Moderatörlüğünü SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat'ın yaptığı "ABD-Türkiye İlişkileri: NATO Zirvesinde Biden-Erdoğan Toplantısı Öncesi" başlıklı panele, Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey ve SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman konuşmacı olarak katıldı.
Coffey, konuşmasında 14 Haziran'daki NATO Zirvesi'nin birçok açıdan önemli olduğunun altını çizerek, bu zirvede ilk kez Afganistan'ın ana başlık olmayacağını kaydetti.
Erdoğan ve Biden görüşmesinin önemine dikkati çeken Coffey, "Erdoğan ve Biden arasındaki zirvenin başarılı olması için iki tarafın da söylemlerini yumuşatması lazım. YPG ve S-400 gibi uzun süredir var olan konuları kategorize etmeye çalışmalıyız. Bence güvenin yeniden tesisine odaklanmalıyız." ifadesini kullandı.
"Bir ABD vatandaşı ve vergi mükellefi olarak, Suriye'de ne yaptığımızı bilmek istiyorum"
ABD'nin Suriye politikasını eleştiren Coffey, "Ben bir ABD vatandaşı ve vergi mükellefi olarak, Suriye'de ne yaptığımızı bilmek istiyorum. Bir nedenle ABD'li siyasetçiler, Suriye'de yaptıklarımız hakkında ABD halkına az bilgi vermeyi doğru buluyor. Birkaç yıl önce DEAŞ ile mücadele için orada olduğumuzu söylediler. Ancak son yıllarda çok muğlak bilgiler geliyor." görüşünü paylaştı.Coffey, Washington'daki siyasetçilerin YPG/PKK'ya desteğine de değinerek, "ABD'li siyasetçiler, farklı Kürt gruplar arasında ayrım yapamıyor. O nedenle de şu anda karmaşa yaşıyoruz. Kendilerini eğitmek ve farklı gruplar hakkında bilgi edinmek Kongrenin sorumluluğu." dedi.
"Güven oluşturucu önlemlere odaklanmalıyız"
Ataman da söz konusu zirvenin, ABD-Türkiye ilişkilerinin düzeltilmesi için fırsat oluşturacağının altını çizerek "Bu toplantı Biden ve Erdoğan'a, ikili ilişkileri son 10 yılda girdiği türbülanstan kurtarma adına bir yol haritası çizmeleri için alan açabilir." değerlendirmesinde bulundu.Türkiye ile ABD arasındaki en önemli konu başlıklarından birinin de S-400'ler olduğunu belirten Ataman, "Türkiye için S-400, iki taraf arasında artan tansiyonun bir sonucudur. Bu nedenle de güven oluşturucu önlemlere odaklanmalıyız. Bu toplantının teknik açılara mı yoksa siyasi boyuta mı odaklanacağını henüz bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.