Biz Türkiye'de kurgulanmış seçimlere alıştık. Biden bile bunu açıkça ifade etti. Muhalefeti birleştirip Erdoğan'ı devirmek istediklerini kulaklarımızla duyduk. Ama görüyoruz ki, stratejik oy kullanmaya dayalı hesaplamalar sadece Türkiye'ye has değil. Biden ve destekçileri Amerika'daki seçimleri de şablonlar üzerinden düşünerek hareket ediyor. Bunun göstergelerinden biri de Biden'ın başkan yardımcısı tercihi oldu. Belki de dayatma desek daha doğrudur. Kamala Harris'in başkan yardımcısı olarak belirlenmiş olması bir tesadüf değil. Bütün planlar Trump'ı devirmek üzerine yapılıyor.
Trump'ın iktidara gelişi başta Demokratlar olmak üzere herkes için büyük bir sürpriz olmuştu.
Yapılan araştırma ve değerlendirmelere göre Trump büyük oranda Amerika'nın orta sınıflarından oy almıştı. Bu sınıfların birkaç ortak özelliği var. Amerikan merkezli küresel sermaye, yatırımlarını Amerika yerine küresel ölçekte yaptığı için orta sınıfların önemli ölçüde bir refah kaybına uğradığını düşünüyor. Bu nedenle Amerikan merkezli sermayeyi Amerika'ya geri getireceği sözünü veren Trump bu sınıflar için tercih edilir hale gelmişti.
Bu sınıfların en fazla nefret ettiği iki grup var. Birincisi toplumun üst sınıfları ikincisi ise alt sınıfları.
Hillary Clinton büyük oranda küreselcileri temsil eden bir aday olduğu için tepkisel oy kullanımları Trump'ı ön plana çıkarmıştı.
Böyle bir okumadan hareket eden Demokratlar orta sınıfların beklentilerini karşılamak yerine Clinton'dan bir farkı olmayan ve üst sınıflara hitap eden Biden'la yeniden deneme kararı aldı. Yardımcısı Kamala Harris ise alt sınıfların memnun olacağı bir aday olarak düşünülüyor. Bu plan ana kitleye karşı alt ve üst sınıfları birleştirme gayretidir. Tabii Kamala Harris'in kişisel geçmişi alt sınıfları tam temsil etmese de en azından yeni nesil göçmen ebeveynlere sahip olması en azından görüntüyü kurtarıyormuş gibi görünüyor.
Ama asıl sorun bu değil. Küreselcilerin kurgusu iki sınıfı birleştirebilir mi bilinmez ama Trump'ın destekçilerine hiç hitap etmiyor. Yani orta sınıfların beklentilerini yansıtmıyor.
Amerikalı değil. Baştan sona küreselci bir plan. Bu nedenle Demokratların isim belirleme performansı pek de parlak değil diyebiliriz. Aksine Trump destekçilerini tahkim edici bir sonuç çıkabilir.
Dikkat ederseniz küreselci ve yerelci gerilimi sadece Türkiye ve Amerika'da değil tüm dünyada kutuplaşmaları beslemeye hizmet ediyor. Stratejik planlamalar çerçevesinde toplumlar karpuz gibi ortadan ikiye ayrılıyor. Küreselcilerin toplumların ana kitlelerini göz ardı eden hırslı planları bunun baş sorumlusu. Ellerindeki medya gücüyle her türlü manipülasyonu yapabileceklerini ve kurgular sayesinde seçim kazanabileceklerini düşünüyorlar. Ama toplumun ana kitlelerini oluşturan yerli ve orta sınıf seçmenleri göz ardı ediyorlar.
Bu nedenle Trump kaybederse ancak kendi hatasıyla kaybeder. Pandemi sürecinde artan işsizlik en büyük sorunu. Bunun olumsuz etkilerini azaltacak tedbirleri alabilirse kendine karşı yapılan büyük kurguyu yine bozabilir. Türkiye'de biz bunu defalarca gördük.
[Sabah, 25 Ağustos 2020].