SETA > Odak |
Ankara Saldırısının Gösterdikleri

Ankara Saldırısının Gösterdikleri

1 Ekim 2023 Pazar sabah 9.30 sıralarında, TBMM’nin yeni yasama yılının ilk gününde, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün bulunduğu yerleşkenin giriş kapısı önüne hafif ticari araçla gelen iki terörist uzun namlulu silahlar kullanarak bombalı saldırı eyleminde bulundu. Olayın akabinde ilk resmi açıklama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından yapıldı ve teröristlerden birinin üzerinde bulunan patlayıcı düzeneğini infilak ettirdiği, diğer teröristin ise güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildiği beyan edildi. Bu saldırının gerçekleştiği tarih, hedef seçilen mekan, faillerinin aidiyeti ve saldırıda kullanılan yöntem başta olmak üzere pek çok açıdan dikkat ve titizlikle incelenmesi gereken bir saldırı olduğu söylenebilir.

Giriş 1 Ekim 2023 Pazar sabah 9.30 sıralarında, TBMM’nin yeni yasama yılının ilk gününde, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün bulunduğu yerleşkenin giriş kapısı önüne hafif ticari araçla gelen iki terörist uzun namlulu silahlar kullanarak bombalı saldırı eyleminde bulundu. Olayın akabinde ilk resmi açıklama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından yapıldı ve teröristlerden birinin üzerinde bulunan patlayıcı düzeneğini infilak ettirdiği, diğer teröristin ise güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildiği beyan edildi. Bu saldırının gerçekleştiği tarih, hedef seçilen mekan, faillerinin aidiyeti ve saldırıda kullanılan yöntem başta olmak üzere pek çok açıdan dikkat ve titizlikle incelenmesi gereken bir saldırı olduğu söylenebilir. [caption id="attachment_99615" align="aligncenter" width="785"] Görsel I. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Açıklaması | Kaynak: Ali Yerlikaya, x.com, 1 Ekim 2023, https://x.com/AliYerlikaya/status/1708379773032972410?s=20, (Erişim tarihi: 2 Ekim 2023).[/caption] Terör Saldırısının Detayları Öncelikle saldırının planlama, keşif ve finansman süreçleriyle ilgili kamuoyu ile paylaşılan istihbari bilgilerin kısıtlı olduğunu belirtmek gerekir. Fakat CCTV görüntüleri incelenerek saldırıda kullanılan yönteme dair bir inceleme yapmak mümkündür. Görüntülerde, yaklaşık olarak yerel saatle 09.30’da, gri bir Renault Kangoo aracın belirtilen konuma ulaştığı ve hemen akabinde saldırının gerçekleştirildiği görülmektedir. Araçtan inen iki terörist yerleşkenin önünde bulunan nizamiye kapısında nöbet tutan güvenlik güçlerini uzun namlulu silah ve roketatar ile doğrudan hedef almıştır. Ani baskın şeklinde tezahür eden saldırıda, teröristlerden birinin nizamiyenin balistik korumasını aşmak için roketatarla girişte bir gedik açmaya çalıştığı, diğerinin ise ilk teröristin yerleşkeye girişini kolaylaştırmak ve nizamiye girişinde bulunan güvenlik güçlerini ekarte etmek için üzerindeki patlayıcı düzeneğini aktif hale getirdiği görülmektedir. Nizamiye kapısından sızan ilk terörist ve güvenlik güçleri arasında silahlı çatışma yaşandığı da edinilen bilgiler arasındadır. Güvenlik güçlerinin hızlı müdahalesi ile her iki saldırgan etkisiz hale getirilmiş ancak polis memurları Alim Reis Demirel ve Erkan Karataş saldırıda hafif yaralanmıştır. Saldırının gerçekleştirilme biçimi (ani baskın ve girişte bir gedik açmak suretiyle sızma) geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen Mersin saldırısı ile taktiksel örtüşmeler içerse de, Mersin saldırısı ile teknik açıdan önemli farklılıklar (hedef tipolojisi, teçhizat türü ve fail profili vb.) bulunduğunun da altını çizmek gerekir. Saldırının ardından elde edilen ilk bilgilere göre, saldırıda kullanılan gri Renault Kangoo aracın, Kayseri ilinde veteriner hekim Mikail Bozlağan adına kayıtlı olduğu ve aracın veteriner hekimin başından vurularak Adana sınırına yakın Çataloluk Mahallesi Avlağa mezrasında gasp edilmek suretiyle ele geçirildiği tespit edildi. Hatırlanacağı üzere 13 Mart 2016’da Güvenpark otobüs durakları ve çevik kuvvet noktasının bulunduğu bölgede yaşanan bombalı araç saldırısında, saldırıdan yirmi beş gün önce Şanlıurfa’da bir galeriden satın alınan beyaz renkte BMW 5.20 marka bir araç kullanılmıştı. Yine 17 Şubat 2016’da Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarının geçişi sırasında gerçekleştirilen bombalı araç eyleminde Volkswagen Scirocco model bir araç kullanılmış, aracın saldırıdan yaklaşık on beş gün önce İzmir’den kiralandığı ve süresi bitince teslim edilmediği için araca yönelik çalıntı ihbarı yapıldığı tespit edilmişti. Bu saldırılarda kullanılan her iki araç da lüks olmasının yanı sıra en az beş gün olmak suretiyle keşif amaçlı saldırıların gerçekleşeceği bölgelerin yakınında CCTV kameralarına yakalandığı, saldırıların sonrasında tespit edilmişti. Son saldırıda ise aracın hem sınıfının farklı olması ve aracın gasp edilmesi hem de bir araçla uzun soluklu keşif süresinin yaşanmamasının, bu aracın tespitini zorlaştırdığı söylenebilir. Yine aracın gasp edildiği bölgenin Adana il sınırına yakın olması, teröristlerin Ankara’ya ulaşmadan önceki muhtemel rotası hakkında da ipuçları içermektedir. [caption id="attachment_99616" align="aligncenter" width="1060"] Görsel II. Terör Saldırısında Kullanılan Gri Renault Kangoo Marka Araç | Kaynak: NTV, https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/EUjmrek520uXj2EimCLPHQ.jpg?width=1060&height=795&mode=crop&scale=both&v=1696198899290&meta=square, (Erişim tarihi: 2 Ekim 2023).[/caption] Terör Saldırısında Kullanılan Mühimmat ve Silahlar Saldırı girişiminin akabinde güvenlik güçlerinin başlattığı incelemede 9,7 kilogram RDX ihtiva eden C-4 patlayıcı madde, 3 adet el bombası, 1 adet roketatar (RPO-A Shmel termobarik roketatar), 1 adet Glock marka susturucu takılı tabanca, 1 adet Blow marka tabanca, 1 adet M-4 marka Karabina uzun namlulu silah ve 1 adet AK-47 marka uzun namlulu silah ele geçirilmiştir. Amerikalı Colt firması tarafından geliştirilen M-4 Karabina, 350 metre etkili menzili ile daha çok kısa mesafe çatışmalarda kullanılan, muadili silahlar içerisinde seri ve hafifliği ile bilinen bir silahtır. ABD’nin PKK/YPG’ye sevk ettiği silahların arasında yer almaktadır. Nizamiye kapısındaki balistik korumayı ekarte etmeye çalışan teröristin kullandığı 20-1.000 metre arasında etkili menzile sahip RPO-A Shmel termobarik roketatar ise ele geçirilen silah sistemleri arasında en dikkat çekici olanıdır. RPO-A Shmel, Sovyet döneminde KBP tarafından geliştirilen LAW’a benzer şekilde termobarik yani yakıcı özellikte bir roket sistemidir. TSK tarafından düzenlenen operasyonlarda 2020 ve 2022’de ele geçirilmiştir. Yine 2020’de PKK’lı teröristlerin Metina bölgesinde gerçekleştirdiği ve beş Peşmergenin öldürüldüğü saldırıda da RPO-A Shmel termobarik roketatarın kullanıldığı tespit edilmiştir. Terör örgütü üyelerinin bu silah sistemini kullanabilmek için özel eğitimlere tabi tutulduğu biliniyor. Süregelen Suriye iç savaşının bu silahların terör örgütü tarafından temin edilmesini kolaylaştırdığı söylenebilir. Teröristlerin Kimliği ve Tespiti TBMM’nin açılış gününde gerçekleştirilen terör saldırı, PKK’nın askeri kanadı olarak da bilinen HPG’ye bağlı “Ölümsüzler Taburu” adlı bir grup tarafından üstlenilirken terör örgütü saldırının faillerinin “Rojhat Zilan” ve “Erdal Şahin” kod adlı teröristler olduğunu açıkladı. Kriminal incelemeler sonucunda, etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin “Kanivar Erdal” kod adlı Hasan Oğuz olduğu resmi makamlarca tespit edildi. Diğer teröristin kimliğine dair kriminal inceleme ise devam ediyor. İncelemenin sonucu netleştiğinde saldırının arka planı da netleşmiş olacak. Söz konusu Ölümsüzler Taburu’nun terörist Murat Karayılan tarafından doğrudan kontrol edildiği göz önünde bulundurulduğunda, saldırı direktifinin terör örgütü hiyerarşisindeki en üst noktadan geldiği varsayımında bulunulabilir. Terör Saldırısının Motivasyonu ve Hedefi Terör örgütünün bu saldırıyı üstlendiğini duyurduğu metinde, saldırının sözde HPG ve YJA Star Komuta Konseyi üyesi ve “Amed” Eyalet Komutanı “Axin Muş” kod adlı terörist Hülya Demirer ve beraberindeki “Rohat Pasur” kod adlı Cihat Ay, “Egid Berxwedan” kod adlı Habib Karakoç ve “Demhat Setkar” kod adlı Çetin Temel’e ithaf edildiği ifade edildi. Söz konusu teröristler geçtiğimiz Eylül, Diyarbakır Kulp’ta Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığının koordinesinde, EGM İHA ve J-SİHA’ların da kullanıldığı operasyonda etkisiz hale getirilen ve İçişleri Bakanlığı Terör Arananlar listesinde kırmızı, turuncu ve gri kategorilerde aranan teröristlerdi. Terörist Hülya Demirer’in 12 Mayıs 2016’da İstanbul-Sancaktepe, 7 Haziran 2016’da İstanbul-Vezneciler, 10 Aralık 2016’da İstanbul-Beşiktaş ve 16 Aralık 2022’de Diyarbakır-Mardin yolundaki bombalı saldırıların talimatını veren terör örgütü üyelerinden olduğu biliniyor. Terör örgütü açısından böylesine önemli bir figürün etkili bir operasyonla tasfiye edilmesi, terör örgütünün özellikle Türkiye içerisindeki insan kaynağının moral ve motivasyonuna ket vurması bakımından önem arz ediyor. Terör örgütünün bu saldırıyla özellikle Türkiye içerisinde motivasyonu kırılan insan kaynağına mesaj vermek ve halen Türkiye sahasındaki stratejik hedeflere yönelik saldırı kapasitesini koruduğuna dair bir güven vermek istediği aşikardır. Terörle ve Organize Suçla Mücadele Saldırı sonrasında açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, terörü destekleyenler, uyuşturucu kaçakçıları, çeteler ve organize suç gruplarının terörle ve organize suçla mücadele kapsamında hedef alınmaya devam edileceğinin altını çizmiştir. İçişleri Bakanlığının son zamanlarda bu gruplara karşı önemli operasyonlar başlattığı, hatta bunun sonucunda doksan uyuşturucu kaçakçısının gözaltına alındığı ve “Şahinler Çetesi” olarak bilinen büyük bir organize suç grubunun bu saldırıdan hemen önce kırk bir üyesinin gözaltına alındığı biliniyor. Bilindiği üzere uyuşturucu kaçakçılığı, terörizmin finansmanında istifade edilen başat kaynaklardan biridir. Türkiye uzun yıllardır kolluk kuvvetleri vasıtasıyla askeri yöntemlerle terörle mücadele ediyor. Saldırıların finanse edilmesinin önüne geçmek adına yapılan bu hamlelerin son yıllarda sistematik bir terörle mücadele stratejisine evrildiği söylenebilir. TSK da bu terör saldırısına yanıt vermekte gecikmemiştir. Irak’ın kuzeyinde Metina, Hakurk, Kandil ve Gara bölgelerindeki yirmi hedefe hava harekatı icra edilmiştir. TSK’nin Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki askeri varlığının, terör örgütü üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu vurgulamak gerekir. Türkiye başta askeri unsurları olmak üzere gerek istihbarat unsurları gerekse emniyet güçleri ile terörle mücadelede sınır ötesinde ve Türkiye’de koordineli bir çaba sarf etmektedir. Sonuç Ankara’daki durum halen gelişmekte ve bazı ayrıntılar belirsizliğini koruyor olsa da bu terör saldırısı güvenliği sağlama ve çeşitli tehditlerle mücadele etme konusundaki süregelen zorlukları göz önüne sermiştir. Bu saldırının tam kapsamının ortaya çıkarılması ve sorumlu olanların tespit edilmesinde kurumlar arası koordineli çabalar muhtemelen hayati önemde olacaktır.