-
Koronavirüs salgınının ekonomik maliyeti nedir?
Bu gelişmeler sonrasında küresel ekonomik büyümeye yönelik projeksiyonlar kayda değer oranda değişmiştir. OECD açıkladığı baz senaryosunda virüs salgınından kaynaklı olarak küresel büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,4’e çekmiştir. OECD’nin kötümser senaryosunda küresel ekonomik büyümenin yüzde 1,5’e kadar gerileyebileceği öngörülüyor. Asya Kalkınma Bankası ise en kötü senaryoda virüsün küresel ekonomiye toplam maliyetinin 347 milyar dolara (küresel ekonominin yaklaşık yüzde 0,5’i kadar) kadar çıkabileceğini tahmin etmektedir. Virüsten kaynaklı zararın hizmetler sektörü başta olmak üzere ekonomilerin geneline yayılması kuvvetle muhtemeldir. Belirsizliklerin çok yüksek olduğu böylesi bir dönemde yılın geneline dair nokta atışı büyüme ve maliyet tahmini yapmak imkansızdır. Küresel ekonomik büyümenin virüsten kaynaklı olarak 2020’de ne kadar zarar göreceği öncelikle salgının bahar ayları içerisinde kontrol altına alınıp alınamamasına bağlı olarak değişim gösterecektir. Alınan ekonomik tedbirlerin etkinliği de diğer bir temel belirleyici unsurdur.
-
Salgın sonrası nasıl bir küresel ekonomi ile karşı karşıya gelinebilir?
Virüs çalışma koşullarında da ciddi değişimlerin önünü açabilir. Yeni nesil teknolojiler sayesinde daha kolay hale gelen esnek çalışma saatleri ve evden çalışma modelleri daha hızlı şekilde yaygınlık kazanabilir. Bu trend özellikle hizmetler sektöründe kendini daha derinden hissettirecektir. Bununla birlikte bireylerin turizm, hijyen ve sağlık alanlarına yönelik tüketim alışkanlıklarında da değişimler gözlenebilir.
Birçok ülke virüs salgınının ekonomi üzerinde yaratacağı tahribatı mümkün olduğunca asgari düzeylerde tutmak için eşine az rastlanır miktarlarda genişletici maliye politikası paketleri açıklamaya başlamıştır. Para politikalarının yetersiz kalacağı bu ortamda mali teşvikler son derece gereklidir. Şu aşamada ülkeler genişletici maliye politikalarının maliyetini ve olası yan etkilerini düşünecek durumda değildir. Ancak virüs salgını atlatıldıktan belli bir süre sonra artan bütçe açıklarının nasıl finanse edileceği ve kamu borç seviyesinin nasıl yönetileceği düşünülmeye başlanacaktır. Bu noktada halihazırda 250 trilyon doların üzerinde olan ve önümüzdeki dönemde daha hızlı artacak küresel borç seviyesinin sürdürülebilir makul seviyelere indirilmesiyle ilgili uluslararası ölçekte bir “saç tıraşı” (borç silinmesi) gündeme gelebilir. Ülkeler kendi içerisinde ise bütçe açıklarını kapatmak için yüksek gelirli grupların aleyhine olacak şekilde ciddi vergi reformlarına imza atabilirler. Küresel borç ve vergi reformlarına yönelik hem ulusal hem de uluslararası ölçekte güç mücadeleleri yaşanabilir. Son olarak birçok ülkenin sağlık sisteminde köklü reformlara gitmesi de sürpriz olmayacaktır.
-
Koronavirüs salgınının ortaya çıkardığı ulusal ve uluslararası güvenlik riskleri nelerdir?
Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak 2020'de yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor. (AA)
-
Koronavirüs salgını küresel sistemde nasıl bir etki ortaya çıkarır?
Kötü senaryo gerçekleşerek salgının kontrol altına alınamaması durumunda ise ortaya çıkaracağı enkaz küresel sistemin temel sütunlarının yeniden yapılandırılmasını beraberinde getirebilir. Aktörler bazında ABD’nin küresel liderliğinin sorgulanması daha da sert bir noktaya taşınabilir hatta bazı senaryolara göre Washington yönetimi küresel liderliğini kaybedebilir. Çin gibi aktörler bu süreçte kendi küresel rollerini yeniden konumlandırarak yeni liderlik için daha sert manevralar yapabilir. Uluslararası kurumların kapasite ve krizle baş etme konusunda zayıflıkları nedeniyle yeniden yapılandırılmaları söz konusu olabilir. Uluslararası rejimler ise en çok sorgulanan olguların başında yer alabilir. Küreselleşme, uluslararası tedarik zinciri, uluslararası havacılık ve mobilizasyon düzenlemeleri de kökünden değişebilir.
Her durumda salgın sonrası ABD-Çin geriliminin kriz öncesi duruma göre daha farkı seyredeceğini söyleyebiliriz.
-
Koronavirüs salgını Ortadoğu’yu nasıl etkiler?
Zengin Körfez ülkeleri ise fonlarını tüketme pahasına kendilerini korumaya çalışacak olsalar da üretim ekonomisine sahip olmadıklarından ve gıda güvenliği açısından ciddi zora düşmeleri muhtemeldir. Suriye ve Yemen gibi çatışma bölgelerinde sağlık sisteminin neredeyse çökmüş durumda olduğunu da göz önüne aldığımızda Koronavirüsün kontrol edilmesinin hiçbir şekilde mümkün olmadığı değerlendirilebilir. Virüs yayıldıkça toplumsal olayların tetiklenmesi de söz konusu olabilir. Eğer virüs mevcut hızıyla yayılmaya devam ederse Ortadoğu’da güçlü devlet aygıtlarına sahip, üretim ekonomisi ve gıda güvenliği sağlayabilen birkaç ülke ancak ayakta kalabilecektir. ABD gibi bölgede asker bulunduran ülkeler ise askerlerini kendi sorunlarıyla mücadele etmek için ana vatana çekmeye başlayabilirler. Bu durum Ortadoğu’da Arap Baharı ve Suriye iç savaşı nedeniyle zaten yıpranmış olan bölgesel mimarinin iyice tahrip olmasına da neden olabilir.