Ülkemiz, şükürler olsun, tarihi önemdeki bir seçimi demokratik olgunluk içerisinde gerçekleştirdi. Bütün dünya başkentlerinin gözü üzerimizdeydi. Yüzde 88.92 katılım oranı ile milli irade sandığa yansıdı ve demokrasimiz bir kere daha gücünü gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 49.5 ile ikinci sıradaki Kılıçdaroğlu'na 5 puana yakın fark attı. Yine Cumhur İttifakı yüzde 49.5 ile 322 milletvekiline, Meclis çoğunluğuna ulaştı. Bu sonuçlar Erdoğan'ın ikinci tura en az üç avantaj ile gideceği anlamına geliyor: Meclis çoğunluğu, birinci sırada olmak ve açık fark. Bu katılım oranı ile yüzde 0.5 ilave oya ihtiyaç duyan Erdoğan'ın ikinci turu rahatlıkla alması beklenir. Nitekim Erdoğan'ın partisinin genel merkezindeki balkon konuşmasındaki kapsayıcı ve özgüvenli konuşma bu rahatlığı sergiliyordu. Bu aynı zamanda ikinci tur kampanyasına iyi bir başlangıç oldu.
***
Muhalefet ise birçok parametrede çöküş yaşıyor. Muhalefetin seçim öncesi kendi yankı odalarında, anket şirketlerinde ve sosyal medyada yükselttiği beklenti seçmenine büyük bir moral bozukluğu yaşattı. Hem Meclis çoğunluğu hem de Kılıçdaroğlu'nun yüzde 55 ile birinci turda almasına motive edilen seçmenin tepkisinin CHP ve Kılıçdaroğlu'na yönelmesi beklenebilir. Seçim akşamı muhalefet temsilcilerinin açıklamaları sadece kendi seçmenini üzmekle kalmadı. İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu'nun seçim sonuçlarına ilişkin, verilere aykırı iddiaları (Kılıçdaroğlu'nu 13. Cumhurbaşkanı ilan etmeleri) ikinci tur için çok kötü bir başlangıç oldu. Muhalefet yeni bir seçime gidiyor gibi kampanya hazırlamak isteyecektir. Nafile, ikinci tur seçimlerin kampanya sürecine, Erdoğan'ın aksine, ilk akşam olumsuz bir yerden başladılar. Kılıçdaroğlu'nun iki belediye başkanı ve 5 genel başkan ile sahne alıp 1 dakika 51 saniyede söyleyebildiği birkaç şey Erdoğan'ı suçlamak ve "İkinci turu alacağız" iddiasından ötesi değil. "Buradayım" videosu ile Kılıçdaroğlu ikinci turdan çok CHP genel başkanlığı için mesaj veriyor gibi. Millet İttifakı partilerinin seçmenini ikinci tura götürmek Kılıçdaroğlu açısından hayli zor olacak. Kılıçdaroğlu önümüzdeki günlerde yüzde 44'e referansla iyi sonuç aldığını ileri sürecek ise de Cumhurbaşkanı adayı çıkaran bir partinin, CHP'nin oyunun yüzde 25'te kalması ciddi bir handikap. Bu sonuç 4 sağ partiyi CHP listelerine almasına rağmen geldiği nokta.***
Sağ partiler 34-35 milletvekili çıkararak iyi pazarlık yaptıklarını gösterdiler ancak CHP seçmeni bu partilere katlanmanın bir karşılığını göremedi. 1.5 puanlık artış YSP'den geri gelen stratejik CHP seçmeni mi, 4 sağ partinin katkısı mı? Yüzde 6-7'lik milletvekili vermeye değdi mi? Tabii Millet İttifakı henüz bu tartışmalara girmez, asıl kıyamet ikinci tur yenilgisinden sonra gelir. Akşener, Kılıçdaroğlu'nu kazanamayacak aday ilan etmişti, haklı çıktı. İmamoğlu koltuğuna aldığı Yavaş ile parti genel başkanlığına soyunur mu? Kılıçdaroğlu onlara pabuç bırakmaz. Neyse bunlar hep iki hafta sonrasının tartışması. Seçimin bir diğer önemli sonucu milliyetçi seçmenin siyasi denklemlere ağırlığını koyması. Öncelikle MHP yüzde 10 alarak bizleri değil ama bazı anketçileri yeniden şaşırttı. İYİ Parti yüzde 10'a yakın bir yerde tutundu, Oğan yüzde 5'i aşarak ikinci turun milliyetçi seçmen tarafından şekilleneceğini gösterdi. Cumhur İttifakı'nın çoğunluğu alması ve HDP (YSP)'nin yüzde 8'e düşmesi ile YSP'nin kilit konumda olma iddiası tümüyle ortadan kalktı. Aksine YSP ile hareket eden adayın kaybedeceği netleşti. Kuşkusuz 14 Mayıs seçimlerinin de kazananı Erdoğan ve AK Parti. 21 yıllık iktidarın yüküne rağmen AK Parti 35'in üzerinde oy alırken Cumhur İttifakı yüzde 50'ye ve Meclis çoğunluğuna ulaştı. Erdoğan, ikinci tura çok rahat gidiyor. Yine MHP'nin yüzde 10, Yeniden Refah'ın 2.8 ve BBP'nin yüzde 1 alması Erdoğan ile birlikte hareket eden partilerin kazandığını gösteriyor. Erdoğan'ın yeni zaferi sadece kendisinin önceki seçim başarılarıyla yarışıyor. Bir partinin aynı liderle kesintisiz 26 yıllık demokratik iktidara ulaşması ne Türkiye ne de dünya tarihinde olmayan bir ilk vesselam.[Sabah, 16 Mayıs 2023].