2015 yılı 2. çeyreği, hem küresel ekonomideki birçok gelişmenin hem de Türkiye’de yaşanan başta 7 Haziran genel seçimi olmak üzere iç dinamiklerin etkili olduğu bir süreç olmuştur. Küresel ekonomiye bu çeyrekte Yunanistan’da yaşanan olaylar damgasını vururken, 2014 yılının son aylarında ilk kez açıklanan ve henüz bir girişimde bulunulmayan Amerikan Merkez Bankasının (FED) faiz artırımına yönelik girişimleri bu çeyrekte de küresel ekonominin şekillenmesinde etkin rol oynamıştır. FED’in faiz artırılmasına koşul olarak gösterdiği tarım dışı istihdam ve büyüme verilerinin beklentilere yaklaşması faiz artırımının 2015 yılı içinde gerçekleşme ihtimalini güçlendirmiş ve bu durum dolarda dalgalanmalara neden olmuştur. Diğer taraftan Yunanistan’ın kreditörleriyle üçüncü kurtarma paketinde uzlaşamaması ve IMF’ye Haziran ayında ödemesi gereken borcunu ödememesi ile ilgili yaşanan belirsizlik, euroda ciddi dalgalanmalara sebebiyet vermiştir. Euro ve dolarda yaşanan bu durumun Türkiye ekonomisine yansımaları ise döviz kurlarında yaşanan artışlarla kendini göstermiştir. 2015 yılı 2. çeyreğine etki eden iç dinamiklere bakıldığında ise 7 Haziran seçimi öncesi ve sonrasında yaşanan belirsizlik ortamının yanında otomotiv sektöründe Mayıs ayında başlayan ve üretimde ciddi aksaklıkları beraberinde getiren grevlerden söz edilebilir. Bölgesel jeopolitik risklerin arttığı bu çeyrekte eş zamanlı yaşanan bu gelişmeler ihracat performansının daha da düşmesine neden olmuştur. Bu bağlamda beklentileri aşan 2015 yılı 2. çeyrek büyümesi, ihracat kaynaklı olmaktan ziyade iç talebin desteklediği bir büyüme şeklinde gerçekleşmiştir..
Perspektif: GSYH 2015-II. Çeyrek ve 2015 İlk Yarı Değerlendirmesi
2015 yılı 2. çeyrekte gerçekleşen ekonomik büyümenin kaynağı nedir? Gerçekleşen ekonomik büyümede Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yeri nedir? 2015 yılı için hedeflenen ekonomik büyüme rakamı nasıl etkilenir?
Paylaş
Etiketler »
İlgili Yazılar