Son haftalarda CHP eksenli yaşananlar, muhalefetin yeniden dizaynına yönelik bir operasyonunun yürütüldüğüne ilişkin kanaatleri pekiştiriyor.
Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanlığından gönderilmesi bir kumpasın sonucunda gerçekleşmişti. Yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun hazırlanması, belirli bir “siyasi kariyer” planlamasını gerektirmişti. “Mavi dosya” görüntüleri ve “yolsuzlukların peşindeki siyasetçi” imajı üzerinden algı çalışması ile “siyasi Cv” oluşturulmuştu.
MHP’ye yönelik operasyon da, CHP’de Baykal’ın gidişinde olduğu gibi, kaset kumpası ile yapılmıştı.
Yani 17-25 Aralık yargı darbesini gerçekleştirenler, siyaseti çok önceden dizayn etmişlerdi. Yargı darbesinin köşe taşlarını döşemişlerdi. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlık yapmışlardı.
Bugüne gelirsek, 2019 seçimleri için çok yönlü operasyonlar, taktikler, siyasete yönelik müdahaleler çoktan başlatıldı.
AK Parti ve MHP karşısında, bir blok oluşturmak için belirli bir yol haritasına bağlı olarak stratejiler yürütülüyor. Ancak gelinen süreçte bu blokun taşıyıcılığını yapacak lider tam olarak netleştirilemediği için arayış da devam ediyor.
16 Nisan’ın ardından Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a yürümesi siyasette kalıcı bir etki yapmadı. Çanakkale’de gerçekleştirilen “adalet kurultayı” ise yine bekleneni vermedi.
Son birkaç haftadır yaşananlardan, Erdoğan karşıtı dizayn siyasetine soyunan çevrelerin, 2019 seçimleri için Kılıçdaroğlu’nu liderlik için değil, operasyonlar için kullanacağı sonucu çıkıyor.
Yani, Erdoğan karşısında dokuz kez seçim kaybetmiş Kılıçdaroğlu’na tekrar yatırım yapmaya devam etmek, 2019 için riskli görülüyor.
Eğer aday olarak düşünmüş olsalardı, içerisinde ne olduğu belli olmayan kâğıtlar eline tutuşturularak, iddialı bir şekilde ve kaybedeceğini bildikleri hâlde, Erdoğan’ın ona karşı meydan okumasına müsaade etmezlerdi.
Bu açıdan bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden salladığı belgelerin sahte olup olmaması operasyonu düzenleyenler açısından önemli değil. Onlar için önemli olan, ABD’de devam eden Reza Zarrab davası için ana muhalefet partisine istediklerini söyletebilmek. Söz konusu dava için kullanılabilecek malzemelerin imalatını muhalefet partisi liderine yaptırmak...
Yani, Kılıçdaroğlu üzerinden operasyon yapanlar aynı zamanda ona da operasyon yapmış oluyorlar.
Operasyonda, CHP’nin kullanıldığı açıkça belli olduğu için, parti içerisinde Atatürkçü ve ulusalcı kanat bu iddiaları sahiplenmedi.
Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’u “kontrollü darbe” olarak nitelendirmesi, darbe ve FETÖ davalarına gerekli ilgiyi göstermemesi bu çevreleri rahatsız etmişti. Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi siyasetin merkezinden gittikçe uzaklaştırması sorun olarak görülüyordu.
Dolayısıyla, parti içinde bu çevreler de Kılıçdaroğlu’na yapılan operasyona ses çıkarmayacaklardır. Olup biteni biraz daha izleyeceklerdir.
İstanbul ve bazı illerde CHP kongreleri ile ilgili tartışmalar, kavgalar sürüyor. Seçimler erteleniyor. Yani parti içinde de yoğun bir iktidar mücadelesi devam ediyor.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin Kars 6. Olağan İl Kongresi’nde Kılıçdaroğlu ile ilgili söyledikleri, burada çerçevesini çizdiğim hususların daha iyi anlaşılması bağlamında önem arz ediyor:
“Dün belge dedikleri kâğıtları gördükten sonra anladık ki birileri bu zatı fena hâlde tongaya düşürmüş. Sanıyorum CHP’de hiçbir zaman bitmeyen ve bu gidişle bitmeyecek olan adam harcama, adamın ayağını kaydırma oyununa bu defa Kemal'in kendisini kurban edecekler, yazık.”
Kılıçdaroğlu ve CHP merkezli yaşanan gelişmelere, bir de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını şimdiden açıklaması bağlamında bakmak lazım.
Tüm bu olup bitenlerin, Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi “çatı aday”a razı etmek için yapıldığı ihtimalini de ayrıca göz önünde bulundurmak gerekiyor.
[Türkiye, 5 Aralık 2017]