28 Şubat’ın askerî ayağının bir kısmının yargılanmasının ilk derece mahkeme süreci tamamlandı. 21 kişiye müebbet hapis cezası verildi.
Bu ilk yargılama sonuçlarının bir başlangıç olması gerekiyor. Çünkü 28 Şubat sadece 21 kişinin sorumluluğunda yapılabilecek bir darbe değildi.
Darbenin sivil ayağından sadece bir kişi, dönemin YÖK başkanı Kemal Gürüz ceza aldı.
28 Şubat’ın medya, üniversite, sivil bürokrasi ve STK görünümlü sivil cuntalar içindeki uzantıları daha yargılanmadı.
Dava açıklanınca doğal olarak 28 Şubat’tan etkilenen insanlar, mahkeme kararında dönemin darbecilerinden farklı isimlerin ne ceza aldığına baktı.
Dava sonuçlanınca ben de darbe sürecinde sembolik önemde olan bazı isimlere odaklandım.
Onlardan biri olan ve bir açık hava konuşmasında rahmetli Necmettin Erbakan’a “P..evenk” diyen Orgeneral Osman Özbek’in ne ceza aldığını merak ettim.
Ama ceza alanlar arasında ismi yoktu. İşin ilginci sanıklar arasında da olmadığını öğrendim.
28 Şubat’ta gücü elinde bulunduran esip gürleyen hükûmeti düşürmek için her türlü ahlaksızlığa ve anti demokratik yönteme başvuran darbeciler, yargılamalar başlayınca geçmişte yaptıklarının arkasında durmadılar. Kendilerinin söz konusu dönemde sorumluluğu olmadığını belirttiler.
O dönemde tankları yürüterek “demokrasiye balans ayarı yaptığını” söyleyenler, sonradan bu konu sorulduğunda “günlük rutin bir sevkiyattı” diyerek toplumun gözünün içine baka baka yalan söylediler.
Demek ki 1960’tan itibaren darbeciler hep yargılayan konumunda olduğu için, kendilerinin hukuktan muaf olduğuna inanmışlardı. Yargılama makamının her zaman kendileri olacağını varsaymışlardı.
O dönemde yargıdan muaf olduğunu düşünenlerden biri de rahmetli Erbakan’a hakaret eden Orgeneral Özbek’ti.
Özbek, 5 sene önce 28 Şubat davası açıldığında, “zamanında Erbakan’ın kıymetini anlayamadıkları”na dair bir şeyler söylemişti. Yine yargılanma korkusu ile “28 Şubat’a darbe denmemesi” gerektiğini de sözlerinin arasına sıkıştırıvermişti.
28 Şubat'ta esip gürleyen bu komutan, yargılanma korkusu ortaya çıkınca saçmalamaya devam etmiş ve “28 Şubat’ın emir komuta zinciri içinde ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel haberdar edilerek bir yol haritasına bağlı olarak icra edildiğini” belirtme ihtiyacı duymuştu.
O zaman bir bakalım.
Söz konusu komutanın o sözleri, 27 Nisan 1997’de Hürriyet gazetesinde darbe süreci için nasıl kullanılmış.
Darbenin fonksiyonel aktörlüğünü üstlenen gazete “bundan daha ağır sözler gelecek” şeklinde bir manşetle çıkmıştı.
Manşetin hemen altında ise içerik, Sedat Ergin tarafından şu şekilde haberleştirilmişti: “Üst kademe askerler, RP’yi eleştiren Tuğgeneral Osman Özbek’e destek vererek ‘eğer hükûmet gitmezse daha ağır açıklamalar gelecek buna da hazırlanın’ dedi...”
Metnin içerisinde öne çıkarılan ara başlıklardan biri ise “söyledikleri az bile” şeklindeydi.
Aynı gazetenin ön sayfasında, Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun bu sözlerle ilgili de demeci alınmış ve Osman Özbek’in bu hakaretine destek içeren sözleri manşetin hemen altında “kimsenin ağzına fermuar çekemem” şeklinde başlıklandırılmıştı.
Daha bitmedi aynı haberin altında da “Demirel’den Özbek’e dolaylı destek geldi” diye bir haber yapılarak ön sayfa tamamen darbenin mümkünlük şartlarının hazırlanmasına hasredilmişti.
Dolayısıyla şimdilik bu davanın sonucu ile ilgili, “bu bir başlangıç olsun” demek gerekiyor.
Diğer taraftan, bu davanın en önemli sonucu, 28 Şubat’ın bir darbe olarak mahkeme tarafından kayda geçirilmiş olmasıdır.
28 Şubat yargılamaları bu şekliyle kalırsa, o dönemin sorumlularının ekserisinin yargılanmamış olacağının da ayrıca akılda tutulması lazım...
[Türkiye, 17 Nisan 2018].