Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. "Zeytin Dalı Operasyonumuzu hedeflerine ulaşana kadar sürdüreceğiz. Ardından Münbiç'i, bize söz verildiği şekilde teröristlerden arındıracağız. Kimse bundan rahatsız olmasın çünkü Münbiç'in gerçek sahipleri bu teröristler değil oradaki Arap kardeşlerimizdir. Sonra da Irak sınırına kadar, hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz." Bu açıklamaya kimsenin diyecek lafı kalmadı. Türkiye baştan bu yana böyle bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğini söyledi. Ama başta Amerika olmak üzere batılı ülkeler Türkiye'nin hassasiyetlerini görmezden geldi. Şimdi buna devam edemezler. Türkiye kendi göbeğini kendi kesti. "Büyük güçlere" yaraşır bir tavırla diplomatik görüşmeler yaptı. Sonra askeri harekata başladı. Ve sonuç aldı. Şimdi Afrin temizleniyor. Afrin konusunu büyük oranda Rusya'yla müzakere ettik. Münbiç konusu ise öncelikle Amerika'yla müzakere edilecek. Hatta bu müzakerelerin başladığını bile görebiliyoruz. Türkiye zaten Amerikalı muhataplarıyla her görüşmede Münbiç meselesini gündeme getiriyor. Amerikan tarafının bu konuda vermiş olduğu sözler var. Fırat'ın batı kıyısına geçmesine izin verilmeyeceği söylenmiş olmasına rağmen, PYD DEAŞ'la mücadele adı altında bu işgali sürdürüldü. O tarihlerde bir sürü sorunla uğraşan Türkiye Münbiç konusunda yeterince bastıramazdı. Şimdi batıdan doğuya doğru süpürme başladı. Afrin temizlendiğinde Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak. Adım adım ilerleyen Suriye stratejisinde bu hedeflere de sıra gelecek. Ancak kolay olmadığını bilmek lazım. Amerika'yı bu konuda Türkiye'nin beklentilerine razı etmek kolay olmayacak. Bu bölge ve PYD Amerika'nın Suriye'de dayandığı tek somut varlığı. Bunu kolayca terk etmek istemeyecektir. TIR'lar dolusu yatırım yapıldı. Askeri eğitimler verildi. Şimdi bütün bu kazançlarını bırakması için Amerika'nın gerekçeye ihtiyacı var. Yaptığı maliyet Amerika için terk edilemez bir unsur değil. Yeri geldiğinde Amerika'nın bu tür yatırımları bırakıp gittiğini gördük. Stratejik değeri bulunmadığı müddetçe maliyeti önemsemez. Asıl önemli kısmı bu. Amerika PYD'yi sadece Suriye'nin geleceği için önemser. PYD'yi kara gücü olarak görüyor. Suriye çekişmesinin ilerleyen safhalarında kullanacağı tek araç. Terk etmezse sadece bu nedenden ötürü terk etmez. Fakat Amerika'nın Suriye'ye dair de net bir planı yok. Bu nedenle PYD desteğini sadece muğlak bir gelecek uğruna koruyor. Gelecek günlerde stratejik anlamda daha önemli ve somut meseleler çıktıkça Amerika'nın öncelikleri de değişebilir. Mesela İran'a yönelik bir karşıtlık gelişecek olursa, Amerika Suriye'ye göre değil İran'a göre hesap yapar. O zaman PYD'ye değil Türkiye'ye yakınlaşmak ister. Veya Suriye çekişmesinde Rusya güçlendikçe Türkiye Amerika'yı daha fazla kıymetli görecektir. O zaman da müzakere için daha fazla imkân doğar. Zaten Türkiye sahada operasyon yapmaya başladıkça değerini arttırdı. Aceleye gerek yok. Suriye'de savaş üç günden beş güne bitmeyecek. Bu süre zarfında PYD'nin kuzey Suriye'de kurumsallaşması ihtimali hepimizi korkutuyor. Olabilir. Mümkün olan en kısa sürede temizlenmesi gerekir. Fakat bunun için yeterli imkân yoksa biraz beklersiniz. Uygun şartlar oluşana kadar. Endişeye gerek yok. Barzani örneğini düşünün. On yıllardır kendisine Kuzey Irak'ta korunaklı bir zemin kazanmış olan Barzani bile bağımsızlık hedefini gerçekleştiremedi. Bu tür şeyler zaman alır. Öyle kurdum demekle devlet kurulmuyor. Aynısı PYD için de geçerli. Orada yıllarca durur. Devlet inşa etmeye çalışır. Bir günde yıkılır. Endişeye mahal yok.
[Takvim, 27 Ocak 2018]Zeytin Dalı Harekatı Ardından Münbiç Ve Fırat'ın Doğusu
Afrin temizlendiğinde Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak. Adım adım ilerleyen Suriye stratejisinde bu hedeflere de sıra gelecek..
Paylaş
Etiketler »
İlgili Yazılar