SETA > Yorum |
Hükümete Gidecek Mektup

Hükümete Gidecek Mektup

Merkez Bankası'nın hükümete mektup yazma vakti bir kez daha geldi çattı. Nitekim enflasyonda 2015 yılını da, hedeflerden belirgin ölçüde uzak bir seviyede geride bıraktık.

Merkez Bankası'nın hükümete mektup yazma vakti bir kez daha geldi çattı. Nitekim enflasyonda 2015 yılını da, hedeflerden belirgin ölçüde uzak bir seviyede geride bıraktık. Bu hafta açıklanan Aralık yıllık TÜFE artış oranı %8,81 gelince, herkesin derdi bir kez daha enflasyon oldu. Yılın en yüksek seviyesini arzu edilmeyen bir şekilde gören enflasyon neden böyle inatçı ve bu meyanda TCMB hükümete neler yazacak, bir bakalım.

GIDA BAŞROLDE

Öncelikle, %8,81'lik enflasyona kimlerin katkı yaptığını inceleyelim. Katkıları hesapladığımızda, başrolde yine gıda ve içecekler grubunu görüyoruz. Yıllık bazda %10,87 yükselen grup, enflasyona 2,64 puan destek çıkmış.

Gıdayı, %6,71 fiyat artışı kaydeden konut izliyor. Onun da enflasyona katkısı 1,06 puan. Tetikleyiciler arasında 3. sırada ise %6,40 artışla TÜFE değişimine 0,98 puan sağlayan ulaştırma var. Lokanta ve oteller 0,92, ev eşyası ise 0,85 puanla ilk 5'te yer alıyorlar.
Söz konusu veriler dâhilinde, gıda ve içeceklerin Aralık yıllık enflasyonundaki “katkı” payı %30 gibi ciddi bir alana sahip. Gıdayı barındıran lokanta ve otelleri de eklersek, iki grubun enflasyona el ele yaptığı “katkının” %40 olduğunu görüyoruz.

Bununla birlikte, enflasyon oranına katkı anlamında, son aylarda paylarda bir gelişim de göze çarpıyor: Ulaştırma, 2015 başında yıllık enflasyonu aşağı yönlü, sonrasında ise düşük pozitif seviyelerde etkilerken, artık gözle görülür büyüyen bir pay almaya başladı ve Aralık'ta enflasyona katkısı %11'e vardı. Bu ise, enerjiyle ilgili baz etkisini çağrıştırıyor.

Öte yandan, 2014 Aralık ayında fiyatlar aylık %0,44 inişteyken 2015'in aynı döneminde %0,21 arttı. Ve böylece manşette bir artış yaşadık. Bunun arka planına da gruplar dâhilinde bakarsak, kabaca 0,3 puanlık gıda, 0,2 puanlık ulaştırma ve 0,1 puanlık giyim-ayakkabı katkısı öne çıkıyor.

ENERJİDE BAZ

Şimdi bu bulgular çerçevesinde göze batan unsurlara daha detaylı bakalım: Gıda neden güçlü bir baskı sergiliyor? Enerji, enflasyon üzerindeki cazibeli etkisini yitiriyor mu?

Verilere vurduğumuzda, gıda grubunun 2015 Aralık itibariyle baskın etkisinin “işlenmemiş” ürünlerden geldiğini görüyoruz. Bu ise, meyve sebze grubundaki fiyatların etkisiyle ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, işlenmemiş gıda enflasyonu yılı %13,83 ile kapamış durumda. İşlenmiş gıdada ise, Aralık'ta bir fiyat hızlanması olsa da, 2015'in, önceki seneye göre hatırı sayılır bir seviye düşüşüyle geride bırakıldığı anlaşılıyor.

Bunun yanı sıra, ulaştırmada petrol vesilesiyle akla gelen enerji kalemini incelediğimizde, yılsonu enflasyonu bağlamında akla düşen o etkiye şahit oluyoruz: 2014 Aralık ayında aylık %1,86 gerileyen enerji fiyatları, bir yıl sonraki dönemde sadece %0,22 düşmüş. Böylece enerjideki yıllık enflasyon %2,96'ya yükselmiş. Dolayısıyla da yılsonuna gelindiğinde, enerji kaleminin baz etkisiyle cazibesini yitirdiği gözleniyor.

Buna ek olarak, Aralık enflasyonunda döviz kurundaki gelişmelerin geçişini hissetmeye devam ediyoruz. 2015 yılı geneli için konuşacak olursak; döviz karşısında değer kaybeden Türk Lirasının, enflasyonun başlıca tetikleyicileri arasında yer aldığı zaten malumumuz.

2016 KOLAY OLMAYACAK

2016 için ise, kurun geçişken etkisi özellikle ilk çeyrekte hissedilecekken, gıda fiyatlarının enflasyonist tesiri devam edeceğe benziyor. Petrol fiyatları açısından ise, enflasyon üzerinde 2015'in önceki dönemlerinde yaşadığımız tatlı etkiyi görmek zorlaşacak ve burada da zaten kur gelişimi yine bir yan etki yapacak. Yeni yıl, elbette asgari ücret kanadından da bir zorluk getirecek. Ocak fiyat ayarlamalarının yansımalarını da çok geçmeden göreceğiz. Velhasıl 2016, enflasyon açısından mücadeleler barındırmayı sürdürecek.

İşte TCMB de hükümete yazacağı mektupta, bu faktörler çerçevesinde 2015'in izahatını ve 2016 beklentilerini sunacak. Böyle bir ortamda TCMB, gelişmeleri izleyip sıkı duruş takınmaya devam edecekken, kur kritik bir etken olarak konumunu koruyacak. Duruşun ne sıkılıkta olacağı ve enflasyonu nasıl etkileyeceği ise soru işareti. Merkez adına kafamdaki bir diğer soru işareti ise, enflasyon hedefinin daha tutarlı bir seviyeye ya da daha yönetilebilir bir göstergeye oturtulmasına dair…

Öte yandan, yukarıda çizmeye çalıştığım tablo, enflasyonun mevcut hedeflerden sapmasında ve sapacak olma ihtimalinde, TCMB'nin tek suçlu ilan edilmesinin pek doğru olmadığını ima ediyor. Zira enflasyonun baş müsebbibi gıda fiyatlarında yapısal sıkıntıların temel problem olduğunu, duymayan bilmeyen yok. Aracı fiyatlamalarından tarımsal üretimdeki sorunlara kadar uzanan bu zinciri netleştirip kırmadan, enflasyonla baş etmek önümüzdeki dönemde de zor olmaya devam edecek.

Bu nedenle de, TCMB'nin para politikasıyla yönlendiremediği unsurlara, onun sahip olmadığı silahlarla nişan almak çoktan farz oldu. Nitekim söz konusu fiyat artışlarının direndiğini söyleyebileceğimiz şu noktada, enflasyonun yapışkanlık riski de artıyor ki bunun önünü acilen almak gerek.

Dolayısıyla hükümetin yeni dönemde enflasyonla mücadele anlamında Merkez Bankası'nı yalnız bırakmaması şart… TCMB, mektubunda bunu böyle belirtemez belki ama ben bu köşede önemle not düşmüş olayım.

[Yeni Şafak, 8 Ocak 2016]