Terörün masum insanların canına kıyarken gözettiği asıl hedef toplumun aklıselim reflekslerini bozmak, korku panik içerisinde hata yaptırmaya çalıştırmaktır.
Terör saldırılarına maruz kalan toplumların ilk tepkisi genelde özgürlükleri sınırlandırmak olur.
Topluma korku hâkim olup gündelik hayat baltalanır.
İnsanlar korkudan rahat hareket edemezler; işlerine, evlerine, okullarına rahat rahat gidemezler.
Böylece toplumun düzeni bozulmuş olur.
Kargaşa ve kaos ortamı oluşur ve terör asıl hedefine ulaşır.
Kargaşa ve kaosun peşinden nefret gelir.
Devlet aklı tutulur.
Toplumun aklıselimi işlemez olur.
Teröre hedef olan devlet ve toplum can havliyle nefreti körüklemeye başlar.
Terörün savunduğunu iddia ettiği düşünceye, etnik kesimlere, toplum katmanlarına karşı nefret dolu bir söylem hâkim olur.
Ve maalesef ardından saldırılar başlar.
Son iki hafta içerisinde gerçekleşen terör saldırıları sonrasında maalesef Avrupa'nın bu en temel hatalara düştüğünü görüyoruz.
Gazetelere düşen haberlere göre Venedik valisi şehrin turistik meydanı San Marco'da Allahuekber diye bağıran herkesin vurulacağını söylemiş.
Tam bir akıl tutulması...
DEAŞ terör örgütü İslam adına cinayet işlediğini iddia ettiği için bütün Müslümanları terörist olarak gören bir panik ve korku hali.
Tam da DEAŞ'in istediği gibi oluyor.
Örgüt terör eylemi yaptıkça Avrupa'nın aklı Müslümanları mesul tutuyor.
Hayatı Müslümanlar için çekilmez hale getiriyor, ayrımcı politikalara her gün bir yenisini daha ekleniyor.
Avrupa Müslümanlara terörist muamelesi yaparak, onları toplumdan dışlıyor.
Ekonomi, eğitim, kültür ve iş hayatında toplumun kenarlarına itilmiş olana Müslümanlara bir de potansiyel suçlu muamelesi yapıyor.
İslam diniyle DEAŞ terörünü birbirine eşitleyerek Müslümanların tepkisini üzerine çekiyor. Venedik valisi bizdeki kripto FETÖ'cüler gibi kripto DEAŞ militanı olsa, kendini deşifre etmeden örgüte destek verecek bir iş yapmak istese ancak bunu yapardı.
DEAŞ'e olan öfkesini yıllardır beraber yaşadığı; aynı sokağı, caddeyi, işyerini paylaştığı Müslümanlardan çıkaran Avrupa aklı DEAŞ'e arayıp da bulamadığı fırsatı sunuyor.
Netice korkuya, kaosa, karmaşaya teslim olmuş bir Avrupa; Almanya'da Köln şehri başta olmak üzere teröre hedef olabilecek meydanlar DEAŞ'ın kamyonlu saldırılarına karşı beton bloklarla çevrelenmiş durumda.
İnsanlar gündelik hayatlarının her anında her an bir terör saldırısına hedef olacakları korkusuyla yaşıyorlar.
Korku ve nefretle ırkçılığı, yabancı ve İslam düşmanlığını arttırıyorlar.
Türkiye'nin farkı burada...
Türkiye bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı terör saldırılarının çok daha fazlasına maalesef geçmişte maruz kaldı.
Bir yandan PKK diğer yandaş DEAŞ peş peşe ve koordineli bir şekilde terör saldırıları gerçekleştirdiler.
Türk medyasının bir kısmı her ne kadar kaosa ve karmaşaya neden olacak, düşmanlığı körükleyecek manşetler atsa da devlet ve toplum teröre destek olmadı, sağduyuyu elden bırakmadı.
Kim ne derse desin ülke olarak en büyük hasletlerimizden birisi bu sağduyudur.
[Takvim, 27 Ağustos 2017].