23 Haziran İstanbul seçimlerinin bariz özelliği bir nevi ikinci tur olması. Seçmen tercihini gözden geçirecek. Kazanmasını ya da kaybetmesini istediği adayın kim olduğunu yeniden düşünecek. Kampanya stratejileri de söylemleri de buna göre şekilleniyor. İstanbullu'nun önünde başa baş geçen ilk yarışın iki adayı var: Yıldırım ve İmamoğlu. Kritik soru ikinci turun daha önceki 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 seçimlerindeki gibi bir fark oluşturup oluşturamayacağı.
***
Bu ikinci turda sonuca en fazla etki edecek kesim, muhafazakar seçmen. Yani İstanbul'u Yıldırım'ın mı İmamoğlu'nun mu yöneteceğine muhafazakar seçmenler karar verecek. Bu seçmen kümesi içerisinde AK Parti'ye birçok seçimde oy verip de küsenler, kızanlar var. İslami-muhafazakar hassasiyetleriyle bilinen Saadet Partisi tabanı, MHP'li ve Kürt seçmen var. Muhafazakar seçmenin bu kritik rolü 31 Mart seçimlerinde CHP adayı tarafından titizlikle kullanıldı.
Soğuk kutuplaştırma CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, seküler HDP seçmenine çalışırken, İmamoğlu ağırlıklı olarak AK Parti'ye yakın muhafazakar seçmeni hedefledi. Sahici bulunmayan bütün jestlerini bu seçmen kümesine yönelik yaptı. İslami-muhafazakar sembolleri abartılı şekilde kullanarak dindarlık, muhafazakarlık algısı oluşturmaya çalıştı. Muhafazakarların şehirdeki yaşam alanlarını daraltmayacağı imajını verdi. Arkasındaki CHP-İP ve HDP ittifakını "seküler öfkesini" muhafazakar seçmen nezdinde gizledi. Kazanması durumunda şehrin yönetiminde bariz etkisi olacak Canan Kaftancıoğlu'nun dine uzak hatta karşıt bulunan pozisyonunun üstünü örttü. CHP adayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşıt kesimlerin öfkesini yöneterek 23 Haziran seçimlerini almak istiyor. 31 Mart'ta kullandığı "radikal sevgi" gösterisini bir seçim taktiği olarak yine kullanıyor. Konuşmalarında önce "demokrasi ihaneti" diyerek öfkeyi tetikliyor, yuhalama başlayınca da "hayır yuhalamayın, sevin, onlara gülün" diyerek öfkeyi soğutma eylemine geçiyor. Yani, CHP tabanındaki radikal öfkeyi hem diri tutuyor hem de sevgi söylemi ile şahsının söylemi etrafında gizliyor. Bu taktiğin nasıl çalıştığı Yıldırım'a verilen tepkide görüldü. Yıldırımın, operada "her şey güzel olacak" cümlesiyle yuhalanması bir hoşgörü gösterisi değildi. Öfkenin yeni bir formla ifadesiydi. Kadife eldiven altında yumruğun gösterilmesiydi. CHP adayının taktiğine "soğuk kutuplaştırma" diyebilirim. Olumlu bir cümlenin arkasına öfke saklanıyor.
***
İmamoğlu'nun söylemi sosyal medyadaki "sizi tarihten sileceğiz" şeklindeki siyasi kararlılığı gizleyemiyor. AK Parti'ye "devri sabık yaratma" arzusundaki kesimlerin niyetini örtmüyor. Kaldı ki, CHP adayının "kucaklama ve sevgi" söylemi CHP içindeki sahici bir özeleştiriye dayanmıyor. Bu yüzden İstanbullu muhafazakar seçmen kritik bir karar verecek. AK Parti küskünleri "partimi cezalandırayım" derken yaşam alanlarını daraltmayı mı seçiyorlar? Saadet Partisi tabanı kendi adayına oy verdiğinde CHP adayına yarayacağını artık biliyor. Muhafazakar Kürtler sandığa gitmemenin sonucunu kestirebiliyorlar. Şimdi bu seçmenler "öfkesini" gizleyen bir partinin adayını seçerek yaşam alanlarını riske atacaklar mı? Yoksa bildikleri AK Parti tecrübesine Yıldırım ile devam mı diyecekler?
[Sabah, 21 Mayıs 2019].