Hafta içerisinde Amerika’da Biden’ın başkanlık görevini devralmasına yönelik gösterişli bir tören düzenlendi. Selefi Trump devir-teslim törenine katılmadı ama yardımcısı Mike Pence törende hazır bulundu. Eski başkanlar, siyasetçiler, sanat, spor ve medya dünyasından çok sayıda ünlünün katıldığı tören bütün dünyada takip edildi ve gündem oldu.
ABD’deki devir-teslim töreninin bu kadar öne çıkarılması ve yeni başkanın politikalarının neler olacağının çok konuşulması bazı kesimlerde rahatsızlık oluşturmadı değil.
“Bize ne Amerikan başkanından?”, “Biz kendi işimize bakalım” türünde serzenişler söz konusu oldu.
Bu serzenişlere “Amerika’da kim başkan olursa olsun Washington’un politikası değişmez. Batılı ülkelerde politikanın sürekliliği vardır, iktidarlara göre politikalar değişmez” klişesini de eklersek ABD’deki başkan değişikliği üzerinde konuşulmaya değmez bir olay hâline geliyor!
Gerçekten de öylemi?
Maalesef öyle değil.
ABD, ekonomik ve askerî açıdan açık farkla dünyanın en güçlü devleti olmaya devam ettiği sürece bu ülkede kimin başkan olduğu bütün dünya için önemli bir gelişme olmaya devam edecek.
ABD, bu gücünü dünyanın en müdahaleci devleti olma yönünde kullanmayı sürdürdüğü sürece Beyaz Saray’da kimin oturduğu önemli olmaya devam edecek.
Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkesi olmasına rağmen Amerikan müdahaleciliğinin neden olduğu istikrarsızlık yüzünden benzin sıkıntısı yaşayan Venezuela için Amerika’da kimin başkan seçildiği ve aynı müdahaleci politikaları sürdürüp sürdürmeyeceği çok önemli.
Amerikan yaptırımları yüzünden petrol satamayan ve uluslararası para transfer sistemine (swift) erişimi engellendiği için ekonomisi büyük zarar gören İran için de Amerika’nın kim tarafından yönetildiği büyük önem taşıyor.
40 yılı aşkın süredir istikrar, barış ve huzur kavramlarının ne olduğunu unutan Irak halkı için ABD’nin yeni başkanının kim olduğu ve Irak’ın geleceği konusunda hangi politikaları izleyeceği çok önemli.
Aynı Irak gibi, 40 yılı aşkın süredir savaşlar, çatışmalar ve müdahaleler yüzünden bir türlü istikrar ve huzura kavuşamayan Afgan halkı için de Amerika’da yeni başkan olan Biden’ın Afganistan’ın geleceği için ne düşündüğü çok önemli.
Siyonist yayılmacılığına tam destek veren Trump’ın ardından gelen Biden’ın İsrail’e desteğinin hangi düzeyde olacağı, bu politikalar altında ezilen Filistinliler için hayati öneme sahip.
Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’daki dikta rejimlerinin en büyük destekçisi olan ABD’de yeni başkanın kim olduğu, Washington’un bu ülke halklarının özgürlüklerinin önünde engel olmaya devam edip etmeyeceği açısından çok önemli.
Hatta Almanya bile, Amerika’nın yeni başkanının Kuzey Akım-2 boru hattı konusunda Trump kadar olumsuz kanaat taşıyıp taşımadığına ve Biden döneminde bu yüzden Amerikan yaptırımlarına maruz kalıp kalmayacağına bakmak zorunda.
Türkiye için de Amerika’da kimin başkan olduğu çok önemli. YPG/PKK dostu Brett McGurk’ü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü olarak atama kararını açıklayan Biden’ın Türkiye’nin güvenliği için en büyük tehditlerden biri olan bu örgüte destek konusunda önceki Amerikan başkanlarının politikalarını sürdürüp sürdürmeyeceği çok önemli.
Bir başka terör örgütü FETÖ’nün, Biden döneminde de ülkemize karşı bir araç olarak kullanılmaya devam edilip edilmeyeceği de hem Türkiye’nin güvenliği hem de Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği açısından hayati öneme sahip.
Keşke “Amerika’da kimin başkan olduğu bizi ilgilendirmez” diyebilseydik.
Ne zaman ABD’den daha güçlü bir devlet olursak, o zaman “Amerika’da kimin başkan olduğunun bizim açımızdan bir önemi yok. Biz kendi işimize bakarız” diyebiliriz.
Ama o zamana kadar, Amerika’da kimin başkan olduğuna ve ülkemiz için ne tür planlara sahip olduğuna yakından bakmak ve ona göre savunma mekanizmaları geliştirmek zorundayız.
[Türkiye, 23 Ocak 2021].