Bu analiz özellikle Sisi rejiminin dış politika arayışını silahlanma stratejisi üzerinden iki noktaya odaklanarak irdelemektedir: Bunlardan ilki silah satın alım yoluyla meşruiyet satın alma, ikincisi de bölgesel krizlere karşı silahlanma yoluyla cevap verme/tedbir alma çabasıdır. Bu kapsamda Mısır’ın ABD ile silahlanma konusunda sahip olduğu asimetrik ilişki analiz edilmekte özellikle son dönemde bu asimetrik ilişkiyi değiştirmeye yönelik ortaya konulan çabada Rusya, Fransa, Almanya gibi aktörlerin etkileri ve Mısır’ın silahlanma politikasındaki yerleri ele alınmaktadır.
Analiz: Darbe Sonrası Mısır'ın Dış Politika Arayışı ve Silahlanma Stratejisi
Bu analiz Mısır’ın özellikle de Sisi rejiminin dış politika arayışını silahlanma stratejisi üzerinden irdelemektedir
Silahlanma devletlerin çoğu zaman varlıklarına yönelen tehditlere karşı koymak kimi zaman da dış politika pratiklerini hayata geçirmek için başvurdukları önemli bir stratejidir. 2011’den itibaren Arap İsyanları’nın güvenlik merkezli bir sürece dönüşmesiyle Ortadoğu’da birçok ülke silahlanma politikalarına ağırlık vermiş ve gelişmiş silah sistemlerine önemli miktarda kaynak ayırmaya başlamıştır. Bu ülkelerden biri de Mısır’dır. 1970’lerden itibaren ABD ile sahip olduğu asimetrik ilişki Mısır’ın güvenlik stratejisini ve silahlanmasını domine ederken Arap İsyanları ile birlikte Kahire yönetiminin çok boyutlu silahlanma ve dış politika arayışına tanık olunmaktadır. Sisi yönetimi ABD ile kurumsallaşan asimetrik ilişkinin doğasını değiştirmese de 3 Temmuz darbesinden sonra Rusya, Fransa, Almanya gibi aktörler nezdinde alternatif arayışlarına girmiştir. Bu durum ise silahlanma dinamikleri üzerinden hem uluslararası meşruiyet kazanılması hem de Mısır dış politikasında da yeni yönelimlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Etiketler »
İlgili Yazılar