Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası toplumların, güçlü devlet kapasitesine yönelik bir beklentisinin oluşacağını belirterek, "Yerlileşme ve millileşme meselesi bundan sonraki süreçte en liberal ülkelerin bile tartışma konularının başında gelecek." dedi.
Miş, SETA tarafından düzenlenen "Web Seminer Dizisi" kapsamında "Kovid-19 Sonrası Ulusal Siyasetlerde Değişim ve Yönelim" adlı sunum yaptı.
Salgının insanlar ve toplumlar üzerindeki etkisinin farklı ülkelerde benzer şekilde olduğuna işaret eden Miş, krizin yönetilip yönetilememesine göre sonuçların farklılaştığını vurguladı.
Miş, krizin ortaya çıkardığı sonuçların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğine dikkati çekerek, "Hem hükümetler düzeyinde hem de toplumlar düzeyinde bu kriz geçtikten sonra insanlar şu soruyu soracak; yanlış giden neydi, kriz niçin kötü yönetildi? Bunlar toplumsal hafızada önemli bir yer oluşturacak. Toplumsal hafıza, iktidarların topluma uyguladığı siyasetleri neticesinde şekillenecek." diye konuştu.
"Güçlü devlet kapasitesine yönelik toplumların bir beklentisi oluşacak"
Salgından sonra ülkelerin birçoğunda genel değişim eğilimleri görüleceğini dile getiren Miş, "Güçlü devlet kapasitesine yönelik toplumların bir beklentisi oluşacak. Acaba bu yeni dönemde devletin görevi ne olmalıdır? Yani klasik aydınlanma düşünürlerinin dediği gibi savunma, eğitim gibi belirli klasik görevlerle mi sınırlandırılacak devlet, yoksa tedarik zincirlerinin oluşturulmasından yatırımların hangi alana yapılacağına kadar devletin birçok sahada, piyasada etkin olup olmaması meselesi ulusal siyasetlerin tartışma konularından birisini mi oluşturacak?" ifadelerini kullandı.Miş, millileşme ve yerlileşme meselelerinin de yine ulusal politikalarda tartışılacağına değinerek, "Bilindiği gibi kriz sürecinde en önemli tartışma başlıklarından birisi, ülkelerin kendi kendine yeterlilikleri ya da tedarik zincirlerinde kopuş olup olmaması. Yerlileşme ve millileşme meselesi bundan sonraki süreçte en liberal ülkelerin bile tartışma konularının başında gelecek." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kriz dönemindeki etkisi
Krizi iyi yönetemeyen siyasi partilerin ve liderliklerin krizden sonra düşüşe geçeceğini belirten Miş, insanların herhangi bir kriz anında ülkelerini sulh ve selamete çıkarabilecek siyaset arayışlarına girecekleri yorumunu yaptı.Miş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kriz dönemindeki etkisi üzerine değerlendirmelerde bulunarak, şunları söyledi:
"Bu dönemde bütün bakanlıklar hızlı bir şekilde koordine olabiliyor. Bürokrasi yine kriz süreçlerinde hızlı bir şekilde harekete geçirilebiliyor. Aynı zamanda bakanlıklar arasında, kurumlar arasında iletişim stratejilerine varıncaya kadar her şey çok hızlı bir şekilde devreye sokulabiliyor. En nihayetinde de Cumhurbaşkanı, sistemde yürütmenin başı olarak da bütün süreçleri bir şekilde hem kontrol edebiliyor hem alınacak kararları daha da hızlandırabiliyor. Dolayısıyla Türkiye'de kurumların etkinliğinin artırılması, karar mekanizmalarının hızlandırılması gibi başlıklarda cumhurbaşkanlığı sisteminin önemli olduğunu vurgulamak gerekir."
[AA, 1 Mayıs 2020]