Her Cumartesi günü TRT1’de ekranlara gelen Enine Boyuna programının bu haftaki bölümünde yeni İmralı süreciyle birlikte yaşanan son gelişmeler kaydedildi. Programın katılımcıları arasında yer alan SETA Başkanı Taha Özhan, gazeteci İsmet Berkan’ın şu an devlet ile İmralı arasında bir müzakere değil, görüşme yaşandığı düşüncesine katıldığını belirterek, tamamen açık istihbarat kaynakları ve yaşanan sürece bakıldığında, mantıksal olarak devlet ile İmralı arasında bir müzakere yaşanmadığının görüldüğünü kaydetti.
Programda, terör sorununun çözümü noktasında esas müzakerelerin devlet ile Öcalan’dan öte, Öcalan ile Kandil’deki PKK yönetimi ve genel anlamda temsil etme iddiasında bulundukları Kürt kamuoyu arasında dolaylı şekilde gerçekleştiği düşüncesi öne çıkarken, bir tarafta Murat Karayılan’ın temsil ettiği ve onun altında başka bir grubun daha bulunduğu bir odak, diğer yanda da Öcalan ve aracılardan oluşan çok aktörlü bir sürecin yaşandığı ifade edildi.
MİT ile PKK arasında gerçekleşen Oslo görüşmelerinin kesintiye uğraması sonrası yaşanan yeni sürecin, Oslo görüşmelerinden farklarının da değerlendirildiği programda, yeni başlayan süreci Türkiye’nin kendi başına hallettiği ve dışardan batılı, Avrupalı ya da herhangi başka bir aktörün bulunmadığı bir süreç yaşandığı ifade edildi. Oslo sürecinde yer alan yabancı aracıların, görüşmelerin dışarı sızmasında en büyük etken olduğunun vurgulandığı programda, bu sebeple böyle bir sıkıntı yaşanmaması adına yeni süreçte BDP’nin devrede olduğu belirtildi.
Oslo sürecinin aksine, taraflar arasında sınırları belirlenmiş görüşmelerin yaşandığı vurgulanan programda, yeni süreçte devlet tarafından daha baştan üniter devlet çerçevesinin korunacağı, federasyon, özerklik vb. taleplerin kabul görmeyeceği belirtilerek sınırların çizildiği ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle çözümün söz konusu olabileceği düşüncesi öne çıktı.
Görüşmelerde, Öcalan’ın iki temele indirgenmiş düşünceyle hareket ettiği de belirtilen programda, Öcalan’ın Mayıs ayına kadar PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye dışına çıkartmayı, eğer olursa Eylül’e kadar da bir silahsızlanmanın gerçekleşmesi düşüncesinde olduğu ifade edilirken, ancak bu durumda masaya oturmanın gündeme gelebileceği ve Öcalan’ın Kandil yönetimini bu noktada tatmin etmek zorunda olduğu kaydedildi.