Coğrafi uzaklığı ve ilgi azlığı sebebiyle Türkiye medyasında çok fazla yer kaplamasa da Brezilya, siyasi açıdan da üstünde çalışılası bir ülke. BRICS’in önemli ülkelerinden birisi olan Brezilya’da an itibariyle Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff’ın görevden alınması için parlamentoda oylamalar yapılıyor. Oylamaların ilk raundunda alt meclisteki oylamayı 367’ye 137 oyla kaybeden Rousseff’in siyasi kaderi Senato’daki ikinci oylamadan sonra belli olacak. Senato’daki 81 üyenin salt çoğunluğunun evet oyu vermesi halinde Rousseff’in cumhurbaşkanlığı düşecek ve yerine yardımcısı Michel Temer geçecek.
Rousseff’e yöneltilen suçlama, 2014’teki seçim kampanyasında ülkenin bütçe açığını var olandan daha az göstermek için rakamlar üzerinde manipülasyonlar yapması. En azından kâğıt üzerindeki suçlama bu. Fakat büyük ihtimalle doğru olsa da bu iddianın neden şimdi dert edildiği ve Rousseff’i alaşağı etme aracı haline geldiği hâlâ havada. Zira daha önceki hükumetlerin de benzer üçkâğıtçılığa başvurduğu biliniyor. Daha da iyi bilinen ise Brezilya’da siyasetin baştan aşağıya yolsuzluk batağında olduğu. İlginç bir bilgi: Görevden almayı görüşen komisyonun 65 üyesinden 37’si yolsuzluk veya diğer ağır suçlarla suçlanmakta. Alt meclisin 513 üyesinden 303’ü, Senato’nun da 81 üyesinden 49’u hakkında ağır suçlardan dolayı bekleyen iddianameler bulunuyor.
Peki Rousseff neden kurban ediliyor? Öncelikle Rousseff’in de sütten çıkmış ak kaşık olmadığını söylemek lazım. Ülkenin belki de dünyanın en büyük yolsuzluk skandallarından birisi olan Petrobras skandalı doğrudan Rousseff ile alakalı olmasa da bu dev şirketin senelerce yönetim kurulu başkanlığını yapan Rousseff hakkında soru işaretleri uyandırıyor. Rousseff’in partisi İşçi Partisi (PT)’nin birçok kilit figürünün de adı soruşturmada geçiyor.
Petrobras Brezilya’nın en büyük şirketi ve kurulan paravan şirketlere verilen ihaleler üzerinden siyasetçilerin de dâhil olduğu birçok figür, yaklaşık 5.3 milyar dolarlık bir yolsuzluğun parçası olmuş. An itibarıyla federal polis Araç Yıkama Operasyonu (Operação Lava Jato) adı verilen bir operasyonla skandala dair soruşturmaya devam ediyor. Alt Meclis’in başkanı ve görevden alma girişiminin mimarı olan Eduardo Cunha’nın adı da Petrobras soruşturmasında milyon dolarlık yolsuzluk skandalında geçiyor ve hakkında 184 yıl hapis cezası isteniyor. Eski Cumhurbaşkanı ve Rousseff’in mentörü Lula da bu soruşturmada ismi geçenlerden. Petrobras skandalı sebebiyle şeffaflık ve temizlik vaadiyle işbaşına gelen Rousseff’in desteği oldukça düşmüş ve geniş bir kitle sokaklara dökülmüştü. Bir de mevcut ekonomik kriz ve işsizlik eklenince bazı anketlere göre Brezilya halkının %61’i görevden almayı destekliyor.
Bu protestolardan ve öfkeden istifade bütçede oynama bahanesini kullanarak Rousseff’in rakipleri bir alaşağı operasyonuna giriştiler. Cunha ile birlikte kilit isimlerden birisi Michel Temer. Rousseff’in görevden alınması halinde cumhurbaşkanlığı koltuğuna seçilmeden oturacak olan Temer daha oylama yapılmadan zafer konuşmasını ve vaatlerini sunduğu bir video çekip "kazayla" bazı vekillere Whatsapp’tan göndermiş. Bir taraftan siyasi ihtiraslar diğer taraftan da ucu hepsine dokunan Petrobras skandalı soruşturmasının üstünü örtme ve/veya suçu birkaç kişinin üstüne yıkma çabaları birçok farklı siyasi bloğu Rousseff’in karşısında birleştirmiş gözüküyor. Petrobras’ın sorumluluğunu Rousseff’in şahsında İşçi Partisi’ne atıp diğerlerini aklama ve Temer’in cumhurbaşkanlığında soruşturmayı yönetme çabası mevcut görevden alma girişiminin altında yatan başlıca nedenler. Diğer bir ifadeyle Brezilya’nın yolsuz siyasileri ve oligarkları kendilerini kurtarma temennisiyle geniş resimde kendilerinden birisi sayılabilecek Rousseff’i kurban ediyor. Seçimle işbaşına gelen Rousseff’i seçim dışı Ali Cengiz oyunlarıyla saf dışı bırakıyor.
[AkÅŸam, 22 Nisan 2016].