SETA > Yorum |
Bu Ä°ÅŸte Bir Terslik Var

Bu Ä°ÅŸte Bir Terslik Var!

Ankara, DAİŞ ile mücadelede yeni ve önemli adımlar atsa da hatta Başbakan Davutoğlu "DAİŞ'i topyekûn biz bitirebiliriz" tonunda bir söyleme geçmiş olsa da uluslararası medyada "DAİŞ'e destek" suçlaması hız kesmiyor.

Sanki 1 Kasım seçimlerinde tek başına AK Parti hükümeti kurulmamış gibi iç istikrarı zedeleyecek eylemler ve söylemler yükseltiliyor. Devletin PKK terörü ile mücadelesini aksatmaya yönelik çabalar yetmezmiÅŸ gibi yeni Anayasa maratonuna baÅŸlayacak CHP "diktatör bozuntusu" söylemiyle siyaseti germeyi tercih ediyor. Yeni Parti meclisinde "Alevici" siyasetçilerin ağırlık kazandığı CHP, "özgürlükçü demokrasi" söylemi ile sert bir mücadeleye hazırlanıyor.

Önseçim uygulaması organize grupların aşırı temsilini getirmiÅŸ görünüyor. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri CHP milletvekili profilini "kimlikçi" bir yöne doÄŸru dönüÅŸtürmüÅŸtü. Åžimdi de Parti yönetimi gerektiÄŸinde sokakları da örgütleyebilecek, dinamik ve sert siyasetçilerin eline geçti. KılıçdaroÄŸlu'nun yeniden "diktatör" söylemine sarılmasında bu yeni durumun da bir etkisi olduÄŸunu düÅŸünenlerdenim. Bu yeni gidiÅŸat orta vadede CHP yönetimi ile geleneksel tabanı arasında keskin bir kopuÅŸ üretebilir. Merkez solu toparlayarak AK Parti'yi dengelemesi gereken bir parti daha ayrışmış, tepkisel ve kimlikçi bir yere sürüklenebilir.

GeçmiÅŸinde etnik ve mezhebi farklılıkları reddettiÄŸi için eleÅŸtirilen CHP'nin tam aksi yönde "aşırı kimlikçi" bir yöne savrulması da siyasi hayatımız için ciddi tehlikedir. Elbette Alevilerin kimlik taleplerinin karşılanması demokrasimizi konsolide edecek bir süreçtir. Ancak bunun "demokratikleÅŸme" perspektifi içinde gerçekleÅŸmesi gerekir. Kimlikçi siyasetin kutuplaÅŸmasına sürüklenmesi bugün OrtadoÄŸu'da hükümferma olan sekteryan çatışmayı ülkemize taşıyan kanalları besleyebilir. Bu yüzden siyasi kapışmaların "Sünni çoÄŸunluÄŸun karşısında Alevi azınlığın hakları" baÄŸlamından uzak tutulması gerekir. Daha ileri giderek bunun AK Parti karşısında radikal "Kürt ve Alevi muhalefet" formatına bürünmesi Suriye'nin ateÅŸini içeriye davet etmektir.

Evet bu iÅŸte bir terslik var. Ankara, DAÄ°Åž ile mücadelede yeni ve önemli adımlar atsa da hatta BaÅŸbakan DavutoÄŸlu "DAÄ°Åž'i topyekûn biz bitirebiliriz" tonunda bir söyleme geçmiÅŸ olsa da uluslararası medyada "DAÄ°Åž'e destek" suçlaması hız kesmiyor. En son örneÄŸini Independent yazarı Robert Fisk'in makalesinde bulabilirsiniz. Fisk, Pakistan'ın Taliban ile yaptığı iÅŸbirliÄŸi üzerinden Türkiye- DAÄ°Åž benzetmesi yapmış. Ve radikal militanların geçiÅŸine göz yumma iddiasını daha ileri götürerek Türkiye'de "DAÄ°Åž'in bazı unsurlarının devlet aygıtlarına sızdığı" sonucuna varmış. Dikkat edin! Bu "sonuç" Türkiye'nin DAÄ°Åž'in ülke içindeki ÅŸebekelerini çökerttiÄŸi, Ä°ncirlik'i ABD uçaklarının DAÄ°Åž'i bombalaması için kullanıma açtığı bir dönemde çıkarılıyor. Türk topçularının sık sık DAÄ°Åž hedeflerini vurduÄŸu ve ABD BaÅŸkan Yardımcısı Biden'ın daha etkin iÅŸbirliÄŸini müzakere amacıyla Ankara'ya geldiÄŸi günlerde yazılıyor.

AK Parti iktidarı Türkiye'sini Ä°ran'a, Malezya'ya, Pakistan'a ve son dönemde Fas'a benzeterek "çöküÅŸ edebiyatı" kuranlara alıştık. Ancak bence "Pakistan" benzetmesi bunlar arasında en etkilisi. Türkiye ile Pakistan'ın yaÅŸadıkları birbirine çok benzer olduÄŸundan deÄŸil. Ne toplumsal- etnik- dini yapılanmalar benziyor. Ne de Suriyeli mülteciler Pakistan'daki Afganlar gibi bir "sosyalleÅŸme" sürecinden geçiyor. Ve ne de Türkiye'nin DAÄ°Åž politikası Pakistan'ın Taliban politikasına benziyor. Sözgelimi, Pakistan istihbaratının Taliban'la kurduÄŸu iliÅŸkinin Türkiye örneÄŸine uymadığı çok açık. Ancak Pakistan benzetmesini bir sebeple önemsiyorum. O da "otoriterleÅŸme- diktatörlük," "Ä°slamlaÅŸma," "Sünnicilik" ve "Suriye'ye fazla müdahil olma" suçlamalarını bir araya getiren ÅŸemsiye bir kavramlaÅŸtırma olması. Türkiye halkının gözünü korkutacak somut bir iflas örneÄŸi...

Evet; içte ve dışta "diktatörlük-mezhepçilik" tartışması etrafında ortam geriliyor. Bu iÅŸin tersliÄŸi Suriye barış görüÅŸmeleri hızlanırken Türkiye'nin denklem dışına çıkarılma isteÄŸidir. "DAÄ°Åž'in devlete sızdığı" suçlaması da CHP'nin kimlikçi radikalleÅŸme temayülü de Ankara'yı Suriye masasından düÅŸürme amacına hizmet edebilir.

[Sabah, 22 Ocak 2016]