Enformasyon terörü Türkiye’nin maruz kaldığı en şedit terör çeşitlerindendir. Belli bir gündemle yalan bir haber kuyuya atılır, Türkiye’de yetkililer de bu yalan haberi tekzip için mesai harcamak zorunda kalır. ‘Türk askeri Irak’a girdi’ şeklinde dolaşıma sokulan haber de bunun son örneklerinden.
Habere göre Türkiye Musul’un kuzeyine birkaç yüz askeri, zırhlı araçlarla intikal ettirmek suretiyle Irak’a girmiş ve ‘Musul’un DAİŞ’ten temizlenmesi operasyonunda’ yer alacakmış. Hürriyet biraz da çorba yaparak 2000 sayısından bahsediyor. Haberlerde tabii ki Türk askerinin aylardır o noktada Haşd el-Vatani ismini verdikleri, çoğunluğu demografik açıdan doğal olarak Sünni de olsa Ninova eyaletinden farklı kesimleri eğitmesinden tali bir aktivite olarak bahsediliyor. Yine haber metinlerine bakarsanız, bu eğitim faaliyetinin küçümsendiğini, eğitilenlerin ‘Türkiye Sünni güçler inşa ediyor’ şeklinde kategorize edildiğini, projenin eski Musul Valisi Esil Nuceyfi’nin rolü üzerinden şimdiden başarısız ilan edildiğini görebilirsiniz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da dün açıklama ihtiyacı hissettiği haberin doğrusu ise şu şekilde. Türkiye DAİŞ’e yaklaşık 10 km yakınlıktaki bu kampta hem Irak Savunma Bakanlığı’nın hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin talebi doğrultusunda Irak’ın güvenlik kapasitesini artırmaya çalışıyor. Süleymaniye ve Erbil’de Peşmergeleri, Musul civarında Başika ve Zilkan (Şihan) gibi noktalarda ise Musul’da da görev yapmış Iraklı güvenlik güçlerini eğitiyor. Daha geçen hafta Irak Savunma Bakanı Halid el-Ubeydi mezkur eğitim üslerini ziyaret etmişti. Hatırlayın Peşmerge Operasyon Birimi Komutanı Kahraman Kemal, “Türk subaylarının özellikle 7. Peşmerge Birliği’ne verdiği sokak çatışmaları eğitimi, DAİŞ’e karşı Şengal’in ilçe merkezindeki çatışmalarda belirleyici rol oynamıştır” demişti. Türkiye bölgedeki sosyolojiyle barışık olan nadir ülkelerden birisi. Daha önce de defaatle işgal altındaki bölgelerin DAİŞ’ten temizlenmesinde yerel unsurların ve sosyolojik verilerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştı. Musul’daki eğitim faaliyetini de bu yönde atılan kritik bir adım olarak değerlendirmek lazım.
Gerçekleşen ve ardından abartılan hadisede de rotasyon maksadıyla eğitim verecek 100 civarı yeni Türk askerinin söz konusu üsse intikal ettiğini görüyoruz. DAİŞ’e bu denli yakın bir bölgede elini taşın altına koyan Türk askerinin kendi güvenliğini sağlamak da yine Türk askerine düşüyor. Kullanılan zırhlı araçlar ve ekipmanı da bu riskli bölgede Türk askerinin potansiyel saldırılara karşı kendisini koruma garantisi olarak düşünebilirsiniz. Kaldı ki Türk askerinin Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı varlığı zaten söz konusu. Fakat konusu rotasyonu etnik-mezhepsel sinir uçlarını kaşımak için kullanmak tam anlamıyla operasyonel bir faaliyet.
Yalan haber ortaya atılınca PKK’lılar hemen ‘Türk askeri Irak’a girdi’ diyerek tüm ırkçı söylemleriyle feveran etmeye başlarken, hava sahasında ve arazide birçok yabancı ordu ve milis gücünün cirit attığı Irak’ta bazı yetkililer hemen ‘egemenlik’ ihlali şikâyetine başladılar. Reuters gibi ajanslar, ‘Iraklı güçlü Şii silahlı gruplar ülkede konuşlanacak ABD askerlerine karşı savaşma sözü verdi. Türk askerlerinin varlığına nasıl baktıkları da net değil’ şeklinde uyarı atışları yaptılar.
Yukarıda da vurgulandığı gibi Türk askeri zaten aylardır o noktadaydı ve talep üzerine Iraklıları eğitiyordu. Eğitim dışında herhangi bir görev yapmayan bu askerlerden rahatsız olanlar acaba örneğin Irak’taki binlerce İranlı yabancı savaşçıya ne diyor? Musul’u da bu savaşçılar mı ele geçirecek? Türkiye’nin DAİŞ’e karşı Iraklılara eğitim vermesinden Şii gruplar neden rahatsız olur? Ya da o bölgede sadece Türkiye mi eğitim veriyor?
[Akşam, 7 Aralık 2015]