1968’de Beyrut’ta başlayan ve günümüze kadar kesintilerle devam eden Kıbrıs sorununa dair müzakere sürecinde 11 Şubat 2014 tarihi itibariyle yeni ve hızlı bir döneme girildi. Nisan 2004’te eş zamanlı olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) referanduma sunulan Annan Planı sonrası toplumlararası müzakereler tekrar 2008 yılında başlayabilmişti. Ancak Mayıs 2012’de yeniden duran süreç 11 Şubat 2014 tarihinde tekrar başlamış oldu.
Aslında Şubat 2013’te GKRY’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda başkan seçilen Nikos Anastasiadis, müzakere sürecinin tekrar başlaması için oluşturulacak federasyonun egemenlik, uluslararası kimlik ve vatandaşlık konularında ortak bir yapıya sahip olması konusunda ısrarcı olduğundan taraflar 1,5 yıldır bir araya gelememişti. Zira KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Türkiye Cumhuriyeti hükümet yetkilileri her platformda, müzakerelerin önkoşulsuz bir an önce başlatılması ve tarafların hızlı bir takvim çerçevesinde görüşmelerinden sonra uluslararası konferans ile sonuçlandırılması konusunda görüşlerini dile getirmekteydiler. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 13-14 Aralık 2013’teki Yunanistan ve KKTC ziyaretleri sonrası Kıbrıs’taki iki toplumun bir “ortak açıklama” metni yayınlaması konusunda gelişmeler hızlandı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun diplomatik manevrasına ilave olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Asya İşlerinden Sorumlu Bakan yardımcısı Victoria Nuland’ın 5 Şubat 2014’te Güney ve Kuzey Kıbrıs’ı eş zamanlı ziyareti çözüm konusunda önemli adımların atılacağına dair umutları artırdı. Nuland, ABD’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nde yaptığı açıklamada “iki liderin verimli ve sonuca yönelik olarak çözüm müzakerelerini canlandırmayı teşvik edecek, anahtar prensipleri belirleyecek ortak açıklamada anlaşmak için güçlü kararlılıkları konusunda kendisini temin ettiklerini” belirtti.