SETA > Yorum |
Demirtaş'ın Oylarındaki Mitler Gerçekler ve Beklentiler

Demirtaş'ın Oylarındaki Mitler, Gerçekler ve Beklentiler

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonuçları her seçim gibi üzerinde durulması gereken muazzam sosyolojik tahlillere imkân sunan bir veri seti sundu. Birçok açıdan ilklere sahne olan bu seçim, aynı zamanda ülkenin içinden geçtiği dönemin de siyasal sağlaması denilebilecek bir resim sundu. Genelde, seçmen her zaman olduğu gibi topluma yeni bir şey sunan esaslı siyasete, istikrarlı bir değişime ve daha da önemlisi Çözüm Süreci'ne verdiği desteği yeniledi. Bu üç referans noktası ülke siyasetinin geleceği açısından olmazsa olmaz kaideler olarak yerini aldı. Özelde ise seçim sonuçları her siyasi partinin tabanın isteklerine, beklentilerine ve reflekslerine dair ders niteliğinde mesajlar içermektedir. Bu yüzden, Türkiye siyaseti adına söyleyecek lafı olan siyasi partilerin bu sonuçları ayrıntılı bir şekilde analiz etmesi gerekmektedir. 10 Ağustos seçiminden sonra yapılan analizler, işini özenli bir şekilde yapan birkaç isim dışında, şaşırtıcı bir şekilde ‘kazananlar enflasyonu' yaratmanın ötesine geçemedi. Bu yaratılan ‘kazananlar enflasyonu'ndan kasıt tabii ki Demirtaş'ın aldığı oylar üzerinden yapılan güzellemeler. Demirtaş'ın aldığı oyların sosyolojik zemininin peşine düşmek HDP'nin geleceği hakkında çizilecek resmin daha da netleşmesini sağlayacağı gibi, seçim kampanyası boyunca nelerin doğru ve nelerin yanlış yapıldığının sağlıklı bir muhasebesi için de muazaam bir imkân sunacaktır.

10 AÄŸustos CumhurbaÅŸkanlığı Seçimleri sonuçları her seçim gibi üzerinde durulması gereken muazzam sosyolojik tahlillere imkân sunan bir veri seti sundu. Birçok açıdan ilklere sahne olan bu seçim, aynı zamanda ülkenin içinden geçtiÄŸi dönemin de siyasal saÄŸlaması denilebilecek bir resim sundu. Genelde, seçmen her zaman olduÄŸu gibi topluma yeni bir ÅŸey sunan esaslı siyasete, istikrarlı bir deÄŸiÅŸime ve daha da önemlisi Çözüm Süreci'ne verdiÄŸi desteÄŸi yeniledi. Bu üç referans noktası ülke siyasetinin geleceÄŸi açısından olmazsa olmaz kaideler olarak yerini aldı. Özelde ise seçim sonuçları her siyasi partinin tabanın isteklerine, beklentilerine ve reflekslerine dair ders niteliÄŸinde mesajlar içermektedir. Bu yüzden, Türkiye siyaseti adına söyleyecek lafı olan siyasi partilerin bu sonuçları ayrıntılı bir ÅŸekilde analiz etmesi gerekmektedir. 10 AÄŸustos seçiminden sonra yapılan analizler, iÅŸini özenli bir ÅŸekilde yapan birkaç isim dışında, ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde ‘kazananlar enflasyonu’ yaratmanın ötesine geçemedi. Bu yaratılan ‘kazananlar enflasyonu’ndan kasıt tabii ki DemirtaÅŸ’ın aldığı oylar üzerinden yapılan güzellemeler. DemirtaÅŸ’ın aldığı oyların sosyolojik zemininin peÅŸine düÅŸmek HDP’nin geleceÄŸi hakkında çizilecek resmin daha da netleÅŸmesini saÄŸlayacağı gibi, seçim kampanyası boyunca nelerin doÄŸru ve nelerin yanlış yapıldığının saÄŸlıklı bir muhasebesi için de muazaam bir imkân sunacaktır.

Bugün HDP tarafından temsil edilen Kürt siyasal hareketinin, 90’lı yıllarda SHP gibi sol partilerle yapılan ittifakları saymazsak, yüzde 6 bandının üzerine çıkamadığına ÅŸahitlik ettik. Yarışan adaylar içerisinde en mütevazi ÅŸartlara sahip DemirtaÅŸ ise 10 AÄŸustos seçimlerinde aldığı yüzde 9,76’lık oy oranıyla, aslında her seçimde peyderpey yükselen oylarını, tek bir seçimde yüzde 50 artırarak üzerinde düÅŸünülmesi gereken bir baÅŸarıya imza attı.

DEMÄ°RTAÅž NEYÄ° HEDEFLEDÄ°?

DemirtaÅŸ’ın seçim kampanyası herhangi bir siyasi parti için gayet zor olabilecek bir strateji üzerine kuruluydu. Öncelik sırasına göre DemirtaÅŸ, Batı’da yaÅŸayan Alevi, Ä°hsanoÄŸlu’ndan rahatsız CHP’li ve genellikle mevcut partiler arasında temsil edilmediÄŸini düÅŸünen liberal-sol diye tanımlayabileceÄŸimiz (bu kitlenin söylemsel anlamda Gezi eylemlerinin de ana omurgasını oluÅŸturduÄŸunu söyleyebiliriz) Türk seçmen kitlesini hedeflediÄŸini belirtmek gerekiyor. Ä°rili ufaklı sosyalist partileri bu kategori içine dâhil etmememin sebebi, bu partilerin büyük çoÄŸunluÄŸunun HDP oluÅŸumu içerisinde yer alıyor oluÅŸudur. DemirtaÅŸ’ın gözüne kestirdiÄŸi bir diÄŸer seçmen kitlesi de tercihini AK Parti’den yana kullanan DoÄŸu’daki Kürt seçmendi. DemirtaÅŸ Batı’daki seçmenin karşısına zamanın ruhuna uygun bir kampanya ile çıktı. Kimliklerin çoÄŸulculuÄŸunu ve özgürlüÄŸünü, alt ve orta-alt sınıfların dışlanmışlığını ve kadın, gençlik, yeÅŸil, toplumsal cinsiyet gibi konulara duyarlı insanların temsil olunmayışını etkili bir kampanya diline çeviren DemirtaÅŸ, varoluÅŸ sebebi olan Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin daha da özgürlükçü bir yapıya kavuÅŸması için önerdiÄŸi adem-i merkeziyetçilik ve demokratik katılım mevzularını sıkça iÅŸledi. 2014 Türkiye sosyal gerçekliÄŸinde oy anlamında çok da karşılığı olmayan bu yeni sol söylemi toplumla tanıştıran DemirtaÅŸ, baÅŸka türlü bir muhalefetin mümkün olduÄŸu gerçeÄŸinin tohumlarını ekti.

HDP’nin adayı DoÄŸu’da ise seçim kurgusunu bölgenin en önemli gündem baÅŸlığı olan Çözüm Süreci ve kalıcı barışın saÄŸlanması için Kürt temsiliyetinin önemi ve gerekliliÄŸi üzerinden anlattı. Fakat, yine taktiksel bir baÅŸarı örneÄŸi olarak, bu kurguyu Çözüm Süreci’nde aynı masayı paylaÅŸtığı ama aynı zamanda tek rakibi AK Parti ve ErdoÄŸan’dan ayrıştırması gerekiyordu. Bu noktada DemirtaÅŸ’ın imdadına Irak’ta ve Suriye’de vuku bulan IŞİD merkezli geliÅŸmeler yetiÅŸti. AK Parti’yi IŞİD’in ideolojik ve lojistik partneri olarak konumlandıran DemirtaÅŸ, Kürtleri büyük ölçüde bu konu üzerinden mobilize etmeye çalıştı. Seçim sonuçları açıklandığında, iddia edilen argümanların aksine HDP hiç de beklemediÄŸi bir tablo ile karşılaÅŸtı. Kampanyasının büyük bölümünü vakfettiÄŸi Batı’da yaÅŸayan Türk seçmen DemirtaÅŸ’ın oy artışındaki ana etken olamadı. Toplamda, DemirtaÅŸ oylarını hem oransal hem de sayısal olarak Åžanlıurfa, Van ve IÄŸdır dışındaki bütün illerde arttırdı ama bu artışın ana omurgasını daha önce AK Parti’yi tercih eden Kürt seçmen ile daha önce CHP’yi tercih eden Kürt Alevi seçmen oluÅŸturdu.

DemirtaÅŸ, 30 Mart Seçimleriyle kıyaslandığında oylarını bir milyona yakın arttırdı. Bu artışın coÄŸrafi dağılımı yakından incelendiÄŸinde ÅŸaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Seçim gecesi Türkiye haritasının saÄŸ alt kısımında artık görmeye alıştığımız koyu yeÅŸil renge aldanmamak gerekiyor. BDP’nin 15 DoÄŸu ilindeki oylarının toplamı DemirtaÅŸ’ın oylarının yarısından az. BeÅŸ ay önceki yerel seçimlere kıyasla bu illerdeki toplam oy artışı ise 90 bin civarındadır. Yani, DemirtaÅŸ’ın seçim kampanyasının ikili hedef kitlesinden biri olan AK Partili Kürtlerden düÅŸük oranlarda oy almayı becerebilmiÅŸ ama bu oran beklentilerin altında kalmıştır.

ETNÄ°K VE COÄžRAFÄ° ANALÄ°Z

DoÄŸu illerindeki asıl artış, Kürt siyasal hareketinin kendisini pek hissettiremediÄŸi Ardahan, Erzurum, Malatya, Adıyaman, Elazığ, KahramanmaraÅŸ ve Gaziantep gibi merkezlerde gerçekleÅŸti. Bu 7 ildeki katılım oranı ortalama yüzde 10 düÅŸmesine raÄŸmen, toplamda 262 bin oya ulaşılmıştır. 30 Mart Seçimlerinde bu 7 ilin toplam oy sayısı 148.490’dı. Kürt siyasal hareketinin etkin olduÄŸu bölgeyi bir yay gibi kesen bu hatta DemirtaÅŸ yüzde 80’i aÅŸan bir oy artışı saÄŸlamıştır. Kürt kimliÄŸinin etkin olduÄŸu yerlerde doyuma erme aÅŸamasında olan HDP çizgisi, bu hatta kendisine yeni bir alan açabilmeyi baÅŸarmıştır. 30 Mart Seçimlerinde Kürtlerin çoÄŸunlukta olduÄŸu Adıyaman ve Malatya gibi yerlerde Kürt siyasal hareketi için geri dönüÅŸün artık imkânsız gibi göründüÄŸü yerlerde DemirtaÅŸ ciddi bir etki yapmıştır.

DemirtaÅŸ’ın seçim kampanyasında ağırlığı oluÅŸturan Batı kampanyasının sonucu beklenenden oldukça farklı bir gerçekliÄŸi iÅŸaret etmektedir. Öncelikle, DemirtaÅŸ’ın her konuÅŸmasında atıfta bulunduÄŸu Alevilerden DemirtaÅŸ’a yönelim beklenilenin altında kalmıştır. Alevilerin çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturduÄŸu ilçelerdeki oy oranına bakıldığında, DemirtaÅŸ’a sadece Kürt Alevilerin teveccüh gösterdiÄŸi, diÄŸer Alevi grupların tercihini Ä°hsanoÄŸlu’ndan yana kullandığı gözükmektedir. Sivas DivriÄŸi’de yüzde 4.09, Hatay Arsuz’da yüzde 2.76, Çorum Alaca’da yüzde 1.2 ve Tokat Zile’de yüzde 2.1 alan DemirtaÅŸ, Türk Alevilerin çok az bir kesiminden oy alabilmiÅŸtir. Öte taraftan Kürt Alevilerin ilk tercihinin DemirtaÅŸ olduÄŸu rahat bir ÅŸekilde ifade edilebilir. Tunceli merkezdeki oy oranı yüzde 60’ı aÅŸan DemirtaÅŸ, Bingöl’ün Yedisu ve Kiğı ilçelerinde de sandıktan birinci çıkmıştır. Bu veriler ışığında, DemirtaÅŸ’ın yüzde 9.8 civarında oy almasının faktörlerinden birinin Kürt Alevileri olduÄŸu söylenebilir. Ä°stanbul, Ankara, Ä°zmir, Tunceli, Bingöl gibi ÅŸehirlerde yaÅŸayan ve uzun yıllar CHP’ye oy veren Kürt Alevileri, CHP’nin adayına duydukları tepki nedeniyle HDP’ye yöneldiler denilebilir.

Son olarak, Batı’da BüyükÅŸehir Belediyesi statüsü kazanan illere odaklanmak gerekiyor. DemirtaÅŸ, oy sıralamasına göre Ä°stanbul, Ä°zmir, Mersin, Adana, Ankara, Bursa, Antalya, Kocaeli ve Aydın’da 30 Mart Seçimlerine kıyasla oylarını 560 bin artırmıştır. Bu da yaklaşık yüzde 70’lik bir artışa tekabül etmektedir. Büyük ÅŸehirlerdeki oy dağılımına bakıldığında DemirtaÅŸ’a oy veren kesimin büyük oranlarda Kürtler olduÄŸu göze çarpmaktadır. Ä°stanbul’da Selahattin DemirtaÅŸ en çok oyu 51.206 ile Esenyurt ilçesinden alırken, en az oyu da 849 oy ile Åžile ilçesinde aldı. Bu iki ilçenin durumu DemirtaÅŸ’ın oylarını %50 oranında artırdığı Ä°stanbul’da kimlerden oy aldığını açık bir ÅŸekilde ortaya koymaktadır. Yani DemirtaÅŸ’ın seçim kampanyasında ve medya görünürlüÄŸünde önemli yer kaplayan sol-liberal kesimin DemirtaÅŸ’a yöneldiÄŸi ÅŸeklinde bir çıkarsama abartılı bir ifadedir. Türkiye’nin geri kalan bölgelerinde benzer sosyal dokuya sahip yerlerde benzer oranlarda bir artış yaÅŸayan DemirtaÅŸ, bu illerin birçoÄŸunda Kürt siyasal hareketinin ilk defa bir adayının seçmen karşısına çıkması, seçim barajının olmayışı, iki yılını doldurmak üzere olan Çözüm Süreci ile gelen normalleÅŸme ve DemirtaÅŸ’ın ilk kez kitlesel olarak Kürtçülükten uzaklaÅŸmasıyla birlikte “kendisine oy verilmesinin toplumsal bir tepki doÄŸurmaması” ile açıklanabilir. Bu illerde DemirtaÅŸ’ın oy sayısı toplam oyunun %10’una tekabül etmektedir. Bu illerinin kahir ekserisinde de oylar yine Kürtlerin yoÄŸun yaÅŸadığı il ve ilçelerinde yoÄŸunlaÅŸmaktadır.

DemirtaÅŸ’ın oylarını hem DoÄŸu’da hem de Batı’da büyük oranlarda Kürtlerden almış olması Kürtlerin yüzlerini tamamen Kürdistan’a çevirip HDP fikriyatından umudunu kaybetmesi anlamına gelmiyor. Öncelikle, Batı’da tercihini DemirtaÅŸ’tan yana kullanan Kürt seçmen sosyolojik olarak DoÄŸu’daki Kürt seçmenden öncelikleri, hayat tarzları ve beklentileri açısından önemli oranda farklılık göstermektedir. Bu kitlenin DemirtaÅŸ’a yönelmesinde DemirtaÅŸ’ın baÅŸarılı seçim stratejisi ve Çözüm Süreci ile gelen normalleÅŸme iki ana baÅŸlığı oluÅŸturmaktadır. HDP’nin bu resmi iyi okuyup, bundan sonraki adımlarını “Türk seçmene daha fazla nasıl ulaÅŸabilirim” ÅŸiarıyla kurgulaması gerekmektedir. Çözüm Süreci'ne dair hem Abdullah Öcalan hem de BaÅŸbakan Yardımcısı BeÅŸir Atalay’dan gelen açıklamalar bu havanın devam edeceÄŸi yönünde bir izlenim uyandırdıysa da, Lice’de yaÅŸananlar tam tersi bir istikameti iÅŸaret etmektedir. Çözüm Süreci'nin uÄŸramadığı tek yerleÅŸim yeri olan ve 10 AÄŸustos’ta DemirtaÅŸ’a yüzde 95 gibi rekor bir oranla destek veren Lice’de HDP’nin elini taşın altına koyup daha fazla insiyatif alması ve Türkiye genelinde uyguladığı stratejiyi oraya da yansıtması gerekmektedir. Aksi takdirde, HDP birbiriyle farklı görüÅŸleri savunan iki farklı seçmen kitlesinin arasında ezilmeye mahkum olacaktır. Türkiye’deki siyasi parti seçmenleri son kertede benzer hayat görüÅŸlerine sahip bir kitleden oluÅŸmaktadır. AK Parti’ye oy veren seçmen DoÄŸu’da ve Batı’da yerel dinamikler dışında benzer görüÅŸleri dillendirebilir. CHP seçmeni için de aynı durum söz konusudur. Bu trendi bozan tek parti MHP’dir. Sahil ÅŸeridindeki seküler kaygıları olan MHP seçmeni ile Orta Anadolu’daki gelenekselci seçmen kitlesinin bir arada varolması MHP’nin siyaset üretememe nedenlerinin başında gelmektedir. Lice’deki olayların ve benzerlerinin önüne geçilmediÄŸi takdirde, HDP de yeni açılmaya baÅŸladığı Batı’da farklı, DoÄŸu’da farklı seçmen kitlesi arasına sıkışıp uzun vadede siyaset üretememe kısırlığının içine girebilir.

GERÄ° DÖNÜÅžÜ OLMAYAN YOL

Medyada HDP açısından seçim sonuçlarını deÄŸerlendiren birçok yorum yer aldı. Bu yorumları bir potada toplamak gerekirse, “TürkiyelileÅŸme projesi baÅŸarılı oldu”, “Sosyal demokrat/sol-liberal seçmenden DemirtaÅŸ’a büyük bir oy kayması yaÅŸandı”, “Aleviler DemirtaÅŸ’a yöneldi” ve “DemirtaÅŸ solun yeni lideri oldu” gibi sloganik laflara rastlamak mümkün. Seçim sonuçların coÄŸrafi, demografik ve sosyolojik tahlili ise farklı bir sonuç ortaya koyuyor. HDP eÄŸer Türkiye siyasetinde ciddi manada bir ağırlık merkezi haline gelmek istiyorsa, kliÅŸeler yerine gerçekler üzerinden bir deÄŸerlendirme yapıp, 10 AÄŸustos seçiminde baÅŸarılı bir ÅŸekilde ortaya koyduÄŸu açılımı hatalarından ve eksiklerinden ders alarak devam ettirmesi gerekiyor.

Toplum kendisine yeni bir siyaset öneren adaya yöneliyor. DemirtaÅŸ’ın seçim sonuçlarını, meyveleri hemen toplanacak bir çalışmadan çok yeni filizlenen bir baÅŸlangıç olarak okumak gerekiyor. Kampanyası boyunca eksik bıraktığı ekonomi ve dış politika gibi alanlara daha fazla yoÄŸunlaşıp iktidara alternatif bir söylemi benimsemesi olmazsa olmazlar arasında. Seçim kampanyası süresince dış politika tahayyülü IŞİD-Rojava eksenine hapsolmuÅŸ bir görüntü sergileyen DemirtaÅŸ’ın, Batı’da Kürt olmayan seçmenden sınırlı oranda oy almasına ÅŸaşırmamak gerekiyor. HDP bu resmi iyi okur, Batı’ya açılım yolunda daha ciddi siyasal stratejiler üretirse, önümüzdeki dönemde daha yapıcı bir muhalif bloÄŸun yükselmesi kaçınılmaz olacaktır.

CumhurbaÅŸkanlığı seçimine siyasetsizliÄŸi bir meziyet gibi sunarak giren CHP-MHP ittifakının 10 AÄŸustos seçimlerinden ders çıkarıp politikalarını revize edeceklerine dair bir emareye rastlanmıyor. MHP’nin vurdumduymazlığı ve CHP’nin sırtındaki ulusalcı kambur ile mücadelesinden sahici bir muhalefetin çıkacağını beklemek hayalciliktir. Oysa toplumun sahici anlamda yapılan siyasete ihtiyacı var. Seçim sürecinde DemirtaÅŸ’ın performansı birçok kesim açısından umut aşısı oldu. HDP’nin siyaseti hemen bugün sonuç alacak bir faaliyet alanı olmaktan çıkartıp uzun vadeli bir gelecek perspektifinin içine oturtması ve bu konuda tutarlı bir çizgi izlemesi gerekiyor. HDP DemirtaÅŸ’ın kampanyasında izlediÄŸi demokrat, özgürlükçü ve inançlarla barışık çizgiyi parti siyasetine dönüÅŸtürüp Kürt milliyetçiliÄŸinden uzaklaşırsa, bu partinin yapıcı bir muhalefet için önemli bir rol üstlenebileceÄŸi söylenebilir.

[Star Açık GörüÅŸ, 31 AÄŸustos 2014]