-
İran Koronavirüs salgınından nasıl etkilendi?
İran uzun bir süre Koronavirüsten (COVID-19) en kötü etkilenen ilk üç ülke arasında bulunuyordu. Son günlerde İspanya, ABD ve Almanya’daki sayıların yükselişiyle birlikte en çok vaka görülen ülkeler sıralamasında altıncı, en çok ölüm yaşanan ülkeler sıralamasında ise dördüncü sırada yer almaktadır. Bugüne kadar 23 bin 49 vakanın görüldüğü İran’da 1.812 kişi hayatını kaybetmiştir. Son bir haftada her gün en az 120 kişi hayatını kaybetmekte ve ortalama 1.000 yeni vaka bildirilmektedir. İran’daki virüse bağlı ölüm oranı da yüzde 7,8 seviyesinde yani Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bildirdiği yüzde 3,4’ün iki katından fazladır. DSÖ Ortadoğu Acil Durum Direktörü Rick Brennan, İran’ın gerçek Koronavirüs rakamlarının açıklananın en az beş katı olduğunu söylemektedir. Şimdiye dek doktorlar da dahil 20’nin üzerinde sağlık personeli hayatını kaybetmiştir. Aralarında Uzmanlar Meclisi ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi üyeleri, milletvekilleri, ayetullahlar ve kıdemli komutanların olduğu pek çok üst düzey siyasi, dini ve askeri yetkili Koronavirüse bağlı olarak hayatını kaybetmiştir. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar gibi pek çok kıdemli isim de hastalığa yakalanmıştır. Bu isimlerin bir kısmı iyileşmiş bir kısmının ise tedavileri devam etmektedir.
Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak 2020’de yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor. (AA)
-
Tahran yönetiminin Koronavirüs ile mücadele performansı nasıl değerlendirilebilir?
Otoriteler salgını kontrol etmekte zorlanmaktadır. Bu sebeple yaklaşık altmış yıl sonra ilk kez IMF’nin kapısı çalınmış ve 5 milyar dolar yardım talebinde bulunulmuştur. İran hükümeti ABD yaptırımlarının kaldırılmasının salgınla mücadelede elzem olduğunu düşünüyor ve bu doğrultuda çağrıda bulunmuştur. Ancak yönetimin krizle mücadelede şeffaf davranmadığı ve gerekli tedbirleri almadığı yönünde pek çok husus dikkati çekmektedir. Yaklaşan parlamento seçimlerine katılımı yüksek tutmak amacıyla ilk vakaların ortaya çıktıklarında gizlendiği yönünde pek çok kanıt mevcuttur. Ayrıca Çin ile olan gidiş-gelişlerin uzun bir müddet devam ettirildiği, virüsün yayılım merkezi olan Kum kentinin karantinaya alınmadığı, pek çok insanın ziyaret ettiği türbelerin kapatılmadığı ve toplu faaliyetlere devam edildiği bilinmektedir. Bir süre sonra Tahran yönetimi pek çok tedbir alsa da artık salgının kontrolü kaybedilmiş durumdadır. Üstelik Nevruz bayramı dolayısıyla şehirler arasında yoğun bir araç trafiği gözlenmiştir. 8,5 milyon İranlı Nevruz tatili dolayısıyla yer değiştirmiş ve bu sebeple şimdilik 6 bin 500 yeni şüpheli vaka bildirilmiştir. Bu kişilerin tatilden geri dönmeleriyle birlikte daha ağır bir tablo ile karşılaşılması muhtemeldir. Bu durumun ise salgının önlenmesi açısından büyük bir sorun doğuracağı öngörülebilir.
-
Koronavirüs krizi İran’ın iç ve dış siyasetini nasıl etkiliyor?
Koronavirüs salgını daha önceki sel ve deprem gibi doğal krizler ve protestolar gibi siyasi krizlerle açılan devlet ile toplum arasındaki mesafeyi daha da artıracaktır. Halkın siyasete olan güveninin daha da azalacağı söylenmelidir. Bu durum İran siyasetinin bir süredir içinde bulunduğu buhranı keskinleştirecektir. İran’ın önlem almayarak çoğu komşusuna virüsün yayılmasına sebep olduğu bilinmektedir. Tahran yönetiminin sorumsuz davranışları kendisine yönelik uluslararası antipatiyi artırmaktadır. İş bu haldeyken virüsle küresel mücadele adına yaptırımların kaldırılması talebi ikna ediciliğini yitirmektedir. Üstelik İran yönetimi Suriye başta olmak üzere bölgedeki siyasi ve askeri varlığını azaltmamakta, Suriye, Irak, Lübnan, Yemen ve Bahreyn gibi pek çok bölgede aynı anda tutunma uğruna kaynaklarını harcamaktadır. Koronavirüs krizi bir kez daha bu bölgesel siyasetin sürdürülebilir olmadığını göstermiştir.
-
İran yönetimi bu krizi aşabilir mi?
İran’ın bu krizi tek başına aşması mümkün görünmemektedir. Ya virüsün doğal seyri içinde milyonlarca insanın hayatını mahvederek ortadan kaybolması beklenecek ya da diğer ülkeler ve uluslararası kurumların da desteğini alacak biçimde rasyonel adımlar atılarak virüsle etkin mücadele yöntemi benimsenecektir. Bu rasyonel adımlar İran’ın geleneksel siyaset çizgisini terk etmesi anlamına gelmektedir. Ancak İran yönetimi alışılagelmiş “devrimci” retoriğini sürdürmektedir. İran dini lideri Ali Hamaney yeni ulusa sesleniş konuşmasında ABD’nin yardım tekliflerini reddettiklerini açıklamıştır. ABD’yi bir kere daha “düşman” olarak nitelendiren İran dini liderinin söylemine karşılık Washington’ın yaptırımları kaldırmasını beklemek pek gerçekçi değildir. Ek olarak İran’ın vekil kuvvetleri geçtiğimiz hafta Irak’taki ABD güçlerine saldırı düzenleyerek İran-ABD antagonizmasının devamını sağlamıştır. Üstelik Hamaney “Cinlerle mücadele halindeyiz” diyerek virüsle mücadelede akla uygun bilimsel bir yöntemi benimseme konusunda ne kadar isteksiz olduklarını da göstermiştir. Şerif Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan bir rapora göre karantina tedbirleri uygulanmamaya devam ederse Mayıs’ta salgın zirve noktasına ulaşacak ve 3,5 milyon İranlının hayatına mal olacaktır.
-
İran ekonomisi Koronavirüsten nasıl etkilendi?
İran’daki kötü Koronavirüs tablosu ekonomiyi de oldukça olumsuz etkilemektedir. İran riyali dolar karşısında tarihi bir değer kaybı yaşamış ve 1 ABD doları, 160 bin riyal seviyesine yükselmiştir. Ayrıca salgınla aynı zamana denk gelen petrol fiyatlarının düşüşü de İran’ın yaptırımların ardından çok sınırlı kalan kayıt dışı petrol gelirlerini vurmuştur. İran’ın turizm sektörü de Koronavirüsün olumsuz etkisini doğrudan hissetmektedir. Sosyal hayatın yavaşlaması en az her ülkenin ekonomisini olduğu kadar İran ekonomisini de etkilemektedir. Ancak İran’ın zaten yaptırımlar sebebiyle bozulan ekonomik durumu her bir krize karşı daha hassas ve korunaksız durumdadır.