SETA PANEL
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya İTÜ
Konuşmacılar: Prof. Dr. Meliha Altunışık ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Prof. Dr. Mustafa Aydın TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç Dr. Çağrı Erhan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Tarih: 2 Şubat 2006 Perşembe Saat: 14.00 - 16.30
Yer: SETA, Ankara
25 Ocak 2006 tarihinde Filistin’de yapılan seçimlerde, Filistin parlamentosunda çoğunluk seçimlere ilk kez katılan Hamas’ın oldu. 132 sandalyeli Filistin Meclisi’nde Hamas 76, El Fetih ise 43 sandalye kazandı. Seçim Komisyonu, Hamas'a zafer getiren seçimlere katılımın yüzde 77'yi bulduğunu açıkladı. Filistin'de seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanan Hamas'a karşı, ilk yaptırım tehditleri ABD ve İsrail'den geldi. ABD Başkanı George Bush, Hamas'ın şiddeti reddetmemesi ve İsrail'in yıkılması hedefinden vazgeçmemesi durumunda Filistin yönetimine sağladığı mali desteği keseceklerini açıkladı… Bu gelişmeler SETA'nın düzenlediği "Seçimler Sonrası Filistin" başlıklı panelde konunun uzmanlarınca değerlendirildi.
2 Şubat 2006 Perşembe günü SETA konferans salonunda gerçekleştirilen panelde sırasıyla Prof. Dr. Meliha Altunışık, Prof. Dr. Mustafa Aydın ve Doç. Dr. Çağrı Erhan’ın söz almasının ardından soru-yorum kısmına geçildi. Prof. Dr. Meliha Altunışık, genel olarak bu seçimlerin hem Filistin iç politikası açısından, hem Filistin sorunu açısından, hem de bölgesel gelişmeler ve politikalar açısından ne gibi sonuçları olabileceği üzerinde durdu.
Filistin seçimleri için Türkiye’den giden 17 kişilik gözlemci heyetinde yer alan Prof. Dr. Mustafa Aydın ve Doç. Dr. Çağrı Erhan, Hamas niçin iktidara geldi, bundan sonra Filistin’de neler olacak, bunun bölgeye, barış sürecine, Amerika’nın bölge politikasına etkilerinin neler olacağını tartışmanın yanı sıra seçim gözlemlerini de bizimle paylaştılar.
Prof. Dr. Meliha Altunışık:
“İşgal altında böyle bir seçim gerçekleştirmenin kendi içinde değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum.”
“Özellikle daha laik kesimler bunun kendileri için ve Filistin için ne demek olacağını tartışıyorlar. Yani İslami rejime doğru bir kayış gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi Filistin’de diye.”
“Hamas’ın tabi belediyecilik konusundaki deneyimleri ortada ve oldukça başarılı. Zaten bu seçim başarısını getiren hususlardan birisi bu belediyecilik konusundaki başarıları; ama tabi bununla Filistin’i yönetmek aynı şey değildir ve bu acaba gerçekleşebilecek mi?”
Amerika’nın ve Avrupa Birliği’nin Hamas üzerine baskıları yoğunlaştırdığını görüyoruz, bence burada yapılmak istenen bu baskılar yoluyla Hamas’ın kısa sürede dönüşümünü sağlayabilmek.”
Prof. Dr. Mustafa Aydın:
“Bu seçimler Filistin halkının taleplerini, arzularını ve beklentilerini yansıtacak ölçüde dürüst seçimler oldu.”
“Benim için işgal altındaki bölgelerde en önemli tecrübe seyahat özgürlüğünün nasıl kısıtlandığını ve aslında bir bütün Filistin’in olmadığını görmek.”
“Bugün ABD’nin ve AB’nin Hamas tek başına iktidar olursa biz yardım etmeyeceğiz demeleri çok önemli. Bu paralar gelmezse Filistin’in ekonomik olarak ayakta kalması, ne Hamas iktidarı altında ne de başka bir iktidar altında mümkün değil.” “İktidarın onları yumuşatıp yumuşatmayacağı bir tarafa, Hamas seçime girme kararını vererek, kendi içerisinde o tartışmayı yaparak, İsrail’le günün birinde bir şekilde görüşebileceğini, hatta onun varlığını bir noktada tanıyabileceğini ima yoluyla da olsa ortaya koymuş durumda.”
Doç. Dr. Çağrı Erhan:
“Bu son derece zamansız, son derece anlamsız ve ister Fatah kazansın, ister Hamas kazansın, İsrail’den başka kimsenin de işine yaramayan bir seçim oldu. Bugün İsrail’de dile getirilen endişeleri ben çok anlamlı bulmuyorum. Siyasi açıdan baktığınızda Filistin’in şu an içine düştüğü durum en fazla İsrail’in işine yarar.”
“Hamas bir terör örgütü müdür? Bu ciddi bir sorun. Çünkü Amerika Birleşik Devletlerine göre Hamas bir terör örgütüdür. Avrupa Birliğine göre Hamas bir terör örgütüdür. Türkiye Cumhuriyetine göre de Hamas bir terör örgütüdür. … Fatah’ın kendisi bir terör örgütü değil miydi? 1991’e kadar, Madrid barış sürecine kadar, bunlar barış masasına oturana kadar, bunları terör örgütü olarak tanımıyor muydu Amerika Birleşik Devletleri? … Ortadoğu coğrafyasında bir örgütün terör örgütü olup olmaması, yaptığı eylemlerden ziyade başka bir takım dinamiklere bağlı.”
“Türkiye arabuluculuğa soyunmamalıdır. Ama arabulucu olabilecek bir takım güçlere de, bunlar klasik olarak İskandinav ülkeleri olabilir, Avrupa Birliği olabilir, başka biri olabilir, gerekli desteği vermelidir.”