SETA > Strateji Araştırmaları |
Türkiye siz DEAŞ Sonrası Strateji Uygulanabilir mi

Türkiye’siz “DEAŞ Sonrası Strateji” Uygulanabilir mi?

DEAŞ'ın başlangıcı gibi sonu da muamma ve sorularla dolu. Yeni vekalet savaşlarında canlandırılmak üzere DEAŞ şimdilik tasfiye ediliyor.

Başkan Trump, DEAŞ ile mücadelede "nihai zaferini" ilan etmeye hazırlanıyor. Komutanları ise bu zaferin kalıcı olmayabileceğinden kaygılı. "Baskılanmazsa, DEAŞ'ın 6 ay içinde geri gelebileceği" görüşündeler. Trump'ın acelesi var... Nisana kadar Suriye'den çekilirken yabancı savaşçıların kaderi konusunu da bir yerlere yıkmaya çalışıyor. YPG'nin "DEAŞ'lı tutsak militanları serbest bırakma" tehdidini Avrupalı müttefiklerine yöneltti. İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin 800 DEAŞ militanını geri almalarını ve yargılamalarını istedi.

***

DEAŞ'ın başlangıcı gibi sonu da muamma ve sorularla dolu. Yeni vekalet savaşlarında canlandırılmak üzere DEAŞ şimdilik tasfiye ediliyor. Bu örgütün beslendiği sosyoloji değişmiş değil. YPG'nin geleceğini dert eden Batılı başkentler Sünni Arapların radikalleşmesi konusunu hiç dert edinmiyor. DEAŞ sonrası da NATO müttefikleri arasında bir sorun olmaya devam edecek. Şurası net; artık Avrupa yabancı savaşçıları rehabilite etmek için elini taşın altına sokmak durumunda. Uzun bir süre bunların tamamının iç savaşta ölüp gitmelerini umdular. Şimdi aileleri ile toplamda 4 bine varan bu kitlenin kaderi gündemin en acil konusu oldu. İngiltere bu savaşçıları vatandaşlıktan çıkararak sorunu çözdüğünü düşünüyor. Almanya ve diğerleri ise Trump'ın oldu bittisinden rahatsız. Militanları yargılama seçeneğinin zorluklarını tartışıyor. Trump'ın ise Avrupalı mevkidaşları ile meseleyi uzun uzun müzakereye sabrı da niyeti de yok.

***

Washington'ın "DEAŞ sonrası stratejide" Avrupa başkentlerini yük paylaşımına çağırdığı tek konu yabancı savaşçıların yargılanması değil. ABD'nin çekildiği Suriye'nin kuzeydoğusu, yani YPG'nin kaderi de pakete dahil. Senatör L. Graham, Münih Güvenlik Konferansı'nda Avrupalıları"güvenli bölgenin" kurulmasında rol almaya çağırdı. YPG'nin (SDG) korunması ve Suriye'nin İran'a terk edilmemesi için Avrupa'dan askerlerini göndermesini istedi. Aynı öneri Savunma Bakan Vekili P. Shanahan tarafından "ABD'nin NATO'da Suriye'nin kuzeydoğusunda izleme görevi yapacak bir gözlem gücü kurulmasını teklif edeceği" şeklinde dillendirildi. Anlaşılan hem Türkiye'nin güvenlik çıkarlarını hem de YPG'yi aynı anda koruyacak bir formül üretmekte zorlanan Washington bürokrasisi kor ateşi Avrupalıların eline bırakmak istiyor. Ne de olsa Fransa gibi ülkeler SDG'yi (YPG) yalnız bırakmamak için niyet beyan ettiler.

***

Burada Avrupa başkentlerinin dikkatli olması gereken bir nokta var. YPG konusu, yabancı savaşçılar meselesine benzemez. Avrupalı güçlerin "uluslararası koalisyon formatında YPG'yi Türkiye'den koruması" seçeneği gerçekçi değil. ABD'nin sürdüremediği bir amacı Fransa, Almanya ya da başka bir Avrupalı gücün gerçekleştirmesi ihtimal dışı. Bu durum Avrupa başkentleri ile Ankara'nın arasını açmaktan başka bir işe yaramaz. Washington'ın Avrupalılara bıraktığı yük taşınabilir bir şey değil. "PKK romantizmi" içerisindeki bazı çevrelerin Türkiye'yi kaybetmekten bir kaygısı olmayabilir. Ancak Suriye'nin geleceği terörizmden mültecilere kadar birçok boyutuyla Avrupa için kritik önemde. Ve Türkiye, Avrupa'nın güvenliğinin kapısı durumunda. Washington, "DEAŞ sonrası stratejisini" kurarken Türkiye ile nasıl bir modalite üretecek göreceğiz. Avrupa'nın ise Türkiye ile çalışmaktan başka bir çaresi yok.

[Sabah, 19 Şubat 2019].