Bu haftanın başında açıklanan en yeni fiyat gelişmeleri verileri, tüketici enflasyonundaki gevşemenin Mart ayında da sürdüğü müjdesini verdi. 2016'ya %9,58 ile nahoş bir giriş yapan yıllık tüketici enflasyonu, Şubat ayındaki %8,78 seviyesine gerilemesinin ardından, Mart'ta da %7,46 düzeyine iniş yaptı.
Memnun edici bu seyir nasıl oldu ve ne demek ister, bir bakalım.
BAZ
Öncelikle bu gelişmenin arkasındaki ana hesabı hatırlayalım: Mart ayında tüketici fiyatlarının Şubat'a göre %0,04 gerilemesi, önceki senenin ilgili verisiyle bağlantılı olarak bir baz etkisi güzelliği taşıyor. Bu güzellik ise, büyük ölçüde gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki gelişmelerden ileri geliyor.GIDA
Bununla bağlantılı olarak, %7,46'lık yıllık enflasyonun içeriğine bakacak olursak; gıda ve alkolsüz içeceklerin bu orana 1,1 puanlık bir katkı verdiğini görüyoruz. Oysa bu grup daha düne kadar verdiği çok daha yüksek katkılarla, şikâyet ettiğimiz bir ana enflasyonist unsur özelliği taşımaktaydı. Henüz geçen yıl bu zamanlar, bu kalemin 3,5 puan sularında katkılarla yıllık enflasyonun %45'ine dayandığı payları unutmak mümkün değil. Hem de, entegre olduğu lokanta-oteller fiyatlarından hiç bahsetmiyorum bile.Açıkçası bu yılın Ocak ayına da pek yumuşak başlamayan gıda grubu enflasyonunun, Şubat ayında birden yavaşlayan görünümünü Mart'a da taşıması ciddi pozitif etki yaratmış durumda. Bu bağlamda, Ocak'ta yıllık enflasyonu 2,8 puan destekleyen bahse mevzu grup, Şubat ve Mart aylarında desteğini sırasıyla 2,1 ve 1,1 puan seviyelerine çekmiş görünüyor. İşte Mart ayında enflasyonun gözle görülür gevşemesinde de, bu gelişme başrol oynuyor.
ET & SEBZE
Şimdi bunun da alt kategorilerine inelim: Gıda enflasyonunda neden gerileme var? Onlarca tüketim maddesini içeren veriler, önde gelen müsebbiplerin işlenmemiş gıda sepetinde baş gösterdiğini söylüyor. Bu sepetin içinde ise, etki anlamında, dana eti ve yumurtanın yanı sıra, domates, salatalık gibi bir kısım sebzedeki yavaşlamalar dikkat çekiyor. Öte yandan, işlenmiş gıda tarafında özellikle ekmek ve buğday mamulleri gibi bazı kalemler inatçı bir tutum sergiliyor.PASTA PAYI
Yıllık enflasyonun Mart ayında 1,32 puan gerilemesinin yaklaşık 1 puanı, işte bu unsurlarla şekillenen gıda faktöründen kaynaklanmış durumda. Geriye kalan çoğu kalem ise, çok daha sınırlı, ufak tefek aşağı yönlü katkılar sunuyor. Kısacası, Mart müjdesini ağırlıklı olarak gıdadan alıyoruz. Öyle ki, söz konusu kalemin yıllık enflasyon pastasındaki dilimi %15'e küçülmüş durumda!ÇEKİRDEK
Manşetteki çarpıcı gelişmeler gıda ekseninde şekillenmekle birlikte, arka sayfalardaki havadislere de bakmak önem taşıyor. Özellikle, bizim şu faiziyle meşhur para politikasını asıl alakadar eden haberlere…Bu doğrultuda, oynak fiyatlı grupları azat edip temel görünüme odaklandığımızda, çekirdek göstergelerin, manşetteki o çekici durumu pek de yansıtmadığını anlıyoruz. Örneğin, I endeksi Şubat'ta yıllık %9,72 artış kaydederken, Mart'ta 0,21 puan gerilemeyle hızını %9,51'e çekmiş. H endeksi de, aynı dönemde 0,17 puan düşüşle %9,32'ye işaret ediyor.
Dolayısıyla, Mart ayında çekirdekte de bir iyileşme var amma velakin sınırlı…
Bu noktada, mesela temel mal grubunu merak edip şöyle bir bakarsak, Mart döneminde %10,13'lük çift haneli bir enflasyonla karşılaşıyoruz ki; bu, 0,24 puanlık "hafif" bir gevşeme anlamına geliyor.
GELELİM FAİZE
Bu verilerin detayları bitmek bilmeyeceğinden, öne çıkanları özetlemiş olarak burada durayım. Ki konuyu, kafalardaki 1 numaralı uzman sorusu olan, "faiz indiriminin devam edip etmeyeceğine" bağlayayım.Bu bağlamda sadede varmadan önce, tespitleri şöyle bir özetlemekte fayda var: Evvela, manşet enflasyondaki gevşemenin oldukça olumlu olduğu ortada ve Nisan ayında da bu gidişatı destekleyecek bir baz etkisi görmemiz muhtemel. Mayıs ve sonrasında ise, bu bazik durum zayıflayabilir.
Öte yandan, işin çekirdeğine indiğimiz vakit, olumlu lakin cılız bir görünümle karşılaştığımızı unutmamak gerek. Bu noktada, döviz kurunun birikimlerinden aheste aheste gelen zayıflamanın önümüzdeki aylarda (çılgın bir şeyler olmayacağı zannıyla) devam etmesi, elbette işimize yarayacak. Yine de burada, küresel belirsizlikler ve özellikle FED tantanası başköşedeki yerini, kaçarı yok koruyacak. Şahsen geçtiğimiz yıla nispeten çok daha stabil kur hareketleri beklemekle birlikte, bu kanaldaki mevcut olumlu eğilimi riske sokmamak adına itidalli bir seyir içinde gitmemizin makbul olacağı görüşündeyim.
Hâsıl-ı kelam; Merkez Bankası'nın bu göstergelerle elbet bir miktar rahatlayacağı ancak faiz indirimine usul usul gideceği görüşündeyim.
Neticede; yavaş adımlar emin atılmış ise, umumiyetle pişman etmez.
[Yenişafak, 8 Nisan 2016].