Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’nin askerî operasyonunun önünü açmak için operasyon yapılacak bölgelerdeki Amerikan askerlerini çekme kararı Türk-Amerikan ilişkileri açısından olduğu kadar Türkiye’nin Suriye politikası ve ABD’nin Orta Doğu politikası açısından da çok önemli bir karar.
Her şeyden önce Trump’ın bu kararı almasında, pazar gecesi onunla bir telefon görüşmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkisinin altını çizmek gerekir.
Erdoğan böylece, S-400 meselesinde olduğu gibi, Fırat’ın doğusuna askerî operasyon meselesinin de Türk-Amerikan ilişkilerinde çok büyük bir krize dönüşmesini engellemiş oldu. Zira PKK/YPG’yi hedef alacak bu operasyon Türkiye açısından kaçınılmazdı ve ABD farklı bir tutum içerisine girseydi Türk-Amerikan ilişkilerinde onarılması çok güç bir yara açması da ihtimal dâhilindeydi.
Beklenildiği gibi, Amerika’daki bazı çevrelerde Trump’ın çekilme kararı büyük bir öfkeyle karşılandı. Zira bu kesimler PKK/YPG’ye bu zamana kadar verdikleri desteğin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar ve şimdi Trump’ın kararıyla birlikte PKK eksenli Amerikan politikasının terk edilmesinden büyük hayal kırıklığı duyuyorlar.
Hepsinin ortak görüşü, ABD’nin bu şekilde “müttefiklerini” yüzüstü bırakmasının Amerikan dış politikası açısından büyük bir zaaf oluşturacağı yönünde.
“Müttefik” dedikleri de PKK/YPG!
Bunlara cevabı Başkan Trump’ın da retweet yaptığı aşağıdaki tweet veriyor:
“Obama döneminde biz 'Kürtlerle' değil, müttefikimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin yeminli düşmanı PKK ile ittifak yaptık. Bu politikayla bir Türkiye-PKK savaşının tohumlarını ekiyorduk ve Türkiye’yi Rusya’ya doğru itiyorduk.”
İşte Trump, Obama’nın PKK ile yaptığı bu ittifakı sonlandırıyor. Aslında bu ittifakı daha önce sonlandırmak ve Türkiye ile ilişkileri tamir etmek istemişti ama Amerikan güvenlik bürokrasisi ona itaat etmek istememişti. Zira Türkiye ile hesapları sadece Suriye ile ilgili olmadığı gibi PKK/YPG ile ilgili hesapları da sadece Türkiye ile ilgili değil.
PKK/YPG ve FETÖ gibi terörist örgütlerle iş birlikleri üzerinden Türkiye, İran ve bütün Orta Doğu’yu dizayn etmek istedikleri için Trump’ın bu kararına ateş püskürüyorlar. Çünkü Amerikan Başkanı bu kararıyla birlikte, en önemli enstrümanlarını ellerinden almış oluyor.
Allah bilir, S-400’ler konusundaki tutumuyla Türkiye’ye karşı yaptırım enstrümanını, Fırat’ın doğusuna dair kararıyla PKK/YPG enstrümanını ellerinden alan Trump’ın yarın da yeni bir kararla FETÖ enstrümanını ellerinden alacağı korkusuyla rahat uyuyamıyorlardır.
Peki, Trump neden bu tür kararlar alıyor?
Türkiye’yi çok sevdiği için ya da PKK/YPG gibi terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan hoşlanmadığı için mi?
Kuşkusuz hayır.
Trump döneminde de PKK/YPG’ye tırlar ve uçaklar dolusu silah verildiğine göre, Amerikan Başkanı yeri geldiğinde terör örgütleriyle iş birliğine onay verebiliyor.
Ayrıca “Türkiye ekonomisini mahvetmekle” ilgili tweetleri de Trump’ın Türkiye âşığı olmadığının açık göstergesi.
O zaman Amerikan Başkanı neden, aralarında yakın dostu Senatör Lindsey Graham’in de olduğu çok sayıda Amerikalıyı hayal kırıklığına uğratacak şekilde Suriye’den çekilme kararı alıyor?
Tweetlerine bakınca bunun cevabını görüyoruz:
“Ordumuzun, Amerika’yı sevmeyen insanların çıkarı için polislik rolü üstlendiği bu saçma sonsuz savaşlardan çekilmek için seçildim.”
“Amerika’nın bu, çoğu kabile savaşı olan saçma ve sonsuz savaşlardan çekilip, askerlerimizi eve getirme zamanı geldi.”
Bunların yanında, “Yüzyılın meydan okuması denizlerde, uzayda ve Asya’da. Türkiye-Suriye sınırında değil” ifadelerinin yer aldığı ve Türkiye’de askerî üsleri bulunan ABD’nin Türkiye ile Suriye yüzünden askerî bir çatışmaya giremeyeceğini ifade eden tweetleri de retweet yaptığını görüyoruz...
Orta Doğu’daki müttefiklerini kendisinden daha fazla uzaklaştıracak adımlar atmak yerine Asya’ya, denizlerdeki ve uzaydaki rekabete odaklanmak isteyen Trump’ın karşısında, Türkiye ve İran’daki iktidarlarla girdikleri mücadeleyi bir türlü kazanamayan ve kazanamayınca giderek daha agresifleşen, terör örgütleriyle iş birliği dâhil her türlü yola başvuran bir güvenlik bürokrasisi var.
Yalnız da değil bu güvenlik bürokrasisi.
Siyaset ve medya dünyası ile bazı lobilerden güçlü destekçileri var.
Trump’ın arada salladığı Türkiye’yi hedef alan tehditler onların etkisinin sonucu...
[Türkiye, 9 Ekim 2019].