TBMM yeni yasama dönemine başladı. İlk açılışta, yeni dönemde Meclis çalışmalarında siyasi partilerin alacakları tutumlara ilişkin sembolik duruşlar söz konusuydu.
Açılışın ardından Meclis Başkanının davetine MHP lideri Devlet Bahçeli’nin icabet ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’la sohbet etmesi, yeni dönemde Meclis çalışmalarında iki parti arasındaki iş birliğinin devamına ilişkin bir mesaj niteliğindeydi.
MHP, Erdoğan’ın Meclise gelişini AK Partililerle birlikte ayakta karşılarken, CHP ayağa kalkmadı. Yine CHP, Meclis Başkanının açılış konuşması üzerinden, bir tartışma başlatmayı denese de, başkan konuşmasının sonunda vurgulu bir şekilde Gazi Mustafa Kemal’e atıf yaparak CHP’lileri boşa düşürdü.
HDP Meclis’in açılışına gelmek yerine, Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu cezaevine gitmeyi tercih etti.
CHP-HDP arasında giderek gelişen ve derinleşen blok siyasetinin Meclis’te uyum yasalarının görüşülmesi sırasında ortaklaşa bir direnç siyasetine dönüşeceğini kestirmek zor değil.
AK Parti ve MHP arasında 16 Nisan’a giden süreçte başlayan ittifak ilişkisi dış politikada yaşanan yeni gelişmelerle sınansa da, şimdiye kadar her iki taraf bu ittifakı bozmamak için birbirlerine karşı nazik bir dil kullanıyorlar.
Uyum yasalarının Meclis’ten geçirilmesinde, her ne kadar Meclis çoğunluğu yeterli olsa da, AK Parti MHP’nin desteğini önemli görüyor.
Ayrıca, AK Parti bu ittifakın devam ettirilmesini sadece Meclis çalışmaları açısından değil, Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan gelecek muhtemel saldırılara karşı direncini artıran bir iş birliği olarak değerlendiriyor olabilir.
Diğer taraftan 2019 seçimlerinde blok siyaseti ister istemez devreye girecek. CHP ve HDP arasında cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlığı seçimlerinde farklı şekillerde iş birlikleri işletilecektir: Cumhurbaşkanlığında “çatı aday”, belediye başkanlığında büyükşehirlerde “ortak aday” ya da doğu-batı seçim coğrafyasında hangi parti güçlü ise o partinin adayını destekleme gibi...
Bu anlamda, CHP-HDP ittifakına karşı, AK Parti, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP’nin desteğini almak isteyecektir. MHP ise AK Parti gibi güçlü bir toplumsal desteğe sahip olan partinin yanında hizalanarak, Meral Akşener’in kuracağı partiye siyasetten ve bürokrasiden yönelimleri azaltacaktır.
***
Meclis’in önünde en büyük iş yüklerinden biri Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin gerektirdiği uyum yasaları. Meclis tatilden önce kendi iç tüzüğünü değiştirerek uyum yasaları için ilk adımı atmıştı.
Yeni hükûmet sistemini getiren Anayasa değişikliği 18 maddede düzenlense de mevcut Anayasa’nın 70’e yakın maddesini etkilemekte. Bu değişiklikler, yasama, yürütme ve yargıya yönelik birçok yasada uyum değişikliğini zorunlu kılmakta.
Uyum değişiklikleri, yeni düzenlemeleri gerektirmesinin yanında, mevcut birçok yasada gerekli kelime ve ibarelerin değiştirilmesi, metinden çıkarılması, bazı maddelerin yürürlükten kaldırılması ve bazı yasaların yürürlük maddelerinin yeni sisteme uygun hâle getirilmesi gibi hususları kapsamakta. Örneğin mevcut yasalardaki “bakanlar kurulunca yürütülür” ibarelerinin hepsinin değiştirilerek “cumhurbaşkanı tarafından yürütülür” şekline dönüştürülmesi gibi...
Bunun yanında uyum değişiklikleri, zorunluluğu gerektiren düzenlemelerin ötesine geçebilir. Bu, zorunluluktan daha ziyade siyasi tercihle ilgilidir. Örneğin, seçim ya da siyasi parti yasalarındaki zorunlu değişikliklerin yanında isteğe bağlı, seçim barajı, seçim sistemi değişikliği, partiler arasında ittifakların kurulma şekli gibi yeni düzenlemelere de gidilebilir.
Diğer taraftan, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin seçmen açısından yeni bir uygulama olduğu düşünülerek, seçim sistemi gibi yeni büyük değişiklikler ertelenebilir. Çünkü her değişiklik toplumsal, siyasal ve bürokratik olarak belirli bir hazmedilme kapasitesini gerektirmektedir.
Meclis’in önünde birçok yasada ve yüzlerce maddede değişikliği gerektiren bir çalışma dönemi bulunmakta.
Uyum yasalarında partilerin takınacağı tutum, 2019 siyasetini anlamada da yol gösterici olacak.
[Türkiye, 3 Ekim 2017].