HEP böyle oluyor. Bir şamata bir gürültü. Ortalığı birbirine katıyorlar. Küstahlık, saldırganlık, hakaret, küfür, intikam çığlıkları atıyorlar. "Bu sefer kazanacağız. Bu sefer Erdoğan'ı devireceğiz" diyorlar. Kendi yarattıkları havaya kendileri kapılıp gidiyorlar. Seçim akşamı bile durmak bilmiyorlar. "Yok oylar çalınıyor. Yok uçan mürekkep var."  Her türlü yalan her türlü çirkeflik. İlk değil. Son da olmayacak. Seçim sonuçları ayan beyan ortaya çıkmış. CHP Genel Başkan Yardımcısı kameraların karşısına geçiyor. "Anadolu Ajansı'na inanmayın. Bu seçim ikinci tura kalacak" diye açıklama yapıyor. Yarım saat sonra kuyruğu kulağı düşürüp tersine açıklama yapmak zorunda kalıyor. Onu izlerken ben utandım. Bir siyasetçi kendini neden bu hallere düşürür. Yarım saat sonra ortaya çıkacak bir yalanı neden söyler. Kendi kariyerini tüketeceğini ve güvenilirliğini bitireceğini hiç mi görmez? Bu seçimin sonucunun oy çalmakla değişemeyeceğini hiç mi düşünmez? Erdoğan'la İnce arasında yaklaşık on milyonluk fark var. Şaka falan değil. Bir düşün bakalım. O kadar oy çalınabilir mi? O kadar oy kaç sandıkta çalınır? Kaç adam gerekir? Bunları iki dakika düşün. Hesapsız kitapsız uyduruyorlar. Hadi bunlar uyduruyor. İnanan yüzbinlere ne dersiniz? Kendini pek bir eğitimli pek bir zeki zanneden yüzbinlerce insan dün gece Muharrem İnce'nin kaçırılmış olabileceği dedikodusunu yaydı ve buna inandı. Akıl alacak bir şey değil. Kusura bakmayın. Size bir tespitte bulunayım. İster kabul edin ister göz ardı edin. Hakaret etmek için söylemiyorum ama bu sağlıklı bir ruh halinin neticesi değil. Binlerce insan böyle zırvalara sadece şaşkın ve saf olduğu için inanmaz. Burada kesinlikle hastalıklı bir hal var. Bununla mücadele etmek yerine küfür kıyamet karşı tarafa saldırmak sizi kurtarmıyor. Rasyonaliteden daha da fazla uzaklaşıyorsunuz. Her seferinde de bir beş sene daha kaybediyorsunuz. İsterseniz devam edin. Biliyorum. Şimdi de kendilerini İnce'yle kandıracaklar. Vaktinde Gandi Kemal'le kandırdıkları gibi. "İnce çok enerjik. Ağzı laf yapıyor. Partinin başına geçmeli" diyecekler. İyi de ne kadar iyi? On milyon fark yemiş. Böyle başarı mı olur. Al Kemal'i ve ver Muharrem'i düzeyinden çıkamadıkları müddetçe yüz kere seçim yapsak CHP bin kere kaybeder. Artık deniz bitti. Kabul etmek zorundalar. Bu partinin adı CHP. Türkiye'de CHP denildiğinde akla ezanı Türkçe okutan parti gelir. Bu öylesine unutulmaz ve öylesine sorunlu bir sicildir ki, nesilden nesile aktarılır. Sonuç olarak CHP yüzde otuzun üzerine çıkmaz, çıkamaz. Her gün Cuma namazına gitmekle falan bu sorun çözülmez. Türkiye'de CHP isminde bir parti yüzde elli oy alamaz. İktidar alternatifi olamaz. Bu gerçeği tanımadıkları müddetçe ömürlerini Erdoğan düşmanlığıyla geçirirler. Twitter'da millete küfrederler. Kendilerini zeki ve eğitimli zannederler. Kusura bakmayın değilsiniz. 16 yıldır başınıza geleni hala anlayamayacak kadar saplantılı ve yetersizsiniz. Üç tane bestseller kitabın ilk yirmi sayfasını okumakla eğitimli olunmuyor. Siyaset kavranamıyor. İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir lafı boşuna söylenmemiş. O küçümsediğiniz millet öyle bir erdem sahibi ki, teraziyle ölçerek oy kullanıyor. Türkiye'nin büyümesine sahip çıkarken, herkese mesajını ayrı ayrı veriyor. Biliyorum almayacaksınız. Ama dikkat edin hala mesajı aldık diyen tek bir lider var. O da Erdoğan. 25 yıldır seçim kazanması tesadüf olamaz değil mi?.

[Takvim, 26 Haziran 2018]