demokratik sınırlar içerisinde kalıp siyaset yapması için oy verdiler ama o sırtını PKK’ya YPG’ye dayamaktan vazgeçmedi.
Yabancı devletlerin, Türkiye’nin huzuruna ve güvenliğine karşı bir araç olarak kullandığı PKK’nın değirmenine su taşımaya devam ediyor.
Ama artık Kürt anne babalar HDP’ye isyan ediyor.
Bu isyan dalgası büyürse, HDP artık PKK’nın değil halkın çıkarlarına hizmet eden bir çizgiye dönmeye zorlanabilir. Ya da HDP bu dönüşümü başaramazsa başka bir parti kurulur. Ama her durumda PKK marjinalleşir, etkisizleşir ve terör sorunu İspanya-ETA örneğinde olduğu gibi çözülme sürecine girer.
Yok eğer PKK, tehdit ve kara propaganda yoluyla bu annelerin haklı isyanını büyümeden bastırmayı başarırsa, o zaman Türkiye terör sorunuyla yaşamaya bir süre daha devam eder ve bundan en büyük zararı, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Kürt kökenli insanlarımız görür. Zira terör, her şeyden önce, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki insanlarımızın canına, malına ve refahına kastediyor.
Bu yüzden Kürt anaların PKK ve HDP’ye isyanı çok önemli.
Suriye’nin yükü
Suriye sorununun Türkiye’ye maliyeti oldukça yüksek.
Özellikle de mülteci ve terör konuları bu maliyetin öne çıkan başlıkları.
Suriye’nin neredeyse bütün bölgelerinden Türkiye’ye mülteci gelirken, terör günümüzde daha çok ülkenin kuzeyi açısından Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesinde PKK/YPG’nin saldırılarının yanında İdlib’deki terör grupları da Türkiye’nin ve Suriye halkının güvenliğini tehdit ediyor.
Ama terör meselesi gündeme geldiğinde Türkiye açısından asıl önemli bölge Fırat’ın doğusu.
Buradaki PKK/YPG unsurlarının ortadan kaldırılması Ankara’nın güvenlik sıralamasında en ön sıralarda yer alıyor. Bu çerçevede bölgede bir güvenli bölge oluşturulması için ABD ile varılan mutabakatın uygulanması konusunda Türkiye’nin Amerikan tarafına güvensizliği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından okunuyor.
Zira Menbiç örneği ortada duruyor.
Amerikan güvenlik bürokrasisinin, başkanlarının verdiği sözleri yerine getirmeme konusunda bir alışkanlığı oluşmuş durumda.
Şimdi de Fırat’ın doğusunda oluşturulacak güvenli bölgenin, bölgede desteklediği PKK/YPG’ye zarar vermeden nasıl şekilleneceğinin kaygısı içerisindeler. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ilgili bakanlar, Türkiye’nin gerektiğinde sınırlarının ötesindeki terörist varlığını ortadan kaldırmak için harekete geçeceğini vurguluyorlar.
Bu ay içinde New York’ta yapılacak BM Genel Kurul toplantıları sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikan Başkanı Trump ile yapacağı görüşme öncesinde, Türkiye Fırat’ın doğusundaki terör sorununu çözecek adımlar bekliyor.
Trump’la yapılacak görüşme bu açıdan çok önemli.
Bu görüşmenin sonucuna göre, Türkiye sınırlarının ötesindeki terör unsurlarını ya kendisi temizleyecek ya da bunu ABD ile birlikte yapacak.
[Türkiye, 7 Eylül 2019].