Yukarıdaki iki sual, iki ayrı dünyanın sorularıdır. Elbette aynı vakıa için sorular olduklarında. Bu sorular yaÅŸanan bir kriz, sorun veya engel karşısında tutumunuzu belirler. Birisinden siyaset çıkarken, diÄŸerinden siyaset düÅŸmanlığı çıkar. Bir soruna dair her iki soru da sorulabilir. Lakin teorik olarak her iki soru da aynı anda kullanılabilir olmakla beraber, aralarında hiyerarÅŸi kaçınılmazdır. Meselenin kırılma anı tam da burasıdır.
Çok geriye gitmeden, sadece son bir kaç yılın siyasi bilançosu bile, bu suallerin hiyerarÅŸisini, kimin nasıl kurduÄŸunun da hikayesidir aslında. Elbette hiyerarÅŸinin nasıl olacağına dair verilen karar, ortaya çıkan neticeyi ve maliyeti de belirlemiÅŸtir.
‘Ne yapmalı?’ suali devrimcidir. Neredeyse konforlu hiçbir an ve alan sunmaz size. Her seferinde en engebeli, en zahmetli yolu tercih ettiÄŸiniz hissini verir. Menzili ve istikameti bellidir. Ufak sapmaların bile hemen hissedilmesini saÄŸlar. Kararlı olmayı icbar eder. Normları amorf dünyadan kurtarır ve kararlara dönüÅŸtürür. Kararsızlığın alanı olabildiÄŸince daralır. Alınan kararın aktif veya pasif bir içeriÄŸe sahip olması neticeyi deÄŸiÅŸtirmez. Bazen en kanlı, en canlı kavgalar için; bazen de her sınırı zorlayacak kadar sabretmek içindir alınan karar. Tarafsızlığın da alanı daralır. Daha doÄŸrusu bir imkansız çaba olan tarafsızlıktan insanı kurtarır. Ä°nandığın gibi görünmen, göründüÄŸün gibi inanman için alan açar, cesaret verir. Kazaları çok, düÅŸüÅŸleri sık, krizleri fazladır. Her üçünü de en hızlı ve yarayla da olsa atlatır.
‘Ne yapmalı?’ suali siyasal bir sorudur. Gerçekçidir. Cevabı çoÄŸulcudur. Tercihleri hızla kararlara dönüÅŸtürür. Adaletin tecellisi, imkân varsa gecikmez. Ä°stisnaya hak ettiÄŸi deÄŸerin verilmesini saÄŸlar. Bu yolla kaideler bir anlama kavuÅŸur ve hukuk düzeninin kurulmasına imkân doÄŸar. Åžeffaflığı icbar eder. Gizli ajanda kuramaz. Maslahat üretir, kararların mesnedinde illetin deÄŸiÅŸimini gözetir. Kelimenin tam anlamıyla ÅŸimdiki zamanda yaÅŸar. EÅŸ zamanlama krizleri içerisinde anakronizme düÅŸmez. ‘Uzun vaded e’ hepimizin öleceÄŸine iman eder. Öznenin kendisi olduÄŸunu verili bilgi olarak kabul eder. Bu emaneti baÅŸkalarına vermez. Ucuz pahaya emaneti satmaz. Yarın emanetin sahibinin soracağı hesabı unutmaz.
‘Nasıl görünür?’ suali, eÄŸer ilk sorulan olursa, anti-siyasal bir sorudur. BaÅŸtan, irade transferiyle baÅŸlar. Edilgen bir pozisyon, diÅŸi bir tıynet inÅŸa eder. Gizli öznesi ‘kime göre’ olduÄŸundan, cevap da baÅŸkasının, tek tip ve bellidir. Pozisyon alınmak istenmeyen durumların sorusudur ‘Nasıl görünür?’. Günü kurtarır. Yarını yok eder. Åžimdiki zamandan kaçar ama gelecek de inÅŸa edemez. Bir sömürge sorusudur ve kolonyal özne ruh hali inÅŸa eder. ‘Siyah deri, beyaz maske’ travmasının en trajik halleri yaÅŸanır. Zaman içerisinde ‘ev zencisi’ hali içselleÅŸtirilir, tarla zencilerinin can sıkıcı hallerine de katlanmak en zahmetli iÅŸe dönüÅŸür.
Osmanlı son döneminden bu yana ‘nasıl görünür’ suali hep soruldu. Maalesef, ‘ne yapmalı’ dünyası çoÄŸu kez kaybetti. Kemalizm neredeyse baÅŸtan aÅŸağı ‘nasıl görünür’ dünyasının teolojisiyle asra yakın zamanı millete zehir etti. En son, 17 Aralık’la, zuhuratına artık herkesin ÅŸahitlik ettiÄŸi, ‘paralel yapı’ üzerinden, ‘Nasıl görünür’ aklının en sefil halleri ortaya saçıldı. Bugünlerde, 2011 seçimlerinden bu yana benzer bir gerilimi yaşıyoruz. ‘Nasıl görünür?’ dünyasının farklı kılık ve ideolojilerdeki tezahürleriyle ‘Ne yapmalı?’ dünyası karşı karşıya gelip duruyor.
‘Nasıl görünür?’ dünyası, post-kolonyal bir odak olarak ‘Ne yapmalı?’ dünyasının karşısında anti-siyasal pozisyonu tahkim ettiÄŸine ÅŸahitlik etmeye devam edeceÄŸiz. Siyasal karşıtlığı derinleÅŸtikçe kendisini otoriterleÅŸme, kutuplaÅŸma ve diktatörlük ezberleriyle ifade edecek. Bu durumun bir kırılma anı olacak elbette. Lakin inÅŸa ettikleri nihilist tasavvurun sınırını zorlamaları gerekiyor. ‘Ne yapmalı?’ dünyası ise inÅŸa döneminde bu tasavvuru da yönetmek zorunda olduÄŸunu fark etmeli.
[Star, 24 Nisan 2014]