Irak 20 Mart 2003`ten beri ABD işgali altında. Irak, işgalin 7. yılında, 7 Mart’ta genel seçimlere gidiyor. Irak anayasasına göre 31 Ocak’tan önce yapılması gereken seçimler, seçim yasası üzerindeki anlaşmazlıklardan dolayı iki ay sonraya, Mart 2010’a ertelendi. İşgal altındaki Irak’ta etnik-mezhepçi siyasi kutuplaşma seçimleri yine baskı altına almış durumda. Ancak, son iki yıldır, ABD’nin SOFA antlaşmasını imzalamasından bu yana, Irak’lılar için işgalin –naif bile olsa- 2011’de bitme ihtimali belirmiş oldu. Bu ihtimal bile Irak’ta merkezi eğilimlerin güçlenmesine, etnik veya mezhepçi yaklaşımların nispeten daha durağan kalmasına yol açtı.
Lakin 2010’la birlikte seçim sath-ı mailine girildiğinden beri şiddetin hızla yükselerek grupları merkezden kopararak işgalin icat ettiği kamplarına ya da kafeslerine itmekte nispeten başarılı olduğunu söylemek gerek. Özellikle kırsal kesimlerde, son saldırılarla etnik-sekteryan fay hatları çok daha kolay harekete geçerken; şehir merkezlerinde aynı hareketliğin geçerli olmadığı aktarılmaktadır. Şehir merkezleri, ortalama bir Irak’lının temel arzusunu dile getirmektedir: İşgale son verilsin, günlük hayatta temel ihtiyaçlara (güvenlik, elektirik, temiz su vb.) ulaşımda bir sıkıntı olmasın.
Irak’ta seçimlerde partilerden ziyade koalisyon blokları yarışmakta. Bazı bloklar içerisinde farklı etnik ve mezhepten Irak’lıları barındırmakta. Bu bile Irak’ta yükselen ‘Iraklılık’ duygusunu görmek için yeterli. Hemen her grup tek başına iktidara gelemiyeceğini çok iyi biliyor. Bütün kesimlere ulaşmanın basit bir siyaset teknolojisi olan koalisyon blokları devreye giriyor. Bu bloklar şunlar: Irak Milli İttifakı 2005 seçimlerinde mecliste %47 oranında sandalyeye sahip Müttefik Irak İttifakı’nın (MIİ) devamı ve öne çıkan ismi İbrahim Caferi; 2005’teki MIİ’nın bir başka devamı ise Kanun Düzeni İttifakı (Nuri El Maliki); Irak’ın Birliği İttifakı 2005’te mecliste %16 civarında sandalyesi bulunan Irak Mutabakat Cephesinin (IMC) devamı (Cevad Al-Bolani); Irakiyye de IMC’nin bir devamı olan hareket (İyad Allavi ve Tarık Haşimi); Irak İttifakı da IMC’nin devamı olarak seçimlere giriyor (Eyad Al-Semarai) ve son olarak 2005’te meclis sandalyelerinin %19’unu alan Kürdistan İttifakı (Barzani ve Talabani). Bu ittifakların dışında Şiilerin bastırmasıyla, Baasçı olmakla suçlanarak seçimlerden dışlanan kalabalık bir liste de bulunmakta. Irak, işgalin 7. Yılında yapacağı genel seçimlerine üç baskı altında giriyor: Amerikan işgali, bölgesel güçler ve etnik-mezhepçi siyasi bölünmüşlük. Bu üç baş edilmesi oldukça güç baskının ortalama Irak’lıya yansıması ise gündelik hayatın zehir olması. 7 Mart seçimlerinde gündelik hayata dair daha fazla umut vermeyi başaran ittifakın daha güçlü çıkacağı aşikar. Öyleki, onyıllardır kaos içerisinde olan Irak’ta, hiç bir dönem, sıradan Irak’lıların Amerikan işgali sonrası diktatörlük dönemlerini bile aramalarına şahitlik etmemiştir. Seçimden şimdiden galip çıkacak irade de bellidir: Irak’lıların, ABD’yi Saddam’a; Saddam’ı da Amerika’lılara tercihe mahkum olmadığına inanan ittifak uzun vadede kazanan olacaktır. Irak’ta işgalin 7. Yılına ve seçimlerin bölgesel jeopolitiğine değinmeye devam edeceğiz… Habertürk - 07.03.2010