***
Elbette bütün bu sert polemiklere ve gösterilere rağmen Rusya-Ukrayna savaşının ilk yılında konuştuğumuz "nükleer savaş" ihtimalinden şimdilik uzaktayız. ABD ve AB'nin Rusya'yı "yıpratma savaşı" ve "izole etme" kampanyası beklenen sonucu vermedi. Kış aylarında cephede Rus birlikleri karşı saldırılarla kazanımlar (Avdiika şehri) elde ederken bu yaz savaşın daha sertleşmesi bekleniyor. Çin, Kuzey Kore ve İran'dan askeri destek bulan Rusya hem savaş sanayisini güçlendirdi hem de savaşacak yeni (paralı da olsa) asker bulmakta Ukrayna'dan daha iyi durumda. Ekonomik yaptırımlar Rusya'nın petrol ve doğalgazdan kaynaklanan finansal gücünü istenilen ölçüde zayıflatamadı. Kuşkusuz Rusya tehdidi Avrupa'da silahlanmayı tırmandırıyor ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Putin hakkın da yakalama kararı çıkardı.Ancak Asya, Afrika ve Güney Amerika'daki bölgesel güçler Rusya ile ticarete, görüşmeye ve iş birliğine devam ediyor. Mevcut savaş Rusya açısından da beklenen noktada değil. Kiev düşmediği gibi güçlü bir direnç gösterdi ve böylece Rus karşıtı güçlü bir Ukrayna milliyetçiliği doğdu. İşgal, Batı ittifakını toparladı, NATO'yu genişletti (Finlandiya ve İsveç) ve Avrupa'yı yeni bir savunma-güvenlik politikasına zorladı. Putin'in Ukrayna dışında hiçbir Avrupa ülkesine saldırmaya niyeti olmadığı yönündeki açıklamaları Avrupa'nın hissettiği "düşman Rusya" algısını değiştiremez.? Rusya-Ukrayna Savaşının Avrupa Güvenliği, Transatlantik İlişkiler ve NATO’ya Etkisi ? Çalışmayı inceleyebilir, #PDF sürümünü indirebilirsiniz ? https://t.co/lwmsvGA8r7 #NATO #AB #Ukrayna | ? @AylinNoi ? Diğer sosyal mecralardaki paylaşımımız: Facebook:… pic.twitter.com/wNvIsXfNqD
— SETA (@setavakfi) 24 Şubat 2024
***
İkinci yılında Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail'in Gazze'de devam eden katliamları ne yazık ki dünyamızın yeni çatışmalara gebe olduğunu düşündürmekte. Münih Güvenlik Raporu 2024'te vurgulandığı gibi uluslararası sistemdeki gidişat "kaybet-kaybet" denklemine oturdu. Dayanışma ve iş birliği yerine ülkeler rakiplerinin kayıplarını kendilerininkilerle karşılaştırıyor. Böylece büyük güçlerin rekabeti, Küresel Güney'in özerklik arayışı, Batı-Rusya ve ABD-Çin gerilimleri hız kesmeyi bırakın yeni ivmelerle derinleşiyor. 7 Ekim 2023 sonrası İsrail'in Gazze'deki katliamları ve buna başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin verdiği destek hem BM sistemine hem de insan hakları gibi değerlere olan inancı ciddi ölçüde zayıflattı. Batı ülkeleri Çin, Rusya ve yükselen ülkeleri iklim başta olma üzere küresel sorunlara önem vermemekle suçluyor. Çareyi kendi içinde dayanışmada ve kurala dayalı düzeni tesis etmeye çalışmakta görüyor. Halbuki tüm dünyanın "kaybet-kaybet" denkleminden çıkabilmesi için daha fazlasına ihtiyaç var. Buna gözlerin kapatılması iyimser olmayı engelliyor. Bir yandan "daha adil bir dünya" için mücadele ederken diğer yandan bu yıl Ukrayna'daki savaşa ve Gazze'deki katliama hangi çatışmanın eklenebileceğini düşünmekten geri duramıyoruz. [Sabah, 24 Şubat 2024]