İstanbul Maltepe’de oy sayım işlemi tamamlandı. Sayım işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte Yüksek Seçim Kuruluna “olağanüstü itiraz” süreci de başladı.
AK Parti YSK’ya, İstanbul seçimlerinde oluşan “seçim neticesine ve dürüstlüğüne müessir olaylar ve hâller” gerekçesi ve “tam kanunsuzluk” nedeniyle olağanüstü itiraz hakkını hemen kullandı.
AK Parti’nin itirazı “seçimlerin iptal edilmesi ve yenilenmesi” talebini içeriyor.
Bundan sonra İstanbul’da seçimlerin akıbeti ile ilgili kararı YSK verecek. YSK’nın İstanbul seçimlerine dair incelemesini ne kadar süre içinde tamamlayacağı önemli.
AK Parti, 44 sayfalık başvuru dilekçesine ek olarak, 13 klasörden oluşan delilleri de sundu. Başvuru dilekçesine ve AK Partili yetkililerin açıklamalarına bakıldığında, İstanbul seçimlerinde “organize usulsüzlük” olarak adlandırılan iddialar çok vahim bir boyutta.
Dolayısıyla, YSK’nın “organize usulsüzlük” ve “tam kanunsuzluk” iddialarını incelemesi biraz zaman alabilir.
YSK, Artvin’in Yusufeli, Kırıkkale’nin Keskin, Denizli’nin Honaz ilçesindeki seçimlerde “kısıtlı seçmen”lerin oy kullandığı gerekçesi ile yapılan itirazları karara bağlaması uzun sürmedi.
İtirazları haklı bularak seçimleri iptal etti. YSK, buralarda sadece seçimlerin yenilenmesine karar vermedi. Aynı zamanda mazbatası verilen belediye başkanlarının mazbatasını da iptal etti.
AK Parti’nin itiraz dilekçesindeki en vahim iddialardan biri, kamu görevlisi olması gereken sandık başkanı ve yardımcılarının 19 bin 623’ünün kamu görevlisi olmaması. İstanbul’da toplam 62 bin 623 sandık görevlisinin içinde, bu kadar çok memur olmayan kişinin görevlendirilmesi “hata” ile açıklanamaz.
İstanbul’da yüz binlerce memur var. Bütün memur listelerinin, ilgili mülki idare amiri tarafından seçim kurullarına iletilmesi zorunlu. Seçim kurulları, tüm memurların içinden 62 bin 623 kişilik listeyi kura ile belirlemek zorunda.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, memur listelerinin sorunsuz bir şekilde mülki idare amirleri tarafından seçim kurullarına iletildiğini net bir şekilde açıkladı.
Varsayalım ki, ilgili mülki idare amirlerinin gözünden kaçmış ve memur olmayanlar da listelerin içinde seçim kurullarına gitmiş. Yüz binlerce memurun içinden ve kura ile belirlenen bir sistemde, sandık görevlilerinin nerdeyse 20 bininin memur olmayanlardan denk gelme ihtimali yok.
Dolayısıyla, seçim kurullarında sandık kurulu atamalarının nasıl yapıldığı açığa çıkmalı.
İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan diğer usulsüzlüklerin kaynağını öncelikle burada aramak gerekir. Toplam 31 bin 280 sayım döküm cetvelinin; 5 bin 388’inin mühürsüz, 694’ünün imzasız, 2014’ün boş, 498 adedinin eksik ve 919 tanesinin rakamsız olmasını herhâlde “sehven” ya da “insani hata” olarak değerlendiremeyiz.
AK Parti’nin dilekçesinde seçim usulsüzlükleri ilgili buna benzer birçok usulsüzlük iddiası var. Dolayısıyla İstanbul seçimlerine bir şekilde “müdahale” edilmiş. Bu müdahalenin, seçimlerin yenilenmesini gerektirip gerektirmediğine YSK karar verecek.
Hem AK Parti hem CHP’li yetkililer, YSK’nın vereceği karara saygı duyacaklarını açıklamalarında sürekli vurguladılar.
İstanbul seçimleri ile ilgili YSK’nın ne karar vereceğinden bağımsız olarak, AK Parti’nin iddialarının tüm boyutları ile araştırılması gerekiyor.
Sadece bu seçimlerin üzerindeki “şaibe”nin kaldırılması ile ilgili değil; Türkiye’nin seçim sisteminin geleceği açısından da tüm iddiaların kamuoyunu tatmin edecek şekilde aydınlatılması zorunlu. İddia edilen organize usulsüzlüklere bir daha tevessül edilmemesi için bu şart.
İstanbul’da ortaya çıkan usulsüzlükler, seçim sisteminden kaynaklanmıyor. Seçim sistemini tartışmaya açmaya dönük organize bir plana dayanır.
Bunu planlayanlar, sadece bir tarafın kaybetmesine odaklanmamışlar. Aynı zamanda Türkiye’nin seçim sisteminin güvenliğini tartışmaya açarak, bunun üzerinden de uluslararası çevrelere dönük olumsuz bir Türkiye imajı pazarlama amacıyla hareket etmişler.
[Türkiye, 18 Nisan 2019].