1. “Hukukun Üstünlüğü ve İnsan Haklarına Yönelik Büyüyen Bir Tehdit Olarak Ulus Ötesi Baskı” başlıklı raporun içeriğinde neler var?
Raporda devletlerin diğer ülkelerdeki bireylere karşı suikast, saldırı, ortadan kaybolma, sindirme ve zorla alıkoyma gibi hedefli fiziksel saldırı gerçekleştirdiği durumları ifade etmek üzere ulus ötesi baskı kavramı ortaya konulmaktadır. Buna göre ulus ötesi baskı sadece fiziksel saldırıları değil, pasaport iptali, gözetleme ve tehdit gibi doğrudan saldırı içermeyen eylemleri de kapsamaktadır. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde onaylanan raporda ulus ötesi baskıyı bir araç olarak kullanan ülkeler olarak Rusya, Çin, Belarus, Türkiye, Azerbaycan gibi ülkeler sayılmaktadır. Raporun Türkiye’yi hedef alan bölümünde Türkiye’nin darbeci terör örgütü FETÖ’ye karşı yürüttüğü hukuki mücadele eleştirilmektedir. Raporda Fettullahçı terör örgütünden bir toplumsal hareket olarak bahsedilmekte ve kanlı darbe girişimindeki rolü görmezden gelinmektedir. Türkiye’nin iadesini talep ettiği terör örgütü mensupları ise özellikle isim verilerek zikredilmekte ve Türkiye’nin bu kişilere yönelik taleplerinden vazgeçmesi çağrısı yapılmaktadır. Rapor sadece belli ülkelerdeki seçilmiş örnekleri ele alarak tarafsızlıktan uzak siyasi bir değerlendirme olarak değerlendirilmektedir.
2. Rapor kim tarafından ve neden hazırlandı?
Rapor İngiliz Milletvekili Christopher Chope tarafından hazırlanmış ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde onaylanarak kabul edilmiştir. Muhafazakar Parti milletvekili Chistopher Chope daha önce ülkesindeki sığınmacıları Ruanda gibi başka ülkelere yerleştirme politikasını savunduğu için insan hakları savunucuları tarafından eleştirilmişti. Chope’un hazırladığı raporun dayanağını oluşturan bilgiler büyük oranda Washington merkezli insan hakları örgütü Freedom House raporlarından alınmıştır. Freedom House daha önce de Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesini eleştiren raporlarıyla bilinen bir kuruluştur. Raporda ayrıca FETÖ’cülerin Avrupa’da Türkiye karşıtı lobicilik ve propaganda faaliyetleri için kurduğu Stockholm Center for Freedom ve Nordic Monitor gibi kaynakların sunduğu manipulatif bilgilerden faydalanılmıştır. Raporda özellikle Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya üyeliğini engellemek için terörü bahane olarak öne sürdüğü iddiasına yer verilmekte, böylece Türkiye’nin darbeci terör örgütü FETÖ’ye karşı mücadelesi değersizleştirmek istenmekte ve FETÖ terör örgütü meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu sayede yaklaşan NATO zirvesi öncesinde İsveç’in üyeliği konusunda Türkiye üzerinde baskı oluşturma amacı da gütmektedir.
3. FETÖ’nün yurtdışı faaliyetleri Avrupa’daki Türkiye karşıtlığında nasıl rol oynamaktadır?
FETÖ birçok Avrupa ülkesinde Türkiye karşıtı propaganda faaliyetlerine devam etmektedir. Ev sahibi ülkeler tarafından kendilerine sağlanan hareket alanı sayesinde “insan hakları aktivisti” ve “gazeteci” kimliği altında Türkiye’yi suçlayan, Türkiye’yi siyaset, ekonomi, dış politika ve güvenlik alanlarında Batı ile olumlu bir ilişki geliştirmesini engellemeye yönelik faaliyetler yürütmektedirler. FETÖ’cüler Avrupa’da kurdukları sivil toplum ve medya kuruluşları üzerinden Türkiye üzerinde baskı unsuru olarak kullanılabilecek argümanlar üreterek Avrupalı karar alıcılara sunmaktadır. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından onaylanan rapor da bunun en son örneğidir. FETÖ’cülerin ürettiği Türkiye karşıtı argümanlar Batı’daki kurumların raporlarına girerek daha fazla görünürlük kazanmakta, bu söylemler daha sonra Türkiye içindeki ve dışındaki bazı siyasi aktörler için kullanışlı bir malzemeye dönüşmektedir.
4. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından onaylanan raporun geçerliliği nedir?
İngiliz milletvekili tarafından hazırlanan rapor Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde oylanarak kabul edilmiştir. Raporun bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır ancak Avrupa Konseyi’ne üye ülkelere ulus ötesi baskı ile mücadele için çeşitli önerilerde bulunmaktadır. Üye ülkelerin ulus ötesi baskı faaliyetlerini gözetleme ve raporlama için bir mekanizma kurması ve bunlara yönelik çeşitli yaptırımlar uygulanmasına dair öneriler yer almaktadır. Avrupa Konseyi ilerleyen zamanda uygun gördüğü takdirde bu konuyu gündemine alarak değerlendirebilir.
5. Türkiye’nin bu rapora karşı tutumu ne oldu?
Türkiye FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine yönelik mücadelesini her zaman insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde yürüttüğünü vurgulamaktadır. Bu terör örgütlerinin Avrupa’daki faaliyetlerine ilişkin Türkiye daha önce de muhataplarını bilgilendirmiş ve gerekli yasal süreçlere başvurmuştur. Özellikle son dönemde İsveç’in NATO’ya üye olma talebiyle birlikte bu ülkedeki Türkiye’yi hedef alan terör örgütü faaliyetlerinin sona erdirilmesi konusunda iki ülke arasında anlaşma imzalanmıştı. Ancak İsveç bugüne kadar bu anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmemiş durumdadır. Böyle bir konjonktürde AKPM tarafından onaylanan rapor Türkiye tarafından tepkiyle karşılanmıştır. FETÖ terör örgütünü meşrulaştırmaya yönelik girişimlerin kabul edilmeyeceği ve Türkiye’nin terörle mücadelesinde haklı duruşundan vazgeçmeyeceği vurgulanmıştır.