Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmaları Direktörü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, "Türkiye'nin önümüzdeki günlerde daha ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını beklemek lazım. Çünkü Türkiye'nin kendisinin aynı zamanda bir meydan okuyan güç olduğunu unutmamak lazım. Meydan okuyan güç, meydan okumalarla karşı karşıya kalacak." dedi.
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Toplum, İktidar ve Siyaset Kongresi, Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda başladı. İki gün devam edecek kongreye başta Ukrayna ve Filistin olmak üzere farklı ülkelerden akademisyenler ve konuklar katılıyor.
Kongrenin açılış oturumunda konuşan Prof. Dr. Muhittin Ataman, Batı dünyasının kendi değerleriyle kriz içerisinde olduğunu belirterek, Batı'nın bir kaç yüzyıldır uygulayageldiği siyasetin ötesinde bir siyaset izlemeye başladığını, kendi inandığı, yaymaya çalıştığı değerlere sırtını dönmesi, bunun dışında ayrı bir siyaset geliştirmesinin günümüzde yaşanan krizin temel nedenleri arasında olduğunu söyledi.
Batı'nın aynı zamanda kendi içinde de bir demokrasi krizi yaşadığını ifade eden Ataman, "Batı'nın demokrasiye bakışındaki sakatlık, dış dünyaya bakışında ortaya çıkar. Mesela bugün dünyanın neresinde demokratik bir gelişme olursa unutmayın ki, Batı orada ifsat peşindedir. Son 10 yılı dikkate aldığımızda Batı'nın demokrasisine müdahale ettiği devletler var. Bunlardan birincisi Mısır'dır. En dramatik olanıdır. Benzeri bir biçimde ABD ve diğer Batılı ülkelerin müdahalesiyle Ukrayna'da bir darbe yaşandı." diye konuştu.
15 Temmuzda darbe girişiminde Batı'nın tavrı
Türkiye'nin yaşadığı hain darbe girişiminde Batı'nın tavrının da dikkat çekici olduğuna işaret eden Ataman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz'da Batılı devletlerin buna katkı sağlamadığını söylemek imkansız. Zaten darbe teşebbüsünden aylar sonra İngiltere istisnası hariç, darbe girişimini kınayan bir Batılı devlet bile olmadı. Onun hikayesini hepiniz biliyorsunuz, çünkü siz de bunu yaşadınız bizimle. Türkiye'de darbeciler değil, darbe girişimine katılan insanlar değil, darbeyi engellemeye çalışan insanların Batı dünyasında eleştirildiğini söylesem yeterlidir. Batı'nın nasıl kendi değerlerine sırt çevirdiğini görmek açısından Venezuella'da yüzde binleri aşan enflasyonun yaşandığı bir süreç var. Bütün mesele ABD'nin istediği yönde bir siyaset yapmaması. İktidarın nasıl alaşağı edilmeye çalışıldığını hep beraber görüyoruz."
"Bugün itibariyle ABD, hegemon özelliğini kaybetmiştir" diyen Ataman, ABD'nin mutlak bir imha gücüne sahip olduğunu, bunu halen devam ettirdiğini ancak inşa etme gücünü kaybettiğini söyledi.
Ataman, "İstediği ülkede istikrarsızlık oluşturabilir. Bütün gücünü seferber ederse hükümetleri de iktidardan düşürebilir ama ABD, artık herhangi bir yerde, Latin Amerika'da bile artık düzen inşa etme durumunda değil." şeklinde konuştu.
"Türkiye, uluslararası sistemin adil bir biçimde yeniden dizayn edilmesini talep ediyor"
Türkiye'nin şu anda küresel ölçekte ABD'ye veya Batı'ya siyasi muhalefeti en doğrudan, en net şekilde yapan belki birinci ülke olduğunu anlatan Ataman, "Çin, hala muhalefet etme noktasında değil. Kendisi böyle görmek de istemiyor. Konfüçyüs anlayışının uzantısı olarak cepheye gitmeden, savaşmadan savaşı kazanmaya çalışıyor. Türkiye bir şekilde bu siyasi muhalefeti yapmak zorunda bırakıldı belki. Türkiye, hem BM'de hem NATO'da hem G-20'de bütün bu küresel platformlarda muhalefeti temsil etmeye başladı. Batı'daki teorilerde en az kullanılan kavramlardan biri adalettir. Türkiye, uluslararası sistemin adil bir biçimde yeniden dizayn edilmesini talep ediyor. 'Dünya beşten büyüktür' söylemi bu yönde yapılmış bir çağrıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Ataman, Türkiye'nin en azından kendi bölgesinde ya da bölgelerinde küresel güçlerin, istedikleri şekilde projeksiyonlar geliştirmesine karşı çıkmaya, bu noktada bir oyun değiştirici, dengeleri değiştirici, hatta oyun bozucu bir rol oynamaya başladığına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Buna ister Suriye, ister Irak hatta Balkanları dahil edebilirsiniz. Türkiye'nin önümüzdeki günlerde bu yönde daha ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını beklemek lazım. Çünkü Türkiye'nin kendisinin aynı zamanda bir meydan okuyan güç olduğunu unutmamak lazım. Meydan okuyan güç, meydan okumalarla karşı karşıya kalacak. Bütün bunların üstesinden gelmek için hem siyasi olarak hem iktisadi hem de güvenlik sanayisi noktasında ciddi adımlar atmak durumunda ve zorunda."
Açılış oturumuna telekonferansla bağlanan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyesi Alev Alatlı ve Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şahin de konuşma yaptı.
Kongrenin açılışına AEÜ Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
[AA, 19 Ekim 2018]