"Sahadaki gerçek stratejik müttefiklikle uyuşmuyor"
Panelde konuşan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ise Türkiye ile ABD arasındaki ilişki ve güvenin artması gerektiğini vurgulayarak, "Bazen stratejik müttefikliği kullanıyoruz fakat sahadaki gerçek stratejik müttefiklikle uyuşmuyor." dedi.
"Türkiye ve ABD yakın zaman içerisinde ilişkisini yeniden tanımlamalıdır." ifadesini kullanan Duran, iki müttefikin bölgede çalışabilecek ortak zeminler bulması gerektiğini söyledi.
Duran, ABD'nin Suriye'den çekilme kararına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, "ABD, Suriye çözümü konusunda masada olmalıdır. Ortak kaygılardan dolayı Suriye'den çekilme kararı ABD ve Avrupa'nın bu birliktelik içinde olmasını gerektirir. Aynı zamanda Rusya, İran etkisi gibi diğer konular da var." diye konuştu.
Münbiç yol haritası hakkında ise Duran, şunları söyledi:
"Türkiye ve ABD Münbiç için plan yapmalıdır ve bunu Fırat'ın doğusuna da uygulamalıdır, bu ikili ilişkilerin düzelmesi için iyi bir şans. ABD'nin Suriye'den ayrılması arkada çeşitli sorular bırakıyor. Mültecilerin durumu, devlet dışı aktörlerin durumu, Esed rejimi ne olacak? ABD bu sorular hakkında Türkiye'yle çalışmalıdır."
Duran, terör örgütü YPG'nin Türkiye için "hayati" bir tehdit olduğunun altını çizerek, "ABD, Suriye'yi terk ediyor ve bir terör grubunu silahlandırdı. Ve biz müttefikiz." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, Türk-Amerikan ilişkilerinin Soğuk Savaş döneminden beri kurumsal bir altyapıya sahip olduğunu belirtti. Önal, iki ülke arasındaki ilişkilerin şu anda da bölgedeki karmaşık durum nedeniyle büyük önem teşkil ettiğini dile getirdi.
Önal, Irak ve Suriye'de ortaya çıkan otorite boşluğunun terör örgütleri ile doldurulduğunu hatırlatan Büyükelçi, "Burada önemli eksikliklerden biri barışçıl bir geçiş için kurumsal eksikliktir çünkü halkın kendini ifade etmesi ve değişim talebinde bulunması için bu ülkelerde barışçıl geçişi sağlayacak kurumlar yok." dedi.
"Münbiç yol haritası ABD'nin ile YPG ile ilişkisini bitirmek için bir modeldir"
Önal, ABD ile Türkiye'nin, Suriye'deki krizin güvenilir siyasi çözüm ve ülke çapında ateşkesle sonlandırılması noktasında aynı çizgide olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
"Bölgede DEAŞ terörizmiyle mücadele ederken ve sükuneti sağlamaya çalışırken ABD'nin ortaklar konusunda yaptığı seçim bizim anlaşmazlığa düştüğümüz noktadır çünkü bu ortak YPG/PYD'dir ki bu da Türkiye'de binlerce insanın ölümüne neden olan ve Türkiye için önemli bir terör tehdidi olan bölücü terör örgütü PKK'nın uzantısıdır."
Önal, Türkiye ile ABD arasında YPG/PKK konusundaki anlaşmazlığı çözmek adına iki ülkenin ortak çalışma grupları kurduğunu da vurguladı.
Suriye üzerine yoğunlaşan çalışma grubunun önemli çalışmalarından birinin Münbiç yol haritası olduğunu anımsatan Büyükelçi Önal, "Münbiç yol haritası ABD için bir çıkış noktası, YPG/PYD ile ilişkilerini bitirmesi için bir modeldir." dedi.
Önal, Münbiç yol haritasının tamamlanması konusunda bazı gecikmeler olduğuna dikkati çekerek, sürecin şu anda hızlandığını ve Münbiç ilçesindeki güvenlik ve yönetim birimlerinde yer alacak yerellerin tespiti konusunda çalışmaların başladığını ifade etti.
Münbiç yol haritasının tamamlanmasına ilişkin herhangi bir takvimin olup olmadığına yönelik bir soruya Önal, ABD Başkanı Donald Trump'ın çekilme kararıyla şu aşamada zaten ABD'nin kendi takviminin işlediğini kaydetti.
Önal, ABD'nin Suriye’den çekilmesi sonrasında oluşacak boşluğun terör örgütlerince doldurulmaması için Türkiye'nin ABD ile çalıştığına dikkati çekti.
"Rusya ile Suriye'de ortak noktalar üzerinden çalışıyoruz"
Rusya'nın Suriye'deki rolüne ilişkin soruları da yanıtlayan Önal, Rusya'nın Suriye'ye askeri müdahalede bulunmasıyla Moskova'nın ülkede önemli bir aktör haline geldiğini ve bunun kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
Önal, Türkiye'nin Astana sürecinde Rusya ve İran ile çalıştığını hatırlatarak, Astana süreciyle bölgede belirli ölçüde sükunetin sağlandığına dikkati çekerek, "Yüzde 100 başarılı olamadı çünkü her konuda mutabık değiliz." diye konuştu.
Suriye'nin tekrar inşası konusuna da değinen Önal, ülkede istikrar konusunda uluslararası toplumun adım atması gerektiğini söyledi.
Önal, "Siyasi çözümle, istikrar çalışmaları arasında bir bağ olmalı, bu iki sürecin paralel ilerlemesi gerekir ki sonuç verebilsin." ifadelerini kullandı.
"Venezuela konusundaki konumumuz prensiptendir"
ABD öncülüğünde Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya yapılan "diplomatik darbeye" Türkiye’nin neden destek vermediğine yönelik bir soruya Önal, "Bizim pozisyonumuz prensiptendir çünkü kendi siyasi deneyimimizden dolayı seçilmiş liderlerin seçim dışındaki yollarla değiştirilmesine karşıyız. Biz de son zamanlarda hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Tüm toplum halen bunun travmasını yaşıyor. Dış müdahalelerden bugüne kadar herhangi bir olumlu sonuç çıktığını görmedik." yanıtını verdi.
Önal, Venezuela'daki krizin diyalogla çözülmesi çağrısında bulunarak, Türkiye'nin bu sürece aracılık edebileceğini belirtti.
[AA, 8 Åžubat 2019]