SETA > Yorum |
IŞİD Üzerinden Operasyon Gazeteciliği

IŞİD Üzerinden Operasyon Gazeteciliği

İngiliz bir teröristin bir ABD'li gazetecinin kafasını kesmesinden veya ABD'li bir intihar bombacısının Suriyeli-Iraklı-Lübnanlı milisleri öldürmesinden absürt bir şekilde Türkiye'ye pay çıkarma çabasındalar.

“Bu makalenin daha önceki versiyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ağustos ayında bir camiden ayrılırken gösteren resim yanlışlıkla basılmıştır. Ne o cami ne de cumhurbaşkanının ziyareti makalede anlatılan IŞİD’in adam toplamasıyla alakalıdır”

Bu düzeltme bana ait değil. ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’a ait. Sebeb-i hikmeti ise, IŞİD’in Ankara’da Hacı Bayram civarında adam toplamasıyla alakalı haberine algı operasyonu amacıyla koyduğu resmin elinde patlaması. IŞİD’in adam toplamasının anlatıldığı makalede Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun Hacı Bayram Camii’nden ayrılırken çekilen resminin kullanılması fiyaskosu, bizdeki “twiti kuzenim atmış” tarzı komik bir gerekçeyle tecviz edilmeye çalışılıyor. Yine de New York Times bir düzeltme yayınlamış, aynı haber için aynı resmi kullanan Today’s Zaman resmi daha sonra kaldırmasına rağmen (an itibariyle) bir düzeltme yayınlama zahmetinde bulunmamış. Hatta başka bir IŞİD haberine yine aynı resmi iliştirmiş.

DAVUTOĞLU: HEDEF AK PARTİ İKTİDARI

Yerli ve yabancı operasyon medyası neden bu ucuzluklara başvuruyor? Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kıbrıs dönüşü uçakta gazetecilere bu konuda net açıklamalar yaptı. Amaç “üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” diyor. Türkiye’yi IŞİD’e karşı açıklamada bulunmak zorunda bırakmak suretiyle rehinelerimize gelecek herhangi bir zarardan nemalanmak peşindeler. Bazıları için “gündem IŞİD’e değil; AK Parti iktidarına zarar vermek.”

Gerçekten de IŞİD’i vareden sebeplere karşı şimdiye kadar üç maymunu oynamış (hatta IŞİD’i doğrudan veya dolaylı olarak desteklemiş)aktörlerin şimdilerde kendilerini IŞİD’le (terörle) mücadelenin merkezi; IŞİD’e karşı başından beri ve en derinden mücadele eden Türkiye’yi de IŞİD destekçisi olarak göstermeye çalışması en basit ifadeyle aymazlık, yüzsüzlüktür. Son iki senesi Batı’ya ve bölgesel aktörlere IŞİD ve benzeri grupların boy göstermemesi için yapılabileceklerin büyük resmini anlatmakla geçen Davutoğlu’nun şimdi bu tarz operasyonlarla hedefe konulması da ayrı bir garabet.

Malum, IŞİD ABD işgaliyle ortaya çıkmış, Maliki’nin yanlış politikalarıyla sosyal taban bulmuş ve Esed zulmüyle sınır aşırı bir güce dönüşmüştü. Başbakan Davutoğlu “ABD’nin Maliki konusunda uyarılarımızı dinlememiş olmanın sonuçlarını şu anda gördüğünü” söylüyor. Benzer bir durum Suriye için de geçerli. “Ya no-fly-zone kurulacaktı ya da Özgür Suriye Ordusu yeterince desteklenecekti”, havadan ve karadan desteksiz bırakılan “ÖSO’nun Rakka’da, Deyri Zor’da veya Azez’de yoğunlaşamamasıyla oluşan boşluk IŞİD tarafından dolduruldu” diyor Başbakan Davutoğlu. Öyleyse büyük resim şu: IŞİD bir kaos çocuğudur ve bu kaosa sebep olan yanlış politikalar kaldırılmadan, bölgedeki sosyo-politik gerçekliklere dayanan bir birlikte yaşama iradesi ortaya koyulmadan bunların öncesinde de Irak ve Suriye’de akan kan durdurulmadan IŞİD ve benzerleriyle efektif bir mücadele yürütmek çok zor. Başta Dışişleri Bakanı Kerry olmak üzere ABD’li yetkililerin Türkiye’nin IŞİD hassasiyetini anladıkları anlaşılıyor. Bunu Başbakan Davutoğlu da teyit ediyor. Peki operasyon medyası neyi amaçlıyor?

DİKKAT DAĞITMAYA ÇALIŞIYORLAR

IŞİD’in bu ölçekte bir tehdit haline dönüşmesinde Batı’nın sorumluluklarını Türkiye’ye atma peşindeler. İngiliz bir teröristin bir ABD’li gazetecinin kafasını kesmesinden veya ABD’li bir intihar bombacısının Suriyeli-Iraklı-Lübnanlı milisleri öldürmesinden absürt bir şekilde Türkiye’ye pay çıkarma çabasındalar. Başbakan Davutoğlu’nun deyimiyle “dikkat dağıtmaya çalışıyorlar”. IŞİD üzerinden bir süredir yoğun bir şekilde devam ettirdikleri Türkiye’ye yönelik medya operasyonlarına devam ediyorlar. IŞİD ile bölge ülkelerini terbiye etmek için “mükemmel” bir fırsat yakaladılar. Bu vesileyle uluslararası terörizmi doğuran ve güçlendiren aktörlerin aksine terörizmle ilişkisi “mağduriyet ve mücadele” çerçevesinde olan Türkiye baskı altına alınmak isteniyor.

Batı medyası kendi operasyonunu çekiyor, Türkiye’deki iktidar düşmanı muhabirleri nefretlerini kusuyor, paralel medya hazine bulmuş gibi habere ve resmine sarılıyor. IŞİD bahane, herkes IŞİD üzerinden kendi hesabını görüyor. Önemli olan şu ki artık Türkiye de yapılanların bir operasyon olduğunu görüyor. Bir öngörüyle bitirelim: Batı medyası kendilerini Türkiye’nin ana muhalefetinin çizgisinden kurtaramayan muhabirleri sayesinde daha çok düzeltme metni yayınlar...

[Akşam, 19 Eylül 2014]